İNANÇ: İnancın Ötesine Geçebilmek!

İsmail Hakkı CENGİZ - 07.11.2023

“Eğer Allah’ı hakkıyla tanısaydınız, duanızla dağlar yerinden oynardı” diye buyuruyor Hz. Muhammed!

Hadiste geçen, “Allah’ı hakkıyla tanımak” şartının inançla ilgili olduğu fikrindeyim. Yani gerçekten inansaydınız… Gerçek inanç sahibi olsaydınız!

Gerçek inanç nedir?

Kalıpların ötesine geçmektir… Emin olmaktır.

Sabah akşam tesbih çekmek,

Beş vakit namaz kılmak, Cuma’ya gitmek,

Oruç tutmak,

Hacca gitmek,

Kurban kesmek,

Sünnet olmak, mevlit okumak/okutmak…

Bütün bunları, sadece, gelenek olduğu için, öncekilerden gördüğün ve hatta ele-güne karşı yapıyor olabilirsin. Bunlar gerçek inancı göstermez. İnançlı olduğunu kanıtlamaz.

Gerçek inanç, özgür iradeyle, düşünerek, sorgulayarak elde edilir.

Bugünlerde olduğu gibi, havaların çok kurak gittiği zamanın birinde, köylü yağmur duası için dağlara çıkmış… Kırk kişilik bir topluluk, pırıl pırıl güneşli bir günde, başlarında bir imam olduğu halde yağmur duası etmişler.

Dua sonrası, köye dönüş için yola çıkarlarken imamın gözüne bişey takılmış. Yağmur duasına çıkan kırk kişiden biri yanına şemsiye almış. İmam demiş ki “yağmur duasına çıktık ama bir kişi hariç hiçbirimiz duamızın kabul olacağına, yağmur yağacağına inanmadık. Eğer inansaydınız, şu şemsiye alan mümin gibi, buraya şemsiyelerle gelirdiniz”.

İnanç, işte budur. Duanın gerçekleşeceğinden emin olmak! Madem yağmur duasına çıkıyoruz, demek ki yağmur yağacak! Bunu düşünmek, bu mantıkî sonucu çıkarmak, özgür iradenle şemsiyeni almak!

Müslümanlar, gerçekten inanç sahibi olsalardı, her şeyden önce, mükemmel “ahlâk” sahibi olurlardı: Dürüst, güvenilir, özü sözü doğru, hakkına razı, adil, liyakatli, çalışkan, kanaatkâr, sabırlı, cömert, civanmert olur, hasis, cimri olmazlardı.

Çünkü gerek Kur’an Ayetleri gerekse Hadisler mükemmel ahlâkı öğütlüyor, ahlâkın yolunu gösteriyor ve ahlâklı olmayı emrediyor. Ki bu karakterdeki bir topluluk da gerçekten dağları yerinden oynatırdı.

Fakat nerede o mükemmel ahlâk?

Söyleyeyim: İşte, yağmur duasına şemsiyeyle çıkan o tek müminde…Yani, Müslümanım diyenlerin kırkta birinde…

Hikâye eski… Eskiden kırkta bir olsun inanan varmış!

Şimdi o kadar bile kaldı mı, bilmiyorum!

Vaziyet ortada!

x   x   x

TAVSİYE

Necip Fazıl, Aşksız yobaz... İşi gücü/Namazla Cennet takasında (Youtube)

Ben CÖMERTLİĞİN Meftunuyum, Hayranıyım (genelhaberler.com)

[email protected]

Tarih: 07.11.2023 Okunma: 260

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman Yıldız

13.11.2023 - 00:31

İsmail bey Güzel bir konu işlemişsiniz. Hani eskiden 1/40 demişsiniz ya devamında da acaba şimdi kaç demişsiniz. Ben söyleyeyim. 0. Neden mi? Çünkü herkes kendi çıkarına inanıyor. Kimsenin çıkarının dışındakini kabullenmek gibi bir düşüncesi yok. İşin en kötü tarafı ne biliyor musunuz? Kendisine inanmayan istisnasız herkes sadece kendi çıkarları doğrultusunda bulduklarına inanıyor. Buda Dünyayı yaşanmaz yer kılmak için yeterli.

İ.Hakkı Cengiz

13.11.2023 - 10:02

Evet, Osman Bey, nitekim ben de "vaziyet ortada" diye noktalamışım. Vaziyet o kadar vahim ki "dünyanın yaşanılmaz hale geldiği" fikrine katılmamak elde değil. Bununla beraber, bunu gören, fark eden, "dünyaya adalet isteyen" sizin gibi insanlar da var... İşte bu küçücük ümit ışığı, bana, "dünya yine de yaşanmaya değer bir yer" deme cesaretini veriyor. Gönülden saygı ve selâmlar...