PİRİ REİS’in TORUNLARI İÇİN, DENİZLER AĞLIYOR!.. Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 03.05.2014


 
Bugün Türk Tarihi için acı bir gün. Bu ülkenin yemeyip içmeyip yetiştirdiği, denizlerimizin ve yurdumuzun yılmaz bekçileri olan, denizci subaylarımızın karada can verdiği gündür bugün. Bu ülke, karada can versin diye yetiştirmedi bu civan bahriyelileri!…
 
Aklı, vicdanı ve düşünme yeteneği olan her vatandaş; bugünü vicdanında sorgulamalıdır. “Balyoz darbe plan!” adı altında tutuklanan ve hüküm giyen, TSK mensupları, yıllardır ceza evlerinde, adaletin tecellisini beklemektedirler. Hükümet yetkililerinin bile; TSK’lerine kumpas kurulduğunu ifade ve itiraf etmelerine rağmen, bu güne kadar olumlu bir gelişmenin olmaması acı vericidir. Bu planla ilgili, ilk haberde basında ne başlık atılmıştı? “TSK. Fatih Camii’ni kendi uçaklarımızla
bombalayacaklardı!” Ne hikmetse, bu davadan en çok ceza alan, Deniz
Kuvvetlerinin Subay ve Amiralleri. Bunlar mı bombalayacaktı Fatih Camii’ni?
 
Mamak Askeri Ceza evinde, beyin Kanaması sonucu; GATA ‘de yoğun bakıma alınmış ve fakat, kanama durmadığı için, ameliyata alınamayan Dz. Kur Alb. Murat Özenalp ‘in beyni bu acılara daha fazla dayanamayıp, hakkın rahmetine kavuşmuştur. Mekanı cennet olsun. Türk Millet’inin Başı Sağ olsun…
 
Deniz Kuvvetlerinin, Komuta personelinin %10’dan daha fazlasının, değişik davalardan, bugün ceza evinde olması düşündürücü değil mi? Sizi düşündürmüyor mu? Ne zaman şu “MİLGEM” Projesi (Milli Gemi Projesi) hayata geçirildi. Sözde dostlarımız(!) bu projeye çok sevindiler. davul zurnayla karşıladılar Gölcük’teki donanmamızı!… Sonuca bakar mısınız? Hapishaneler Bahriyelilerle doldu taştı. Şu Allah’ın işine bak. Bu kadim dostlarımız(!) bizi ne kadar seviyor muş da, haberimiz yokmuş meğersem…
 
Bizim ülkemiz, bir deniz ülkesi. Yarımada, bu coğrafyada var olmak için, güçlü Deniz Kuvvetleriniz, olmazsa olmazdır. Bugün, EGE Denizi’nde, Yunanlılar sessiz sedasız Lozan’da ve Diğer Uluslararası anlaşmalarda, kime ait olduğu belirtilmemiş bir düzine adayı, 12 yıllık sürede peyder pey işgal etmiş, bayrağını dikmiş, hatta hatta, kilisesini bile yapmıştır. Türk basınından, birkaç cılız sesin dışında, diğerleri bu durum karşısında üç maymunu oynamış ve oynamaya devam etmektedirler.
 
Kıbrıs Barış Harekatı, yeterli çıkarma gemimizin olmaması nedeniyle, Kıbrıslı soydaşlarımız, Makarios’un zulüm ve işkencesi altında, yıllarca katledilmişlerdir. Üzülerek ifade etmeliyim ki, TC. bu zulüm ve katliamları yutkunmak ve cılız tepkilerle geçiştirmek zorunda kalmıştır. Yakın tarihimiz bunun en yakın tanığıdır. Uzağa gitmeye gerek yoktur. Deniz Kuvvetleri zayıf ve zayıflatılmış bir ülke, Akdeniz’deki doğal zenginliklerini koruyamaz. Bugün, Kıbrıs Rum Kesimi, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz rezervleri ile ilgili, bir çok Uluslararası Şirketlerle, ikili anlaşmalara imza atmış ve atmaktadır. Bölgede sondaj çalışmaları aralıksız sürdürülmektedir. Bizim Bahriyelilerimiz de, Mamak’ta, Silivri’de, Hadımköy’de çile doldurmakta, görüş gününü beklemekte, “yelkenler fora!” komutunu özlemle bekleyerek!…
 
*Preveze Deniz Savaşında, Barbaros Hayrettin Paşa, Haçlı Donanmasını bozguna uğratarak, Akdeniz’i Osmanlı’nın iç gölü haline getirmiştir. Bu durumu sindiremeyen Haçlı Ordusu, İnebahtı’da Osmanlı Donanmasını hazırlıksız yakalayarak, donanmanın büyük bölümünü yakmıştır. Sadece Kılıç Ali Paşa Komutasındaki güçler kurtulabilmiştir. Bu bozgunda tecrübeli bir çok denizci şehit olmuştur. Donanma maddi kayıplarını kısa sürede karşılamış ama, yetişmiş insan gücünün büyük bölümünü kaybettiği için, Akdeniz’de elde etmiş olduğu üstünlüğü bir daha ele geçirmemiştir. İnsan gücünü kaybeden bir donanmanın, tekrar eski konumuna gelmesi, uzun yılları gerektirmektedir. Rakipleriniz hızla yol alırken… Bu tarihi gerçek, bugüne ışık tutmuyor mu?
 
*Tarihi yapanlar başka, yazanlar ise başkadır. Tarihi yazanlar, eğer tarihi yapanlara sadık kalırlarsa ,önümüze nasıl bir tarih çıkacaktır? Gelecek nesiller, bugünleri nasıl değerlendirecektir? Bizleri hangi konularda sorgulayarak vicdanlarda hapsedeceklerdir. Peşin peşin söyleyeyim. Bugün TSK’nin, milletine ihtiyacı vardır. Hapishane de beyin kanaması sonucu kaybettiğimiz Dz. Kur. Alb. Murat ÖZENALP’in cenaze töreni, en az Berkin ELVAN’ın cenazesi kadar kalabalık olmalıydı.Taksim Meydanında yürüyüş yapan ve ellerinde “HEPİMİZ ERMENİYİZ!” pankartı taşıyanlar kadar organize olmalıydı.Yüce Türk Milleti, dirisine sahip çıkmadığı/çıkamadığı, Bahriyelilerini son yolculuğunda yalnız bıkmamalıydı. Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan, siyasi partilerimiz neredeler? Kendi ordusuna sahip çıkmayanlar, maalesef tarih göstermiştir ki; üzülerek ifade etmek zorundayım ama, bir gün başka orduları beslemek zorunda kalabilirler.*
 
Hilmi ÇAKIR
 
3.5.2014

Tarih: 03.05.2014 Okunma: 770

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?