BU YAZIYI KAÇ MİLYON AÇ OKUYACAK, Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 01.11.2009

 

Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün(FAO)  kuruluş günü olan 16 Ekim tarihinde “Dünya Gıda Günü” toplantıları yapılır. İşin ilginci yine ,17 Ekim tarihi de “Dünya Yoksullukla Mücadele Günü” olarak kabul edilmiştir. Burada şu ortaya çıkıyor. Yoksullukla gıda bölüşümü arasında bir koşutluk var. Yoksulluk arttıkça  gıda paylaşımında önemli düzeyde dengesizlikler ortaya çıkıyor. Kimisi açlıktan ölürken, kimileri de sütlerini tarlalara döküyor.

 

KÜRESEL KAPİTALİZM YOKSULLUĞU ARTIRIYOR, GIDA  BÖLÜŞÜMÜNÜ DENGESİZLEŞTİRİYOR

Ortaya çıkan bu durumun nedenini iyi tanımlamak gerekiyor. Nedeni, yerküresine egemen olan küresel kapitalizm. Küresel kapitalizm, bir yandan zengin ülkelerde gelir dağılımını bozuyor ve yoksulların sayısını artırıyor, bir yandan da merkez ülkelerin dışında kalan ülkeleri toptan fakirleştiriyor. ,Bir Türk zengini bile, buna isyan etmiş(!). ”Bugün dünyanın en zengin üç kişinin servetleri toplamı, en yoksul 600 milyon kişinin gelirleri toplamına eşit diyor (17 Ekim 2009,Hürriyet Gazetesi). Ancak yoksulluğun nedenini bir türlü söylemiyor.

 

Biz  söyleyelim; yoksulluk işsizlikle besleniyor. İşsizlikle mücadele yerine zengin  ve yoksul ülkelerin devlet yöneticileri,ortaya çıkan krizlerde önce özel banka ve finans kuruluşlarını kurtarıyorlar, halktan topladıkları paraları bunlara aktarıyorlar. Kısaca , küresel kapitalizm iki temel çelişkiyi yapısında  barındırıyor. Bunlardan birincisi,emek-sermaye çelişkisi, ikincisi ise zengin ülkeler-mazlum(Mustafa Kemal Atatürk ve Sultan Galiyev’in nitelendirmesi  böyleydi) ülkeler çelişkisi. Ancak bu çelişkileri, mazlum ülkelerin yoksulları kadar zengin ülkelerin emekçileri ve üreticileri de yeterince görmüyorlar. Bu kapsamda zengin ülkelerin çalışan katmanları ve sınıfları, daha  benmerkezci davranış  gösteriyor denebilir. Örnek mi?

 

AVRUPALI SÜT ÜRETİCİLERİ SÜTLERİNİ TARLALARA DÖKTÜLER!

Dünya Gıda Günü öncesi günlerde, Avrupa’da garip , garip olduğu kadar düşünülmesi ve ders çıkarılması gereken olaylar oldu. Fransız ve Alman süt üreticileri, tankerleriyle Brüksel’e geldiler, fiyat düşüşünü gerekçe göstererek tonlarca sütü tarlalara döktüler, adeta gübrelediler. Dünya Gıda  Günü’nde  de Paris’in lüks mağazaları ve kafeleriyle ünlü Şanzelize Bulvarı’nda protesto gösterisi düzenlediler.

 

Avrupalı çiftçiler neden sütlerini tarlalara döktüler, biraz irdelemek gerekiyor. Bu AB’de uygulanan tarım politikasından kaynaklanıyor. Bu politikanın birinci ayağı, Avrupayı doyurmaya yönelik. Ancak ikinci ayağı daha önemli. Üretim fazlalığı yaratma ve bunları üçüncü dünya ülkelerine satma. Bunu gerçekleştirmek için Avrupalılar o ülkelerin tarımlarını çökertiyorlar. Böylelikle  siyasi ve sosyal alanlarda  egemenliklerini pekiştiriyorlar. Uzağa gitmeye gerek var mı? Türkiye, AB’den tarım ürünleri dışalımı yapmıyor mu? Pamuk, buğday, süt tozu, tereyağ, kırmızı et, bitkisel yağlar gibi tarım ürünlerini nereden alıyoruz? AB ülkeleri , ürünlerine pazar bulduklarında stokları sorun olmuyor, ancak kimi zamanlar tarım ürünlerine yeterince dış pazar  bulamadıklarında  kendi iç pazarlarında fiyatları düşürmek zorunda kalıyorlar. Avrupalı çiftçi,bu gerçekleri biliyor mu, bilemem. Ancak işin ardındaki bir gerçeği, herkesin bilmesinde  yarar var. O da şu; Avrupalı dünyaya kendi dar çıkar penceresinden bakar. Buna Avrupabenmerkezciliği deniliyor.

Hadi, Avrupalı kapitalistleri anladık, neden çiftçi örgütleri ellerindeki süt stoklarını tarlalara dökme yerine, dünyanın yoksullarını doyurmak için protesto gösterileri yapmıyorlar?

 

DÜNYANIN BÜTÜN YOKSULLARI BİRLEŞİNİZ!

Yoksulluğa ve açlığa karşı çözüm var mı? Kuramsal olarak çözüm; ”Yoksulluklarından başka kaybedecek bir şeyi olmayan dünyanın bütün yoksullarının birleşmesinden geçiyor”. Bu olası mı? Toplumsal mücadeleler tarihi, bunun uzun bir süreç olacağını gösteriyor. Ancak bu sürece, bütün yoksulların, yoksullar yanında yer alan namusluların katkıda bulunması gerekiyor. Son bir söz , zengin ülkelerin üretici katman ve sınıflarına! Önlerinde iki seçenek var. Birincisi, emperyal politikadan nasiplerini alarak susacaklar, yani uluslararası sömürüye ortak olacaklar-şimdiki durum bu ya da üçüncü dünya ülkelerinin yoksullarıyla bütünleşerek emek cephesinde yer alacaklar.

 

Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı

Odatv.com

31 Ekim 2009

Arşiv
Tarih: 01.11.2009 Okunma: 701

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?