Kitap okumayan cennete gidemez, Rıza ZELYUT

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 13.02.2011

Rıza Zelyut, GÜNEŞ

Hani önüne gelen cennete gidiş şartları koyuyor ya... Ben de bir şart getiriyorum: Eğer okuryazar iseniz de hayatınızda bir kitap bile okumadan ölmüş iseniz; işiniz zor. Çünkü; görklü Tanrı; ilk emir olarak şöyle diyor: Oku...
Eğer Tanrı katına okumadan varmış iseniz hiç kuşkunuz olmasın ki bir zorlukla karşılaşacaksınız... O yüzden ne edip edip ucundan bucağından başlayın kitap okumaya... Hadi siz okumuyorsanız çocuklarınıza, torunlarınıza veya kardeşlerinize kitap okutun.
Bu hafta bana gelmiş olan bazı kitapları kısaca tanıtacağım:
- TÜRK SİYASAL TARİHİ: Doç. Dr. Rıdvan Akın'ın yaptığı bu bilimsel çalışma, 1908-2000 yılları arasındaki Türkiye'nin siyasal fotoğrafını çekiyor.On İki Levha Yayıncılık tarafından piyasaya sürülen esere 'www.onikilevha.com.tr' adresinden ve 0212 343 09 02 nolu telefondan ulaşabilirsiniz. Başta siyasetle uğraşanlar olmak üzere; cumhuriyet tarihine meraklı olanlar; birinci elden kaynakların kullanıldığı Türk Siyasal Tarihi'ni bir ansiklopedik eser gibi değerlendirmelidirler.
- TELEKULAK CUMHURİYETİ- Dinleme-İzleme-Fişleme: Emekli kaymakam Asım Arslan hukukçu bilgisini de kullanarak ilginç bir çalışma yapmış. Nazım Hikmet'ten tutun da AKP hükümetlerinin çok geniş biçimde yürüttüğü gizli dinlemeler ve fişlemeler, bu çalışma ile biraz daha ortaya çıkartılmış oluyor. Kitapta Abdi İpekçi ile ilgili olarak yapılan bazı telefon konuşmalarının tutanağı gibi Başbakan Erdoğan'ın KKTC'nin eski cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile yaptığı özel görüşme tutanağı da yer alıyor.
Telekulak Cumhuriyeti'ni Dost Dağıtım (0312 432 48 689) piyasaya vermiş.
- ASKER-DEVRİM-DARBE: Emekli General Ömer Lütfi Erol'un bu hacimli çalışması B Yayın'dan ( 0212 527 11 00/www.yayinb.com) çıkmış. Dünyadaki darbelerin ve devrimlerin anlatıldığı geniş bir bölümden sonra Türkiye'deki askeri darbeler irdeleniyor. General Erol; içinde yer aldığı yapılanmaları da anlatarak kitaba derinlik kazandırmış. Orduyu ve darbeleri anlamak isteyenler için önemli bir çalışma...
- ADLARIMIZ: Aydil Erol'un bu ayrıntılı çalışmasının içinde tam 17539 isim bulunuyor. İsimler; şarkılarla, şiirlerle, türkülerle ve tarihsel örneklerle gösterilmiş. Özellikle çocuğuna isim arayan ana-babalara bu kitaba bakmalarını öneriyorum. (Çağrı Yayınları- 0212 516 20 80 -www.cagri.com.tr)
DOĞU RAPORU: Prof. Ümit Özdağ- İkbal Vurucu- Ali Aydın Akbaş tarafından hazırlanan 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'naün bu raporu Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde birçok Kurmanç, Zaza, Arap, Alevi ve Türmen denekle birebir görürşülerek elde edilen bulguları kapsıyor. Bu kitap; Türkiye’deki doğu algısını kökten değiştirecek sonuçlar ortaya koymaktaÖ Sonuçlara çok şaşıracaksınız. (Kripto Yayınları: 0312 432 1923-www.kriptokitaplar.com)
Osmanlı Devleti Döneminde DERSİM SANCAĞI: İbrahim Yılmazçelik'in bu çalışması bugün Tunceli diye bilinen bölgenin idari, iktisadi ve sosyal hayatını belgeleri konuşturarak gün ışığına çıkartıyor. Son dönemlerde 1937-1938 olaylarıyla sık sık gündeme getirilen Dersim ve Dersim tarihi ilgili arşiv belgelerini merak edenlerin kaçırmaması gereken bir çalışma. ((Kripto Yayınları: 0312 432 1923-www.kriptokitaplar.com)
DERSİMLİ DİYAP AĞA: Kağan Gökalp ile Suat Bulut'un bu eseri; adı çok duyulan ve gerçek kimliği çok az bilinen Dersimli Diyap Ağa'yı ilk kez ayrıntıları tanıtıyor. 1920'li yılların başında, Anadolu'nun birçok yerinde bölücü isyanlar varken O'nun: 'Türklük tehlikeye düştüğü için Milli Mücadeleye katıldım'diyerek Mustafa Kemal'in yanında yer almasının 'Dersim'in gerçek cevabı'olduğunu göreceksiniz. (Kripto Yayınları: 0312 432 1923-www.kriptokitaplar.com)

