Bu dünyada
herkese yer var.
30 Mayıs
tarihli gazetelerin, neredeyse tamamında bir fotoğraf vardı. Erzurum valisi
halı saha maçına hazırlanıyor. Fakat tek başına değil… Sayın valiyi 2 koruma
polisi ancak hazırlayabiliyor. Birisi eşofman üstünü giydirirken, diğeri de
ayakkabılarını bağlayıveriyor.
O fotoğraf,
bir kafanın göstergesi! Makamını
“hizmet” için değil, “saltanat” için basamak yapan bir kafanın!
Nitekim
fotoğrafı yayınlayan gazeteler, “Sultan gibi”,
“Son padişah”, “Polise hakaret” şeklinde manşetler atmışlardı.
Bizce de
özellikle, ayakkabı bağlama görüntüsü polise ağır bir hakaret! Böyle bir
hakaretin polisin onurunu korumakla görevli bir merciden gelmesi olayın
vahametini daha da artırıyor.
İçişleri
Bakanı, gerçekten İçişleri Bakanıysa o valiyi 1 dakika görevinde tutmaz. Bakan
valiyi görevden almazsa hükümet üyeleri ve bizzat Başbakan valinin
uzaklaştırılmasını istemeli. Onlar da sessiz kalırsa iktidar ve muhalefet
milletvekilleri olayın peşini bırakmamalı. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürü de
olayı takip etmeli.
* * *
Vali deyince
aklıma geldi. BBP genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun’ın helikopteri düşer
düşmez, Kahramanmaraş valisinin bir açıklaması olmuştu: ”Kazadan yaralı kurtuldular, hastaneye kaldırıldılar. Muhsin
Yazıcıoğlu’nun durumu iyi” demişti. O vali bu söylediklerini de asla inkâr
etmedi.
Bugünlerde, “Muhsin
Başkan”a suikast yapılacağına dair daha önceden girişimler olduğu, helikopterin
de düşürüldüğü iddiaları manşetler çıkıyor. Esrarengiz bağlantılar aranıyor.
Esrarengiz
bağlantılar aranıyor da, ortada olan yanıltıcı bilginin peşinden niçin
gidilmiyor? Derin-merin değil, her şey gayet
açık…
Yani sen,
herkesin gördüğü açık bir yanıltmanın peşinden gitmeyeceksin fakat hayali
bağlantılarla olayı çözmeye çalışacaksın. Hepimiz aklımızı peynir-ekmekle mi
yedik?
* * * * *
* * * *
Cindoruk ve Şener’in
Başarı İhtimali
Seçimlere 20
partinin girdiği bir ülkede, yeni kurulan veya yüzde 3’lerde devralınan bir
partinin başarı ihtimali olur mu?
Göstergelere
bakmak lâzım!
Söz konusu
parti medyanın ve vatandaşın gündemine giriyor mu, girmiyor mu? Vatandaş,
sözünü sandıkta söylüyor fakat medyadan etkilendiği de açık…
Bu iki yeni
lidere medya nasıl bakıyor?
Cindoruk daha
adayken, Şener de daha partisini kurmadan medyada büyük hücumlara uğradılar. AKP
ve Erdoğan’ı seven medya her iki lidere de amansızca ve insafsızca saldırdı.
Şimdi de hücuma devam ediyor.
Eğer Cindoruk
ve Şener’in siyasette başarı ihtimali olmasa, AKP’yi aşındıracak olmasa, AKP
yanlısı medya onlara hücum etmez. Hiç görmez bile!
Pek çok
partiyi ve liderini görmediği gibi... HAKP, ÖDP, MP …vs pek çok parti var.
Medya ne bunlardan bahsediyor, ne de kimse liderlerini tanıyor. Meselâ, BTP
diye bir parti var. Lideri Haydar Baş! Medyanın bu parti ve lideriyle uğraştığı
vaki midir? Hayır! Çünkü AKP’ye bir zarar vermesi, ondan bir oy kapması mümkün
değildir. Hiçbir başarı şansı görülmez.
* * *
Cindoruk ve Şener’in başarı potansiyeli olduğunu, medyanın
bu tutumundan anlayabiliriz. Her iki lider de siyasette çok
tecrübeli, devletin üst kademelerinde bulunmuş.
Bilhassa,
Abdüllatif Şener, AKP ve onun idarecilerini çok yakından tanıdığı, ciğerlerini
okuduğu için, herhalde, daha partiyi kurmadan AKP’nin korkulu rüyası oldu. AKP
ve onun genel başkanı ile nasıl mücadele edeceğini, Şener’den daha iyi kim
bilebilir?
Geçen hafta
içinde, Habertürk’teki “Teke Tek”
programında, Şener sorulara cevap verdi. Seyirciler açısından en dikkat çeken
husus, Şener’in, Türkiye Partisi’nin
“ilkeli siyaset” yapacağını vurgulamasıydı. Öyle, her isteyen partiye katılamayacak.
Fatih Altaylı,
misal olsun diye, “Kemal Unakıtan, bugünlerde partisine kırgın, sizin partiye
gelmek isterse kapıyı açacak mısınız?” sualini sordu. Şener, isimler üzerinde
konuşmak uygun olmaz" dediyse de, Altaylı “Unakıtan’la
birlikte siyaset yapar mısınız?” diye üsteledi. Şener de, “Siz olsanız yapar mısınız?” diye
sorunca gülüştüler. Altaylı, “Cevabı
vermiş oldunuz.” Dedi.
Eğer Şener, bu ilkeli tavrını sürdürürse büyük patlama bile
yapabilir.
* * *
Hücumların dışında,
partinin başarılı olup olmayacağını belirleyen bir gösterge de, yazılı ve
görsel medyada manşetlere çıkmasıyla ilgili… Parti gazete manşetlerinde ve TV ekranlarında
ne kadar yer bulabilirse, başarı ihtimali o kadar yükselir. Mecliste grubu olmayan
bu iki parti, ilk başlangıçta, medyadan oldukça iyi ilgi gördü. Medyada ilgi
görmese, bizim de aklımıza gelmez, iki lider hakkında şu satırları yazmazdık.
Tabii medyada
manşet olmak; liderlerin gündem oluşturabilme yetenekleriyle doğrudan bağlantılı…
Kendilerini
göstermeleri lâzım!
Arşiv