KURTULUŞ MİLLÎ EKONOMİDE Mİ?

Neslihan KORUTÜRK - 08.04.2010


Biz ne kadar “sosyal devlet”, “sosyal adalet”, “adil gelir dağılımı” falan desek de; bugün, dünyada uygulanan iktisat modeli kapitalizmdir.

Hatta “sosyal devlet” olma ilkesi devletlerin çoğunun Anayasalarına bir madde olarak girse… Partilerin ekserisi sosyal adaleti gerçekleştireceğini vaat etse de hâkim olan sistem kapitalizmdir.

Bu sistemden de, nüfusun yüzde 1’i gibi küçük bir azınlıktan başkasının memnun olması mümkün değildir. Kaldı ki kapitalist sistem de gittikçe vahşi bir hal almakta; dünya çapında zengin daha zengin, fakir daha fakir hale gelmektedir.

Bu düzen bir zulüm düzenidir ve kahir ekseriyet bunun değişmesini istemektedir.

İstemektedir fakat yerine nasıl bir “nizam” geleceğini de bilememektedir. Bu düzenin yerine ikame edilebilecek çözüm önerileri var fakat yaygın medyada bu öneriler yer bulamıyor.

Neden?

Çünkü işlerine asla gelmiyor… Çünkü yaygın medya kapitalistlerin kontrolünde ve bu düzenin değişmesini katiyen istemiyorlar.

Dünyaya yeni bir ekonomik model önerisi yapanlardan biri de Profesör Doktor Haydar Baş…

Haydar Baş, “Millî Ekonomi” adını verdiği çözümünü aslında yıllardır tanıtmaya çalışıyor. Feryatlarını Orta Asya’dan Atlantik’e kadar bütün Avrupa ve Asya duyuyor da, Türkiye’deki ekonomistler ve medya bir türlü duymuyor.

 

  Geçen Pazar günü, Bursa’da 7’ncisi gerçekleştirilen Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi’ne katılan 100’den fazla yerli ve yabancı akademisyen, “yaşanan global krizden yegane çıkış formülünün Milli Ekonomi Modeli olduğunu” hep bir ağızdan tüm dünyaya haykırdılar. Başkanlığını Prof. Dr. Haydar Baş’ın yaptığı ve Rusya Bilimler Akademisi’nden Prof. Dr. Vladimir Lisichkin’in başkan yardımcılığını yürüttüğü Uluslararası Bağımsız Ekonomi Modeli Birliği (UBEMB) tarafından düzenlenen kongreye ilgi çok büyük oldu. Kongrede 40’tan fazla bilim adamı tebliğ sundu.

Kongrenin kapanış konuşmasında; Bir insanı ayakta tutan gücün adına can denir. İşte milletlerin canı zahir planda ekonomisidirdiyen Prof. Dr. Haydar Baş,Milli bir ekonomi sistemi lazım. Bu olursa Türk milleti, devleti ve ekonomisi dünyada ilk sırayı alırdedi.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Haydar Baş tüm dünyayı globalleşme adı altında tek yerden yönetmek istendiğini söyledi. Bu bütünün parçası olmaya kabul eden ülkelerin globalleşmeyi ortaya koyan ülkelerin emrine girdiklerine dikkatleri çeken BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: Dünyayı global bütünün bir parçası haline getirmek istiyorlar. Sen o bütünden bir parça olursan kimin emrine amade olacaksın? Onun emrine amade olacaksın. O halde buna sırtını dönüp, ‘hayır’ diyeceksin ve milli devletini kuracaksın. Çünkü milli devlete sahip olmayan bir milletin ayakta kalmasının asla imkânı yoktur. Neden mi? Her zaman söylüyoruz Filistinliler çok cesur insanlar. Elinde taşla topun, tankın, merminin üzerine gidebilecek cesaret var o gençlerde. Büyük bir cesaretle bu mücadeleyi veriyor Filistinliler fayda etmiyor. Neden? Onu koruyan bağımsız bir milli devleti yok da ondan fayda etmiyor. Binaenaleyh olması gereken güçlü ve tam bağımsız bir milli devlettir.”

