Demokrasi Kimin Umurunda!

Neslihan KORUTÜRK - 17.03.2008

 

Ne yazık ki, büyük kitlelerin umurunda değil!

Benim basit bir demokrasi tanımım var: Bilgi + Hoşgörü = Demokrasi, diyorum.

Bilgiye, ancak hali vakti yerinde olanlar ulaşabiliyor. Sabahtan akşama kadar kazma-kürek sallıyorsanız, gününüz bir makinenin başında geçiyorsa veya ev işleriyle, abuk sabuk televizyon programları bütün zamanınızı alıyorsa ne bilgi gibi bir ihtiyacı hissediyorsunuz, ne de onu düşünecek haliniz kalıyor.

-----------------------------------------------------------------------

1961 Anayasasından sonra, planlı döneme geçildi. Buna göre 5 yıllık Kalkınma Planları yapılıyor böylece ülke kalkındırılmaya çalışılıyordu. Bu planlar da her sene bütçe görüşmelerinde masaya yatırılıyordu. Bu görüşmelerde sık sık bazı muzip milletvekilleri “Millete plan değil, pilav lâzım” derdi. Muzip dedim ama bu söylenenler bir gerçeğin de ifadesiydi.

Pilavı olmayan vatandaş planı ne yapacaktı?

Ekmeği olmayan vatandaş demokrasiyi ne yapacak?

Bugün, geldiğimiz noktada istatistikler, ülkedeki 60 milyon insanın sosyo-ekonomik açıdan çağdaş olmayan şartlarda yaşadığını gösteriyor.

Bu altmış’ın 20 milyonu açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm vaziyette. Günlük olarak yeterli gıda bulabilme derdindeki insan için demokrasi ne ifade edebilir ki?

Diğer 40 milyon insanın ekmek problemi olmasa da, çok ciddi geçim derdi, çok önemli sıkıntıları var.

Bu 60 milyon insanın sinema ve tiyatroya gitmek, kitap okumak, sanatla ilgilenmek gibi bir ihtiyacı, bir talebi yok ki! Sıra onlara hemen hemen hiç gelmiyor.

Dolayısıyla ülkede her an bilgiye ulaşabilen, bilgi talebinde olan 10 milyon kadar insan var. Bu rakamın 7 milyonu, millî gelirin yüzde 90’ını alan, bir ayağı yurt dışında olan üst düzey zengin kesim. Onlar için dünyanın her yeri demokrasi! Demokrasi hakkında konuşup, çeşitli talepleri dile getirseler de sesleri gayet cılızdır. Onlar için daha fazla mühim olan şey ülkedeki ekonomik istikrardır. Demokrasi buna hizmet edecekse gereklidir.

Geriye demokrasi konusunda talepte bulunan, demokrasinin gelişmesini isteyen, tartışan 3 milyonluk bir gurup kalıyor. Yarım milyon kadar aile. Çok küçük. 70 milyonluk trene lokomotif olamayacak kadar küçük bir gurup.

Ülkede gerçek anlamda demokrasi olacaksa, şu yukarıdaki 40 milyonluk gurubun geçim sıkıntısının azaltılması, orta direk haline getirilmesi şattır.

Bu orta direğin kendisi ve ülkenin meseleleri hakkında düşünmesini teşvik etmek hayatî önemdedir. Hem demokrasinin, hem de ülkenin geleceği için.

En alttaki 20 milyonluk kesim de, alınacak tedbirlerle orta direğe yaklaştırılmalıdır. Yoksa en yukarıdakiler de dâhil hiç kimse huzuru bulamaz.

 
 

Gülmece

 Hafıza
İki adam oturmuş, kendi unutkanlıklarını konuşuyorlar. Biri;
- Artık o kadar unutkan oldum ki, bazen merdivenin ortasında duruyorum, aşağı mı iniyordum, yukarı mı çıkıyordum hatırlayamıyorum...
- Yapma yahu? Bir doktor var, sen de ona git. Ben çok faydasını gördüm...
- Kim o doktor?
- Dur... Hani bir aşk hikâyesi vardı, adam dağları deliyordu... Kimdi o?
- Ferhat.
- Peki sevgilisinin adı neydi?
- Şirin.
Adam sevinir, mutfağa doğru seslenir:
- Şiriiin... Şu benim doktorun adı neydi?

Tarih: 17.03.2008 Okunma: 689

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman Yıldız

04.03.2008 - 16:29

Neslihan hanım Öncelikle aramıza hoş geldiniz. Vize konusunda çok hoş bir yazı yazmışsınız. Ama sanırım yazılanlar değil, okunanlar daha etkili. AB'ye girmek çok önemli değil. Önemli olan AB standartlarında beynini kullanabilecek vatandaşlarımızın olması. Ülkemiz vatandaşı olupta emin olun AB standartlarında beynini kullanmayı başaranlar için hiç ama hiç bir ülke için vize derdi yok. Saygılarımla

editöre:

05.03.2008 - 08:31

Çok okunmak kaliteye bir sayaç olamayacağı gibi, az okunmakta kaliteye bir neden olamaz!Ben bunu bir teselli cümlesi gibi buldum.Ezberlerimizi bozacağımız yer ''görme ustalığıdır.'''O da ayrı bir kültür birikimi gerektirir. Abdere devletine iyi bir cumhurbaşkanı ve kabilesi çıkar bu zihniyetten!!!Avamlığın adını da --nitelik-- koyabilecek türden garip bir memleketiz. İyi çalışmalar

Osman Yıldız

04.03.2008 - 16:29

Neslihan hanım Öncelikle aramıza hoş geldiniz. Vize konusunda çok hoş bir yazı yazmışsınız. Ama sanırım yazılanlar değil, okunanlar daha etkili. AB'ye girmek çok önemli değil. Önemli olan AB standartlarında beynini kullanabilecek vatandaşlarımızın olması. Ülkemiz vatandaşı olupta emin olun AB standartlarında beynini kullanmayı başaranlar için hiç ama hiç bir ülke için vize derdi yok. Saygılarımla

editöre:

05.03.2008 - 08:31

Çok okunmak kaliteye bir sayaç olamayacağı gibi, az okunmakta kaliteye bir neden olamaz!Ben bunu bir teselli cümlesi gibi buldum.Ezberlerimizi bozacağımız yer ''görme ustalığıdır.'''O da ayrı bir kültür birikimi gerektirir. Abdere devletine iyi bir cumhurbaşkanı ve kabilesi çıkar bu zihniyetten!!!Avamlığın adını da --nitelik-- koyabilecek türden garip bir memleketiz. İyi çalışmalar