MİLLET’in ADAMI, Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 16.08.2014

                      

Millet’in adamı olmak öyle çok kolay olmuyor. Beraber yürümeniz, koşmanız gerekiyor bu yolları.Durup dururken Millet’in adamı olma şansınız da yoktur. Bu şans yüz yılda bir gelir adama.Bizim nesiller bu şansı kaybetti. Yeni yüz yılda kime gelir bilinmez. Çok da merak etmeyin, zaten, bizlerin görme şansı sıfır görünüyor.

“Millet’in adamı” olmak için, birçok özelliğin bir arada  olması lazım. Bunların tamamını bir çırpıda sıralamak çok zor. Burada bir kaçını satır başı ile geçelim;

-Çocukluğunu çok fakir ve zor şartlarda yaşamalı,

-İmam Hatip Okullarında eğitimini almalı,

-Bu okullarda, verilen hatiplik eğitimine, imamlıktan daha çok önem vermeli,

-Bu arada, önemli yeteneklerini gün yüzüne çıkarma zamanında, futbola ağırlık vermeli,

-Ticareti çok iyi öğrenip, Türkiye’nin en önemli gıda şirketlerinden birinden, bayilik alarak geçimini sağlamlaştırmalı,

-Çocuklarını yurt dışında okutacak, sponsor bularak, rahatça eğitimlerini sağlayabilmeli,

-Hem ticaret hem de siyaseti birlikte götürürken, kazandığı paranın bir kısmı ile, her marka ve modelden gömlek satın alarak stok yapmalı.Çünkü; o gömlekler ilerde çok işine yarayacak.

-Bir partinin gençlik kollarında görev alıp, il başkanlığına kadar yükselecek şekilde, parti içi faaliyetlerini arttırmalı,

-İl Başkanlığından sonra, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile, ülke ve dünyada popüler seviyeye gelmeli,

-Artık, bu aşamadan sonra, daha önce stok yaptığı gömleklerden, değişim yaparak, siyasetteki ustasıyla yollarını ayırarak, yoluna devam etmeli, yeni bir siyasi oluşuma imza atmalı,

-Kurduğu siyasi parti, ülkenin geçirdiği ekonomik krizin ardından kurtarıcı rolü ile, ülke yönetiminde söz sahibi olmalı,

-Çocuklarının düğünlerini spor salanlarında yaparak, binlerce davetlinin katılımı ve hediye törenleri yapılarak, çocukların geleceği sağlamlaştırılmalı,

-Çocukların geleceğini, düğünlerde gelen hediyelerle gemicik aldırarak, yavaş yavaş iş yaşamına alıştırmalı,

-Damat , ülkenin önemli bir basın yayın kuruluşunun başına CEO olarak getirilmeli ki, basında ki çatlak sesler susturulmalı,

-Deniz taşımacılığı iyi kazanç getiriyor ki, gemilerin sayısını birkaç senede arttırmalı,

-Ülkenin göz alıcı noktalarında gayrimenkullere sahip olunmalı, dünya hali bu ne olur, ne olmaz,

-Eğitimde, gelecek nesillerin hayır dualarını da almak için; aile fertleri ağırlıklı bir vakıf kurarak, yardımseverlerin yardımlarına hayır dememeli,

-Bu başarı öyküsünde, dara düştüğünde, başı sıkıştığında, her zaman karşısında bir düşman yaratabilmeli ve mağdur rolünü oynayabilmeli,

-Bu kadar önemli görevden sonra artık, Cumhur’un Başı olmaktan başka çare yoktur. Milletin Adamı olarak, bu makamı hak eden, en önemli kişi sıfatını kazanmış oluyor.

-Er Meydanına çıkıp halka bunu anlatmak kalıyor, bundan kolayı ne var. Zaten Hatiplik eğitimi bu iş için yeterli gerisi vız gelir tırıs gider.Karşısındaki rakibi gözüne rakip olarak bile görünmüyor.  

-Sonuç olarak “Millet’in Adamı” Gazi Mustafa Kemal’in koltuğuna oturma hakkını 10 Ağustosta halktan alıyor.

Bu yaşam serüveni böyle de, bir de Recep Çavuş’un Yaşam serüveni  var aşağıda. Bakın bakalım hangisi milletin adamı!...

Gazi Mustafa Kemal yurt içi gezilerinin birinde, Adana’da vatandaşlarla sohbet esnasında sorar;

- Bu villa kimin?

- KIRKOR Efendinin Paşam.

- Şu köşk?

- DİMİTRİ Efendinin Paşa Hazretleri.

- Ya şu ilerdeki konak?

- SALOMAN Efendinin.

Atatürk bu kez, az ötedeki toprak damlı virane bir evin sahibini öğrenmek ister. Adanalı Gazi öne çıkarak cevap verir,

-RECEP Çavuş’un Paşam.

Bunu duyan GAZİ M. KEMAL üzüntüyle karışık biraz sinirlenerek, “çağırın şu Recep Çavuşu” diye emir verir. Recep Çavuş koşarak nefes nefese gelir ve bir asker selamı verip “ Emredin Paşam” der. Atatürk bu kez Recep Çavuş’a; “Bu onun, şu onun, o virane de senin, bu Ermeniler, Yahudiler, Rumlar bu binaları dikerken sen neredeydin?” Recep Çavuş cevap verir;

- Sizinle beraberdim paşam! Trablusgarp’da, Çanakkale’de, Sakarya’da...!

Pekiyi, Recep Çavuş, Gazi Mustafa Kemal’in yanında idi, “MİLLET’İN ADAMI!” bunları yaparken biz/siz/onlar neredeydi/k/niz? Hangisi Millet’in adamı?

Hilmi ÇAKIR

14.08.2014

Tarih: 16.08.2014 Okunma: 677

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?