OSMANLICA - YENÝ TÜRKÇE, Cemil Meriç

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 05.05.2009


Osmanl�ca denilen dil, Osmanl� T�rklerinin konu�up yazd�klar� halis T�rk�edir.

T�rk’�n k�l�c� �lkeler fethederken, T�rk’�n zek�s� da kelimeler fethediyordu. �lkeler ne kadar bizimse, kelimeler de o kadar bizimdir. Ecdad�m�z onlarla d���nd�, babalar�m�z onlarla konu�tu. K�saca, T�rk milletinin tarihinde �e�itli merhaleler var. Nas�l eski Frans�zca, eski �ngilizce diye tasnifler yap�lm��sa, eski T�rk�e, orta T�rk�e gibi adland�rmalar da yap�labilir.

T�rk�enin bedbahtl���, tabii tek�m�l�n� yaparken, birdenbire z�plamaya zorlanmas�ndan olmu�tur. Nesiller aras�ndaki k�pr�ler u�urulmu� ve haf�zadan mahrum bir nesil t�retilmi�tir. Haf�zadan yani k�lt�rden. Milletin ana vasf�: devaml�l�k. Dilde, terbiyede, gelenekte devaml�l�k. Alt� y�z y�l cerrah� bir ameliyatla i�timai uzviyetten kopar�l�p at�l�nca T�rk d���ncesi bo�lukta kalm��t�r. Bo�lukta kalm��t�r, ��nk� Bat�’ya da tutunamam��, s�rt�n� Bat� tefekk�r�ne de dayayamam��t�r. Elli y�ldan beri Bat�’yla bu kadar sarma� dola� ya�ad���m�z halde, hal� yeni neslin tek de�er yeti�tirememesi bunun en hazin tecellilerinden biri de�il mi? Uydurca ile bir “H�rriyet Kasidesi”, bir “Sis”, hatta bir “Erenlerin ba��ndan” yaz�labilmesi i�in en az bir alt� y�z y�la ihtiya� var.

Mesele yanl�� konuyor, daha do�rusu bir�ok meseleler, isteyerek veya istemeyerek, birbirine kar��t�r�l�yor.

Halk�n anlayaca�� kitaplar vard�r, halk�n, yani geni� kalabal�klar�n, ilk mektep tahsili yapanlar�n. Onlar�n d���nda ayd�nlanmak isteyenlerin okuyaca�� kitaplar vard�r. Sonra, ger�ek ayd�nlar�n temas edece�i kitaplar vard�r. Bunlar�n konular� ayn� olsa bile, meseleyi ortaya at��lar�, kulland�klar� vokab�ler birbirinden �ok farkl�d�r.

“Halk�n seviyesine inece�iz” diye, dilimizi papa�an�nkine benzetmek, halkla�mak de�il e�ekle�mektir.

Esasen vokab�ler �zerinde durmak, yani, yerle�mi� kelimeleri “Arap�ad�r” diye atmaya kalkmak, sadece cehaletle kabil-i izaht�r. Frans�zca’da asl� Frans�zca olan kelime say�s� y�z elliyi ge�mez. Ayn� dilde Arap�a, Fars�a hatta T�rk�e men�eli kelimeler daha fazla say�dad�r.

Ziya G�kalp bir bak�ma hakl�yd�. Bir bak�ma, ��nk� �stanbul konu�mas�n� yaz� dili haline getirmek, yaz� dili ile konu�ma dili aras�ndaki u�urum hat�rlan�nca, arzuya �ayan bir ideal say�labilir. Nitekim o ideal ger�ekle�mi�ti veya ger�ekle�me yolundayd�. Ondan sonra dile yeni mevhumlar getirmek, d���nmek ve ge�en nesilleri a�mak kal�yordu… Bu yap�laca��na dil Penelop’un �rg�s�ne d�n��t�r�ld�. En azg�n �ovenizme ilericilik ad� verildi. Tatarcadan, K�p�ak�a’dan, �a�atayca’dan �l� kelimeler dev�irildi. Ve olan sanata oldu, tefekk�re oldu. Garibi �u ki, dildeki �rk��l���, �a��lacak bir beyinsizlikle, kendini solcu sanan ayd�nlar benimsediler.

B�t�n bunlar altyap�daki anar�inin �styap�da tecellisidir. Bir yanda feodal ihtihsal, feodal ink�sam… �tede bir gecekondu burjuvazisi! Ve dilini kaybeden, g�r�lmemi� bir afeziye u�rayan, kekeleyen, garip sesler ��karan bir nesil… orta mektep kitab� yazmaktan aciz �niversite hocalar�, papa�an kadar sevimli olmayan do�entler…

Her nesil dilini ��renirken kolaya ka�ar. Akademilerin, kitab�n, edebiyat�n hikmet-i, v�cudu, d�n� yar�na ba�lamak.

B�t�n mekteplerin ana vazifesi, �ocu�a dilini ��retmek.

Yar� ayd�n�n sadizmine terk edilen dil. Tefekk�r bir it pay� m�d�r?

1963

 

Ar�iv

Tarih: 05.05.2009 Okunma: 644

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

�sim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz payla��lmayacakt�r.)

Yorum: *

G�venlik Sorusu:
T�rkiye'nin ba�kenti neresidir?