ÖNCE KÖLELEŞTİRİR, SONRA ÖLDÜRÜR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 15.06.2009

(Dünden devam)

GDO'lu mısır ürünleri yiyen bir anne bebeğine süt verirse bu bebeğe zarar vermeyecek midir?  Unutmayalım ki nişasta bazlı (mısırdan yapılan) şeker yüzlerce üründe kullanılmaktadır. Ülkemiz ayrıca dünyada tarımın ilk başladığı "verimli hilal" denilen bölge içindedir. Buğday, arpa, bezelye, mercimek, nohut gibi bitkiler bu bölgede kültüre alınmıştır. Ülkemiz biyolojik çeşitlilik merkezlerince çok zengindir. Ayrıca organik tarımı yaygınlaştırma istekleri mayınlı arazilerde de görüldüğü gibi bizzat yönetimce paylaşılmaktadır. Peki, nasıl olacak? Bir yandan organik tarım bir yandan onu ve geleneksel hatta endüstriyel tarımı tehdit eden GDO'lu ekimler?

 

GDO'lu tohumların üstün özellikleri olduğu, tarım ilaçlarının kullanımını azalttığı yönünde propagandalar yapılıyor. Bunlar ne kadar gerçek, yakından bakalım. Elimde bir kitap var. GDO'ları savunmak için basılmış. Adı "GDO Gerçeği". Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu tarafından 2004'de yayınlanmış ve bu konudaki bir konferansın metinlerini içeriyor. Adından eleştirel yaklaşan bir kitap olduğunu sanıyorsunuz, ancak değil. GDO'ları destekliyor.

 

İşte bu kitapta yabancı bir kaynağa dayanılarak verilen bir istatistikten anlıyoruz ki 2001 yılında dünyada transgenik (yani GDO'lu) bitkilerin alan olarak %77'si herbisite (ot öldürücü ilaçlar) dayanıklılık, %15'i böceklere dayanıklılık, %8'i her ikisine dayanıklılık, %1'den azı ise virüslere dayanıklılık içeriyor. Toplarsak % 85'i herbisite dayanıklılık göstermektedir. Bilmeyenler için biraz açalım. Herbisitler otları öldürürken, ana bitkiye de (örneğin pamuk veya mısır) az çok zarar vermektedir. GDO'lu tohumu üreten firma aynı zamanda herbisiti de üretmektedir. Tohumunu sattığı çeşit herbisitten az zarar görmektedir. Çiftçi de rahatlıkla korkmadan herbisiti kullanabileceğini düşünüyor. GDO'lu tohumların ekildiği ABD ve diğer ülkelerde herbisit kullanımının roket gibi yükseldiği biliniyor. ABD Tarım Bakanlığı bu artışı açıklamaktadır. GDO efsanesinin ne kadar yanlış olduğu ve ilaç kullanımının azalmak şöyle dursun arttığı açıktır.

 

Belki bazılarınız böceklere dayanıklılık özelliği taşıyan GDO'lu tohumlarla üretilen bitkilerde böcek öldürücü kullanımının azaldığını zannedebilir. Bulgular bu konuda da efsane ile gerçeğin uyuşmadığını ortaya koyuyor. Örneğin GDO'lu pamuğu ele alalım. Toprakta bulunan bir bakteri (yani mikrop) olan ve kısaca Bt denilen Bacillus Thuringiensis'e ait bazı genler pamuğa aktarılmaktadır. Bu pamuk tohumuna Bt pamuk denmektedir. Böylelikle pamuk tırtılları öldürme özelliği kazanmaktadır. İddia böylelikle böcek öldürücü kullanmadan bitki yetiştirilebileceğidir. İlk yapılan denemeler bu yönde bir durumu ortaya koymuşsa da, çiftçilerin deneyimleri gerçeğin ters yönde olduğunu ortaya koymuştur.

 

 

Örneğin Hindistan'da iki araştırmacı normal pamuk ekenlerin, Bt pamuk ekenlere göre % 60 daha fazla gelir elde ettiklerini ortaya koymuşlardır. (Seedling, January 2007, "Bt Cotton- The Facts Behind the Hype" http://www.grain.org/seedling/?id=457) Bt pamuk ekenlerin ilaç kullanımını azaltamadıkları ve verimi arttıramadıkları araştırmacılarca saptanmıştır. Grain adlı saygın biyoçeşitlilik kuruluşunun yayınladığı Seedling adlı dergide başka pek çok ülkede yapılan araştırma ve gözlemlerin benzer yolda bulgular içerdiği ortaya konmuştur. Bt pamuk solgunluğa daha fazla eğilim göstermektedir. Bu gelişmeler sonucu Hindistan'da tohum satan dükkânlar yakılmıştır. 2003'ten bu yana bu nedenle intihar eden çiftçi sayısının 16 bini aştığı bildiriliyor.

(Devam edecek)

Arşiv
Tarih: 15.06.2009 Okunma: 639

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?