*                          *                      *

MİLLİ EKONOMİ MODELİ

 Bağımsız Türkiye Partisi’nin internet sitesinde yayınlanan MİLLİ EKONOMİ MODELİ çok büyük iddialarla ortaya çıkıyor.

“Bu model bir alternatif değil, ekonomik savaşın yaşandığı günümüz dünyasında yegâne kalkınma modelidir.” denildikten sonra, MİLLİ KALKINMA MODELİ’nin esasları maddeler halinde ele alınıyor. İşte o esaslardan bazı başlıklar:

Maksat, ülkemizin kalkınması ve ekonomik bağımsızlığıdır. Ekonomik bağımsızlıktan kasıt, Türkiye’nin gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme gücüne sahip olması, iç ve dış ödemelerini borçlanmadan temin etmesidir.

Üreticinin sıfır maliyetle sermaye elde edebilmesi için, emisyonun genişletilmesi ve faiz giderlerinin kaldırılmasıyla elde edilecek kaynak, proje mukabili müteşebbise verilecektir.

Yerli üretim, ithal mallar karşısında korunacaktır.

Gelişmekte olan ülkeleri sömürme mantığı dışında yatırım yaptığı ülkeyle ’ekonomik kader birliği’ yapacak ve kazandığı paranın tamamını bu ülke içinde tekrar yatırıma dönüştürecek anlayışta olan yabancı sermayeye her türlü teşvik ve kolaylık sağlanacaktır.

Dalgalı kur politikasına son verilecektir. Türk parasının değeri, Merkez Bankası eliyle korunacak, dolarizasyonu önleyecek tedbirler alınacaktır.

Bankacılık kesimi, devlet denetimi altında olacak, faiz hadlerinin belirlenmesinde, banka kredilerinin sektörler ve firmalar arasındaki yatırımlarının dağılım ve yapısı kontrol altında tutulacaktır.

Gümrük Birliği, millî çıkarlarımız doğrultusunda tekrar gözden geçirilecektir.

Spekülatif para ve sermaye hareketlerine karşı tedbirler alınacaktır.

İşçi ve memurdan vergi alınmayacak; geliri 100 milyarın altında olan üretici ve pazarlamacıdan da vergi alınmayacaktır.

Tarım ve hayvancılık, ormancılık ve madencilik desteklenecek; bu işletmelerin devreye girmesi için faizsiz kredi verilecektir.

Bu esasların hepsinin uygulanabilir olduğuna ve bir an evvel hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

*                          *                                 *

VAAT VE HEDEFLERDEKİ ADALETSİZLİKLER

Bu vesileyle Bağımsız Türkiye Partisi’nin internet sitesini de inceleme fırsatımız oldu. Orada gördüğümüz bazı hedef ve vaatlerin adaletsizlik yaratacağını vurgulamak zorundayız.

1’ncisi; her emekliye, aldığının 3 katı maaş! Yani, 400TL. alan bir emeklinin maaşı 1.200 TL’ye yükselirken, 6 bin lira alan E. milletvekilinin maaşı 18 bin’e, 5 bin TL alan E. generalin maaşı da 15 bin’e yükselecek, öyle mi?

Bu mu milli ekonominin adaleti?

2’ncisi; Çiftçi kendi ürününün fiyatını kendisi belirleyecek ne demek? Bunun gerçekleşme imkânı olabilir mi?

3’ncüsü; 2’nciyle bağlantılı… Fındığın alım fiyatı 10 TL olacak! O zaman bütün alımlar ona göre yükselecek… Her mahsul ve mamulün fiyatı da anormal rakamlara çıkacak demektir. O zaman emekli maaşlarını yükseltmenin ne anlamı kaldı?

Bağımsız Türkiye Partisi’nin Millî Ekonomi Modeli ne kadar umut vericiyse, bu uçuk vaatleri de o kadar umut kırıcı…

Bu partinin üst yönetimi, söz konusu vaatleri bir gözden geçirmeli…

Üniversite harçlarının kaldırılması, her ev hanımına maaş bağlanması, asgarî ücretin 2.000 TL olması gibi hedefleri, günümüze göre yüksek olmakla birlikte uygulanabilir buluyoruz.

Tarih: 08.04.2010 Okunma: 826

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?