ERZURUM VALİSİ, HÜSAMETTİN CİNDORUK, ABDÜLLATİF ŞENER

Neslihan KORUTÜRK - 31.05.2009

Bu dünyada herkese yer var.

 

 

 

30 Mayıs tarihli gazetelerin, neredeyse tamamında bir fotoğraf vardı. Erzurum valisi halı saha maçına hazırlanıyor. Fakat tek başına değil… Sayın valiyi 2 koruma polisi ancak hazırlayabiliyor. Birisi eşofman üstünü giydirirken, diğeri de ayakkabılarını bağlayıveriyor.

 

O fotoğraf, bir kafanın göstergesi! Makamını “hizmet” için değil, “saltanat” için basamak yapan bir kafanın!

 

Nitekim fotoğrafı yayınlayan gazeteler, “Sultan gibi”, “Son padişah”, “Polise hakaret” şeklinde manşetler atmışlardı.

 

Bizce de özellikle, ayakkabı bağlama görüntüsü polise ağır bir hakaret! Böyle bir hakaretin polisin onurunu korumakla görevli bir merciden gelmesi olayın vahametini daha da artırıyor.

 

İçişleri Bakanı, gerçekten İçişleri Bakanıysa o valiyi 1 dakika görevinde tutmaz. Bakan valiyi görevden almazsa hükümet üyeleri ve bizzat Başbakan valinin uzaklaştırılmasını istemeli. Onlar da sessiz kalırsa iktidar ve muhalefet milletvekilleri olayın peşini bırakmamalı. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürü de olayı takip etmeli.

 

*    *   *

 

Vali deyince aklıma geldi. BBP genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun’ın helikopteri düşer düşmez, Kahramanmaraş valisinin bir açıklaması olmuştu: ”Kazadan yaralı kurtuldular, hastaneye kaldırıldılar. Muhsin Yazıcıoğlu’nun durumu iyi” demişti. O vali bu söylediklerini de asla inkâr etmedi.

 

Bugünlerde, “Muhsin Başkan”a suikast yapılacağına dair daha önceden girişimler olduğu, helikopterin de düşürüldüğü iddiaları manşetler çıkıyor. Esrarengiz bağlantılar aranıyor.

 

Esrarengiz bağlantılar aranıyor da, ortada olan yanıltıcı bilginin peşinden niçin gidilmiyor? Derin-merin değil, her şey gayet açık…

 

Yani sen, herkesin gördüğü açık bir yanıltmanın peşinden gitmeyeceksin fakat hayali bağlantılarla olayı çözmeye çalışacaksın. Hepimiz aklımızı peynir-ekmekle mi yedik?

 

*   *  *  *   *  *  *  *   *

 

Cindoruk ve Şener’in Başarı İhtimali

 

Seçimlere 20 partinin girdiği bir ülkede, yeni kurulan veya yüzde 3’lerde devralınan bir partinin başarı ihtimali olur mu?

 

Göstergelere bakmak lâzım!

 

Söz konusu parti medyanın ve vatandaşın gündemine giriyor mu, girmiyor mu? Vatandaş, sözünü sandıkta söylüyor fakat medyadan etkilendiği de açık…

 

Bu iki yeni lidere medya nasıl bakıyor?

 

Cindoruk daha adayken, Şener de daha partisini kurmadan medyada büyük hücumlara uğradılar. AKP ve Erdoğan’ı seven medya her iki lidere de amansızca ve insafsızca saldırdı. Şimdi de hücuma devam ediyor.

 

Eğer Cindoruk ve Şener’in siyasette başarı ihtimali olmasa, AKP’yi aşındıracak olmasa, AKP yanlısı medya onlara  hücum etmez. Hiç görmez bile!

 

Pek çok partiyi ve liderini görmediği gibi... HAKP, ÖDP, MP …vs pek çok parti var. Medya ne bunlardan bahsediyor, ne de kimse liderlerini tanıyor. Meselâ, BTP diye bir parti var. Lideri Haydar Baş! Medyanın bu parti ve lideriyle uğraştığı vaki midir? Hayır! Çünkü AKP’ye bir zarar vermesi, ondan bir oy kapması mümkün değildir. Hiçbir başarı şansı görülmez.

 

*   *   *

 

Cindoruk ve Şener’in başarı potansiyeli olduğunu, medyanın bu tutumundan anlayabiliriz. Her iki lider de siyasette çok tecrübeli, devletin üst kademelerinde bulunmuş.

 

Bilhassa, Abdüllatif Şener, AKP ve onun idarecilerini çok yakından tanıdığı, ciğerlerini okuduğu için, herhalde, daha partiyi kurmadan AKP’nin korkulu rüyası oldu. AKP ve onun genel başkanı ile nasıl mücadele edeceğini, Şener’den daha iyi kim bilebilir?

 

Geçen hafta içinde, Habertürk’teki “Teke Tek” programında, Şener sorulara cevap verdi. Seyirciler açısından en dikkat çeken husus, Şener’in, Türkiye Partisi’nin “ilkeli siyaset” yapacağını vurgulamasıydı. Öyle, her isteyen partiye katılamayacak.

 

Fatih Altaylı, misal olsun diye, “Kemal Unakıtan, bugünlerde partisine kırgın, sizin partiye gelmek isterse kapıyı açacak mısınız?” sualini sordu. Şener, isimler üzerinde konuşmak uygun olmaz" dediyse de, Altaylı “Unakıtan’la birlikte siyaset yapar mısınız?” diye üsteledi. Şener de, “Siz olsanız yapar mısınız?” diye sorunca gülüştüler. Altaylı, “Cevabı vermiş oldunuz.” Dedi.

 

Eğer Şener, bu ilkeli tavrını sürdürürse büyük patlama bile yapabilir.

 

*   *   *

 

Hücumların dışında, partinin başarılı olup olmayacağını belirleyen bir gösterge de, yazılı ve görsel medyada manşetlere çıkmasıyla ilgili… Parti gazete manşetlerinde ve TV ekranlarında ne kadar yer bulabilirse, başarı ihtimali o kadar yükselir. Mecliste grubu olmayan bu iki parti, ilk başlangıçta, medyadan oldukça iyi ilgi gördü. Medyada ilgi görmese, bizim de aklımıza gelmez, iki lider hakkında şu satırları yazmazdık.

 

Tabii medyada manşet olmak; liderlerin gündem oluşturabilme yetenekleriyle doğrudan bağlantılı…

 

Kendilerini göstermeleri lâzım!

 

 

Arşiv

Tarih: 31.05.2009 Okunma: 900

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?