ÖLÜSÜ OLAN BİR GÜN, DELİSİ OLAN HER GÜN AĞLAR!.. Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 29.12.2015


Panoramik fotoğraf çekmek zor iştir ama, bir deneyelim dedik.  Bir yılı daha, acısıyla, tatlısıyla maziye gönderirken, nasıl bir yıl geçirdik? Bu yıla damga vuran olayları, özetin özeti olarak, bir panorama yapalım ve kaydedelim  istedik. Birçok iz bırakan olay yakın çevremizde olmuştur ama, ülke genelinde iz bırakanlar bizi her gün ağlattı. Yüreğimiz taşlaştı. Toplumun bir birine karşı sevgi pınarları kurumaya başladı ne yazık ki!..

2015’te, ülkenin yetiştirmiş olduğu birçok değerini kaybettik. Kimleri kaybetmedik ki? Sanat camiasının 2015 yılı kayıp yılı oldu. Müzeyyan Senar, Erol Büyükburç, Kayahan, Behiye Aksoy, Muzaffer Akgün, Ankaralı Namık, Atilla Arcan, Memduh Ün, Zeki Alasya, Levent Kırca’yı kaybettik. Basın dünyasından, Erol Simavi, Afet Ilgaz,Yaşar Kemal, Fikret Otyam, Bedri Koraman, Çetin Altan’ı kaybettik. Türk siyasetinin duayeni Süleyman Demirel, 12 Eylül’ün mimarlarından Kenan Evren,Tahsin Şahinkaya, Türk dış politikasında uzun yıllar hizmet etmiş siyasetçi Kamuran İnan ve burada adını sayamadığımız değerler, aramızdan bir bir ayrıldı. Acı tatlı anıları, eserleri ve hizmetleri geride bırakarak. Acı bir yıl oldu.Toplum olarak, gidişleri bizi çok sarstı. Ayrıca, kendi yakın çevremizde kaybettiğimiz eş dost, arkadaş ve akrabalarımızı saymakla bitmez. Başlığımızda olduğu gibi hepsine ayrı ayrı ağladık ve acılarımızı yüreğimize gömdük.

Türk siyasi hayatında, iki genel seçimi bir yıla sığdırdık. 7 Haziran 2015’te, yapılan genel seçimle, iktidar partisi %40.87 oy oranı ile, tek başına iktidar olma şansını kaybetti ve şok yaşadı. Bu şok halinden sonra, 45 günlük gönülsüz koalisyon kurma çalışmaları sonuç vermedi. Zaten, ikinci seçim, birinci seçimin ilk gecesi telaffuz edilmeye başlanmıştı, öyle de oldu. Bir Kasım’da seçim tekrar edildi. AKP seçime katılanların %49.50 oyunu alarak, tek başına hükümeti kurdu. İkinci seçimde, MHP ve HDP oy kaybetti. MHP, birinci seçimdeki milletvekili sayısının yarısını kaybederek, parti içinde, liderleri  ve parti yönetimi tabandan büyük tepki aldı. Hem CHP’de, hem de MHP’de, liderlik yarışı başladı. 2016’da ise, bu iki partinin genel başkanlık yarışı ile geçeceğine benziyor.

Temmuz 2015’ten itibaren, şiddetini tekrar arttırmaya başlayan PKK terör eylemleri, ülkenin gündeminde birinci sırayı aldı ve almaya devam ediyor. Başlangıçta, en az risk alarak eylemler düzenledi. Önceden döşenmiş bombaları, güvenlik güçlerinin geçişi anında patlatarak, can kaybına ve gündem oluşturmayı yaparken, Suriye ve Irak’taki gelişmelerden de istifade ederek, üç yılı aşkın Çözüm süreci nedeniyle, bölgede, yapılamayan operasyonların boşluğundan istifade  ederek, şehirlere yerleşti. Şimdi, Şırnak ve Diyarbakır’ın ilçelerinde özyönetim adı altında devlete başkaldırıyor. Her noktaya hendek, bomba yerleştirerek, halkı sindirdi ve güvenlik güçlerine direniyor. Her gün şehit veriyoruz. Geldiğimiz son nokta bu. HDP bu direnişe destek veriyor. HDP Gn. Bşk . Selahattin Demirtaş aralık ayı içinde, bir biri ardına ABD ve Rusya seyahatleri gerçekleştirdi.

Mersin’de, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan, evine giderken bindiği minibüs şoförü tarafından, tecavüz edildikten sonra, öldürülüp yakılma girişimi tüm ülkeyi ayağa kaldırdı, derin üzüntü ve travma yarattı. Ülkede kadın cinayetlerinin ciddi olarak sorgulanmasına neden oldu. Suçlular, ömür boyu hapse mahkum edilmesi bir nebze de olsa yüreğimize su serpti.

İzmir’de, Ege Üniversitesinde, PKK’lı gençler tarafından, bıçaklanan vatansever ve  Atatürkçü genç, kampüsün içinde yaralı 45 dakika ambulansın gelmesini beklerken kaybedilmiştir. O üniversitede, böyle bir olay yaşanmasına rağmen, yönetime hiçbir bedel ödetilmemiştir.

