GEZİ PARKININ ARDINDAN!.. Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 22.06.2013


 

  Hilmi ÇAKIR


Etkiye karşı Tepkinin oluşumunu insan olan herkes bilir. Ben size bir tekme
atarsam, siz de bana tekme veya yumrukla veya elinizde başka bir nesneyle
karşılık verirsiniz. Bu duruma *etki-tepki prensibi* denir. Bana sevgiyle
yaklaşırsanız ben size nefret ve kinle yaklaşım sergileyemem. Mümkün değil.
Bunun aksi, söz konusu değildir.
 
Aşağılayıcı bir tabir bu ülkeyi yönetenlerin ağzından öyle veya böyle
çıkarsa bunun mutlaka yansımaları olacaktır. Bu ülkenin huzura barışa
ihtiyacı varken *"Ben* *yaptım oldu!"* anlayışı ile artık yönetilemeyeceği
çok açık bilinmelidir. Bu ülkenin ortak alanlarında yapılacak bir mimari
değişikliğin halkın büyük çoğunluğu tarafında kabul görmeli, yoksa bunun
sonu, ülkede hiç de hak etmediğimiz görüntülerin oluşmasına neden
olmaktadır.
 
*Bir kelime toplumu germiştir*. Bu kelime için şarkı bile bestelenmiştir. *
"çapulcu* *musun vay vay!"* ve bu kelime yıllarca hafızalardan
silinmeyecektir. Hiç kimse bu kelimeyi kabullenemez. Bugün genel evde
çalışana bile "o ----" kelimeyi söyleyemezsiniz. Sizi perişan eder. Dileriz
bir an önce toplum sakinleşir. Herkes işine gücüne bakar. Ne kadar
yüksekte iseniz. O kadar dikkatli olmak zorundasınız. Yağlı direğe çıkmak
zordur ama, orada durmak daha zordur.
 
Ülkeyi yönetenler 50 yaş ve üzeridir.Günümüzde herkesin kabul etmesi
gereken bir gerçek var ki bilgi çok çabuk üretilmekte ve tüketilmektedir.
İnternet çağında her şey göz açıp kapayıncaya kadar değişmektedir. *Gençlik
bu konuda, anne ve babaların* *çok önünden gitmektedir*. Kabul etseniz de
etmeseniz de gerçek bu... Onlar bilgiye çok çabuk ulaşıyor, kullanıyor ve
tüketiyor. Artık bir tane Meydan Laurse ansiklopedi yok, binlerce var.
İşte aramızdaki fark bu...Bütün ebeveyn konumda olan ve yönetenler bu gerçeği
görmelidir.
 
Sosyal medya müthiş bir iletişim aracı. Yönetenler bu gerçeği algılamakta
zorlandı. Tedbir geliştirme için şu an çalışıyorlar. Korku toplumu
yaratmayı hedefleyenler olabilir. Dünyanın dikkati ülkemize çevrilmiş
durumda. Ülkemiz için değişik "bahar" kavramları yabancı basın tarafından
kullanılmaya başlandı. *Onlar bahar* *dedi mi, bilin ki; o kan ve gözyaşı
demektir.* Tanrı bizi bu bahar sevdalılarından korusun.
 
Her olayın en önemli sebeplerinden biri de ekonomiktir. Bugün iktidara
yakın olanlar bilgiye çabuk ulaşıyor. Bilgiye ulaşan aynı zamanda paraya
ulaşıyor. Bu toplumda çok net görülüyor. Paraya ulaşanlar, bu kaynakların
ellerinden gitmemesi için; dar bir çevrede bölüşümle, pastanın büyük
kısmını yemek istemeleri diğerlerini rahatsız etmektedir. "Kimi yer kimi
bakar kıyamet bundan kopar!"...
 
Kitle hareketleri çok tehlikelidir. *Kitlenin bilinci, kitledeki en az
bilince sahip* *kişinin seviyesine iner*. Siz profesör dahi olsanız,
kitlenin içinde erirsiniz. Fertler bu tür eylemlere girerken bunun
bilincinde olmalıdır. Benim oğlum, kızım kesinlikle böyle bir şey
yapmaz/yapamaz diyen anne- babalar bu gerçekle karşı karşıya kalabilirler.
Toplumsal hareketler de bu durum her zaman görülebilir. Kaş yapalım derken
bir de bakmışsınız ki göz çıkarmışsınız. Bunun bedeli de ağır olur.
 
Siyasi yelpaze önümüzdeki süreçte yeniden şekilleneceğe benzemektedir.
Toplumun yeni bir arayış içine girdiği çok açıktır. Her siyasi parti bunu
çok iyi analiz etmek zorundadır. Bu olayları küçümseyenler orta vadede
kaybedecektir. Atatürk'ün bu Cumhuriyet'i niçin Gençliğe emanet ettiği
şimdi toplum tarafından daha iyi algılanmıştır. *Gençliği ıskalayan
geleceği de ıskalamış olur.* Her konuda daha fazla özgürlük, adalet,
anlayış, saygı ön plana çıkacaktır. Çift yüzlü davranışlar,yalan,kısa
vadeli çözümler her zaman kaybedecektir.
 
Bu olaylarda, Türk Basınının büyük bölümü* ilk üç gün, üç maymunu *oynamıştır.
Bu toplumu kör zannedenler, öncelikle kendileri bir göz doktoruna acil
gitmelidir. Basın, gücünü özgürlüğünden almalıdır. Patrona dayalı bir basın
kabul edilemez. *Rüzgara göre hareket edenler, rüzgar kesildiği zaman nereye
* *düşeceklerini de iyi hesap etmelidir*. Hayatta her şeyin bir bedeli
vardır. Bedel ödemeden yaşamak isteyenler asalak olarak yaşamı
seçmişlerdir. Sarıldıkları dal ayakta kaldığı sürece hayatta kalabilirler.
 
Yasakçı bir zihniyetle toplumları uzun süre yönetemezsiniz*. Yasakladığınız
her* *faaliyet yer altına inecektir.* Bu hareketleri takip etmek için ilave
güçler oluşturmak zorunda kalacaksınız. Buzdağı gibi (Aysberg) dışarıdan
görünen kısım çok az, derinlikteki kısım ise daha büyük olacaktır. Bu
yöntemi deneyen ülkeler geç de olsa bu yanlıştan dönmüşlerdir. Eski
Sovyetler Birliği gibi...
 
Bu toplum artık 31 Mayıs öncesi toplumu değildir.Toplum; daha özgür, daha
çevreci, daha özgün, yaşam biçimine en az müdahale, bayrağına, toprağına
vatanına, yaşadığı çevreye daha duyarlı,daha paylaşımcı,daha hoşgörülü,
inançlara saygılı,etnik ayrımcılığı sevmeyen, Ata'sına sahip çıkan,
baskıcı, gece yarısı operasyonları istemeyen, *lideri belli olmayan, yeni
bir doğum sancısı yaşamaktadır*. Bu sancı ne kadar sürer bilemem ama,
mutlaka güneş yarınlarda daha aydınlık doğacaktır.(20.06.2013)
 

Tarih: 22.06.2013 Okunma: 695

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?