Kankalar kavga etti
O şarkıyı bilirsiniz: 'Ne bir selam ne bir haber/Eski dostlar, eski dostlar!' diyor ya hani...
Bırakın selamı sabahı; bunlar şimdi birbirlerini yumruklamaya başladılar.
Haberi biliyorsunuz: 'Torba Yasa Tasarısı görüşmelerinde BDP'li milletvekil Sırrı Sakık, AK Parti milletvekili Ziyaeddin Akbulut'u yumrukladı.'
İyi de Kandil'den gelen teröristler, Habur'dan içeri alınıp bunların ayağına valiler, yagrgıçlar gönderilirken iki tarafın arasında su sızmıyordu...
Şimdi AKP'lilere saldıran Bay Sakık o sıralarda CHP'lilere karşı yumruk sallıyordu. AKP Diyarbakır milletvekili İhsan Arslan; Sırrı Sakık ile aynı şeyleri konuşuyordu.
Peki ne oldu da kankalar kavga etti?
Seçim yaklaşıyor; seçim...
AKP; 65 milyondan fazlasını oluşturan Türk kesimin oylarını alabilmek için şimdi milliyetçi halayı çekmeye başladı.
Seçim bitsin; AKP-BDP ittifakı yeniden kurulacak; anayasa değiştirilecek, İhsan Arslan ile Sırrı Sakık da Kürdistan halayı çekecekler...
Nasıl olsa millet yoksullukla, işsizlikle başı derdine düşürülmüş; olanı biteni tartışamayacak hale getirilmiş...

Sizi gidi viskiciler
Meclis'te Torba Yasa Tasarısı diye bir yasa görüşülüyor. Çalışanların haklarının içine doldurulup denize atılacağı, zenginlere de yeni zenginlikler sunacak bir torba bu. Meclis'teki görüşmeler sırasında; CHP'li Muharrem İnce, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e sormuş:
-Bu yasa tasarısı ile İngiltere Başbakanı Tony Blair'in başbakan Erdoğan'a yazdığı İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolarlık borcunu affediyorsunuz. Viskicileri niye koruyorsunuz?
Maliye Bakanı; şu ibretli cevabı vermiş: 'Vergi mükellefleri hakkında bilgi vermemiz kanunen yasaktır...'
Muharrem İnce kaçırır mı bastırmış cevabı:
-İşte itiraf ettiler. Erbakan olsaydı; 'Sizi gidi viskiciler, sizi!' derdi.

Tarihten bir sahne
'İstanbul'da çok çeşitli vahşi hayvanlar gördüm. Vaşak, yabankedisi, aslan, kaplan, leopar, panter... Bu hayvanlar terbiye idiliyorlardı. Bir arslanın yemek üzere ağzına verilmiş bir koyun, terbiyecisi tarafından ağzından çekilip alındığı halde, hayvan hiç durumunu bozmamıştı. Bir küçük fil yavrusunun dans ettiğini, top oynadığını gördüm. Tahmin ediyorum buna inanmıyor, gülümseyerek, 'Fil top oynar mı?' diyorsunuz...
(...) Cidden uydurmuyorum. File dans etmelerini emrettikleri zaman bir ayağını basıp kaldırarak dans eder gibi yürüyordu. Önüne atılan topu da hortumu ile tutuyor ve tekrar atıyordu. (...) İstanbul'da bulunan hayvanlar arasında bir zürafanın da bulunduğunu fakat benim gelmemden az önce öldüğünü öğrendim.'
Yukarıdaki bilgiler 1555 yılına ait. Avusturya elçisi O. G. de Busbecg böyle yazıyor. Bugün için bize normal gibi görünse de o çağda İstanbul'un sirk gösterisinde bile dünyanın başkenti olduğu anlaşılıyor.)

Ya Türkiye'deki
Halk, Mısırda kendisini ebedi Başkan zanneden Hüsnü Mübarek'i gönderdi. Acaba Türkiyedeki Hüsnü Müberekler bu gidişten bir ders çıkartacaklar mı?
***
Bir de Mısırdaki sokak hareketlerini devrim sananlar var. Özellikle haber kanallarının spikerlerine bir sözlük alıp devrim kelimesinin anlamına bakmalarını tavsiye ediyorum.

 

Arşiv

Tarih: 13.02.2011 Okunma: 705

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?