Hepimizi derinden üzen bir diğer olay ise; Suriye toprakları içerisinde bulunan “Süleyman Şah’ın türbesi, IŞİD ve PYD güçleri arasındaki çatışmaların ortasında kalması nedeni ile “ŞAH FIRAT!” operasyonu ile, bir gecede, Türkiye’ye getirilmiştir. Bir astsubayımız da bu faaliyette şehit olmuştur. Türkiye Cumhuriyetinin ülke dışındaki tek sembolik toprak parçası da, bu şekilde  terk edilmiştir.

Ülkemizde 2.5 Milyonu bulan mülteci sayısı, her geçen gün artmaktadır. Bunların bir kısmı, kurtuluşu Avrupa’ya kaçak yollarla gitmekte görmektedir. Bunun için, Ege Denizinden Yunanistan’a ait adalara geçerek, AB topraklarına ulaşmayı ölümü pahasına, şişme botlarla çoluk-çocuk gece koşullarında kaçmaktadırlar. Her sabah, ilk haberlerde, kaçarken alabora olan teknelerde ölenleri toplayan sahil güvenlik botlarını görmek, nerede ise,  olağan hale geldi. Suriyeli bir ailenin, 3 yaşındaki kızının cesedinin,  Bodrum sahilinde çekilen fotoğrafı, dünyada aynı gün 79 gazetenin bu haberi manşet yapması, Suriye dramını dünya gündemine oturttu.

Yıl içinde, aniden, 79 ilde aynı anda yaşadığımız, 10 saati geçen elektrik kesintisi ise, bugüne kadar bir ilkti. Ülkenin her yerinde hayat durdu. Sanki bir savaş halini andırdı. Günlerce, yetkililer konu hakkında resmi bir açıklama yapamadılar. Aradan bunca zaman geçmesine rağmen, kamuoyunu ikna edici-doyurucu bir açıklama yapılamadı. Domino etkisinden-siber saldırıdan ve birçok senaryolardan söz edilir oldu. Tekrarlanmaması için, yetkililer ciddi tedbir alacaktır mutlaka!…

22 Temmuz 2015 günü, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde, Suriye’deki iç savaşta Ayn El Arap(Kobani)’a destek amaçlı giden gençlerin, toplantı yaptığı sırada gerçekleşen intihar saldırısında, 32 genç olay bölgesinde ölmüş, 100 den fazlası yaralanmıştır. Yine, 10 Ekim 2015’te Ankara’da  düzenlenen mitinge gelenlerin toplanması esnasında, iki ayrı patlamada 109 vatandaşımızı kaybettik. Bu olayda, 246 kişi de yaralanmıştır. Bu saldırılar, ülkemizi Ortadoğu Bataklığının ne kadar kıyısında olduğunu ve her an bu bataklığın, bizi de içine çekebilecek güçte ve uygun ortamda olduğunu göstermiştir. Bu bataklığa saplanan, kımıldadıkça daha da derine batacağını bilmelidir. Devletin, yönetim kademelerinde olanlara, verdikleri ve verecekleri kararlarda, ne kadar dikkatli olmaları gerektiğini canlı olarak göstermektedir. İnşallah ders alırlar.

Toplumu en çok mutlu eden olaylardan en önemlisi, Türkiye Cumhuriyetinin yetiştirmiş olduğu Profesör Aziz Sancar, bu yıl ki Nobel Kimya ödülünü kazanması olmuştur. En önemlisi de, almış olduğu ödülü, Atatürk’e armağan etmesidir. 19 Mayıs 2016’da, Anıtkabir’de hazırlanacak özel bir bölmede ödül sergilenecektir. Göğsündeki Türk Bayrağı ve Atatürk rozeti ile ödülü almış olması ayrıca hepimizi mutlu etmiştir.

Yılın en riskli olayı ise, Hatay/Yayladağ bölgesinde, sınır ihlali yapan bir Rus savaş uçağının, Türk Hava Kuvvetlerince düşürülmesidir. Bu olayın yansımaları, yıllara yayılacaktır. En şiddetli dönemini atlatmaya çalışıyoruz. Ruslar; Satrancı çok iyi bilirler. Bu satranç tahtasında, kaybeden taraf olmamak için, tarihin derinliklerine inmek, o tecrübeleri günümüze uyarlamaktan başka çaremiz yoktur. Ülkemiz dev sorunlarını, 2015 ‘ten  2016’a, bilançosunda borçlu olarak, devretmek zorundadır. Başlıkta ne demiştik?  “ Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar!” maziye göndermeye hazırlandığımız yılda her gün ağladık. Yeni yılda, her gün ağlayanlardan  olmamak dileği ile yeni umutlarla, 2016’a hoş geldin diyoruz.

Hilmi ÇAKIR

29.12.2015

Tarih: 29.12.2015 Okunma: 750

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?