ARASINA MI, ZEYTİN KARASINA MI AĞLASINLAR? Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 19.11.2014


Soma, çok talihsiz ve acılarla dolu bir yıl geçiriyor. Soma adına, yüreğinde sevgi olanlar için de, acılı bir yıl!. Batı Ege’nin, çilekeş şirin toprağındaki halk, bir lokma ekmek için, önce, 301 Canını kara  toprağın bağrına yerleştirdi. Sanki,  acısı azmış gibi, bu sefer de, doğa katliamcıları, 6000 zeytin ağacını göz göre göre katlettiler. Yürek mi dayanır bu acıya!...Hangisine ağlasın Soma’lı/Yırca’lı ?

Zeytin ağacı, çınar gibi, yüz yıllarca ömrü olan ve bıkmadan usanmadan ürün veren bir ağaçtır. Zeytin ağacın varsa, aç  ve açıkta kalmazsın. Her şeyi ekonomik, budarsın odunun çıkar, ekmeğini pişirir sobanı yakarsın, üşümezsin, yağını çıkarır bütün yıl boyunca aşın olur,  çekirdeğinden sabununu yapar temizliğini halledersin. Azığının en vazgeçilmezidir. Ekmeğin varsa, zeytinin varsa, senden bahtiyarı olmaz. Kısacası bereket doludur. Yüzünü hiç kara çıkarmaz. Seni, namerde muhtaç etmez. Kışın, paran yoksa, bir sepet sele zeytini ile pazara gider, satar ve evin ihtiyacını alıp evine dönersin. Malatya’da kayısı ne ise, Ege’ de de zeytin odur.

Soma’nın Yırca Köyü halkı, yörede yapılmasına karar verilen Termik Santral adına, yıllarca emek verip, gözü gibi baktığı zeytin ağaçlarını maalesef, katliama kurban verdi. Çok direndi, mücadele etti  ama, sermayenin gücü hakim geldi. Hukuk imdada yetişir gibi oldu ama, geç kaldı. Danıştay, tam karar vermişken, o gece katliam gerçekleşti. Müthiş bir oyun(!) Kaç perde oynandı bilmiyoruz. Perde arkasını siz çözün…

Bugün üzüntüyle ifade etmeliyim ki; ülkenin her köşesinde, gün geçmiyor ki, doğa katledilmesin. Rant uğruna, geleceğimiz yok ediliyor. Torunlarımıza, her şeyi satılmış bir ülke bırakacağız. Son çıkan yasalarla, köy meraları da, artık köylünün olmaktan çıkarıldı. Kısa süre sonra, çok değişik kokular burnunuza  gelmeye başlayacaktır.

Gözü paradan başka bir şey görmeyen çarpık bir zihniyet, her geçen gün ülke ekonomisini ele geçiriyor. Avrupa’da, bugün doğaya saygısı olmayan şirketler, kara listeye alınırken, bizde, doğayı en iyi katledenler ön sıralara geçiyor. Bugün, İstanbul’da yaşayan, 20 milyonun üzerindeki insana, oksijen veren Fatih Ormanları 500 yılın eseridir. Tarihtir, mirastır, sevgidir, sabırdır. Fatih ne demişti? “ Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!” diye fetva çıkararak bugünlere-bizlere o ormanların ulaşmasını sağlamıştır.

Bu kadirşinas millet, zeytine o kadar değer vermiştir ki, en  değerli organımız göze “ zeytin gözlüm!” diyerek verdiği  değeri vurgulamıştır. Hatta hatta, şarkı sözü bile olmuştur zeytin. “Zeytin gözlüm sana meylim nedendir!” şeklinde hepimizin bildiği ve çok sevilen bir şarkının sözü olarak.!..

Bugün geldiğimiz noktada, Kobani bahanesi ile, bu ülkenin ekonomisine milyarlarca zarar veren, bölücü terör yandaşlarınca, yakılan “TOMA”lar için bu ülkenin yöneticileri, “bir toma yakarlar yerine 10 toma alır koyarız!” demek sureti ile, dik durmaya çalışmışlardır. Aynı yöneticiler, SOMA/Yırca’da katledilen zeytin ağaçları için; “Kesilen 6000 zeytin ağacının yerine 60.000 zeytin ağacı dikeriz!” diyememişlerdir. Nasıl bir zihniyet ile yönetildiğimizin en çarpıcı göstergesidir. Başka söze gerek var mı?

Bir ülke düşünebiliyor  musunuz? Orman ve Su işleri Bakanı, yüksek inşaat mühendisi olsun. Aldığı eğitim ne? İnşaat yapımı. Şimdi ne yapıyor ? orman Bakanı. İnşaat demek, doğayı tahrip ederek, insanların ihtiyaçlarına cevap verebilmektir. Aldığı eğitimle, taban tabana zıt bir görev. Biz de, bu bakanımızdan, ormanlık ve yeşil alanların korunmasını ve çoğaltılmasını bekleyeceğiz. Ne tuhaf değil mi, mümkün mü? Atatürk orman çiftliğinde, doğa katledilirken, bu bakanımız avrupa’da tatilde miydi acaba?

Muhalefet partileri, bugün yapımı tamamlanan AK_SARAY için, kıyameti koparıyorlar. Bu inşaat, havadan paraşütle kondurulmadı o bölgeye. Yıllarca, bekle- bekle tam iş bitiminde tepki ver. Ne kadar samimi bir tepki olduğunu sizlere bırakıyorum. Yakında, sıra Fatih Ormanlarına gelirse şaşırmayın. Belki, Fatih Ormanlarına da, ülkenin prestiji için, bir proje geliştirirler,  bu bakanımızı da  gönüllü tatile çıkarırlar…

Osmanlı’nın mirasında oturan, saraylarını kullanan ve her vesile ile, Yeni Osmanlı Ruhunu canlandırmaya çalışan iktidar, Fatih’in felsefesinin bir cümlesini bile anlamamıştır. Ecdadımız,  bize bu doğayı canı pahasına mücadele ederek bıraktı. Gazi Mustafa kemal Atatürk Ankara’nın o çorak topraklarında kendi öz parası ile meydana getirdiği yeşili ve ormanı kesip saray- konut yapasınız diye bu millete miras bırakmadı. Gazi, Yalova’da yapılan köşk için, bir çınar ağacının dalının kesilmemesi için, binanın kaydırılması emrini vermiş ve uygulatmıştır. Bu örneklerden hiç mi nasiplenmemiştir, bu yöneticilerimiz? Tarih dersinden sınıfta kalanlar,yönetici olamazlar…

Yırca Köyü halkı, yaptığı mücadele ile, tüm ülkeye örnek olmuştur.Tarihe not düşmüşlerdir. Kömürün karasına ağlarken, Soma halkı, bu sefer de,  zeytinin karası  için ağlamaya başlamıştır. Acı acıyı su sancıyı bastırırmış derler ya, Allah bu halka taşıyamayacağı başka acı göstermesin.

Hilmi ÇAKIR

16.11.2014

Tarih: 19.11.2014 Okunma: 669

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?