11 sene önceydi, Şişli’de, bir Ermeni papazla, kısa bir
sohbet imkânı bulmuştum. Papaz, “din bitiyor, gençler dine hiç ilgi
duymuyorlar, dinden uzaklaşıyorlar” dedi. Müslümanlardan bahsediyor
zannettim. “Hayır, dedi, Hıristiyanlardan bahsediyorum”. 11 sene
önce öyleyse, şimdiki hâli hesap edin!
Papa Franciscus, “kürtaj cinayettir” demiş. Papa böyle
dediğine göre, “Hıristiyan hükümetler”(!) onu dinleyip kürtajı
yasaklamalılar, değil mi? Papa, bunu yıllardır söylüyor. Hiç dinleyen, kürtajı
yasaklayan hükümet var mı? Yok. Tabii bunu Papa söyleyince, ayinlerine katılan
on milyonlarca Hıristiyan’ın da ona kulak verip kürtaj yaptırmaması, kürtaja
meydan vermemesi lâzım, değil mi? Kulak veren yok ki Papa boyuna feryat ediyor.
Netice, Hıristiyan dünyada “din elden gidiyor”!
Öte yandan, “Kürtaj cinayettir” diye çığlık atan Sayın Papa,ya,
“dünyada, her gün, her Allah’ın günü, sekiz bini çocuk 40 bin insan açlık ve
susuzluktan ölüyor. Buna ne diyorsunuz?” diye sormak istiyoruz! Bu, cinayet
hatta katliam değil midir? Bu kitlesel ölümlerde, karnını her gün tıka-basa
doyuran her bir “insan”ın vebali yok mudur? Buna Sayın Papa ne der,
acaba? Veya buna neden sessiz kalıyor, acaba?
Bize gelince…
Benim sözlerim size acı gelebilir veya inandırıcı gelmeyebilir. Onun
için, önce, Necip Fazıl’ın 1965’te yazdığı, “Camileri doldurup
da içine giremeyenler” adlı hikâyesini okumanızı tavsiye edeceğim. Bakın
bakalım, Müslümanlık tâ ne zaman elden gitmiş? (https://www.genelhaberler.com/kose/oku/4173)
Bir Diyanet İşleri Başkanı’mız var: Ali Erbaş. Din adına,
İslam adına konuşuyor, fetvalar veriyor. Şunun gibi:
“İnanç sokakta olmasın,
mahallede olmasın, insanın içinde olsun' diye bir anlayış var ya. 'inanç işte
insan ile Allah arasında olsun, evine yansımasın, ticaretine yansımasın,
siyasetine yansımasın, adaletine, yargısına yansımasın'... görüyorsunuz ya
ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan ayıklansın oralar, adeta bu düşünce
insanlığı bu noktaya getirmektedir.”
İnsanlık hangi noktaya
gelmiş?
İşte, dinden
uzaklaşmış!
İnanca kimin itirazı
olabilir?
Burada, “inanç”tan
murat, din mi? İslam mı?
Herhalde!
Yani, İslam’ın
dünyevileşmesi, siyasallaşması!
Yahu, görmüyor musunuz,
görmek mi istemiyorsunuz: Siz İslam’ı
siyasallaştırdıkça, “kafanızdaki düzeni” sokakta, mahallede, ticarette,
yargıda dayatmaya çalıştıkça insanlar “din”den soğuyor, uzaklaşıyor.
Yeni fetvanız: “Günaydın”,
“hayırlı sabahlar” diye selâmlaşmak, cahiliye devri selâmlaşmasıdır!
Böyle bir saçmalamanın,
dinden soğumayı falan bırakın, doğrudan doğruya bölücülüğe yol açacağını nasıl
göremiyorsunuz? Ben günaydın diyeceğim, senin söylediğini sahi zanneden bunu
beğenmeyecek hatta kızacak… Ortam gerilecek! Ve selâmlaşmayı keseceğiz!
Neyse ki size inanan
pek az… Gittikçe de azalıyor… Hatta İmam Hatip okullarında bile… Hatta ve hatta
kendi çevrenizde bile… Çünkü acıklı-komedisiniz! Feci-komiksiniz!
Aslında, elden giden
din değil… Başka bir şey!
“Din
tüccarlığı” elden gidiyor!
Din istismarı, din
sömürüsü gittikçe gözden düşüyor… Dinciliğin alıcısı gittikçe azalıyor. Şu
“günaydın cahiliye âdetidir” saçmalığını çocuklarınıza bile satamazsınız.
Müşteriniz her geçen gün azalıyor. 2030’a geldiğimizde hiçbir alıcısı
kalmayacak.
Geçmiş olsun!
x x x
GÜNAYDIN
DEMEK SEVAPTIR
Soruyorum: Evde,
okulda, sokakta, iş yerinde bir araya geldiğiniz, karşılaştığınız, yan yana
geçtiğiniz bir kişiyle hiç konuşmamak mı yoksa “günaydın”, “merhaba”,
“hayırlı sabahlar”, “iyi akşamlar” diye selâmlaşmak mı daha güzeldir, daha
iyidir?
Bu suale, “hiç
konuşmamak daha iyidir” cevabını verecek bir akıl sahibi var mı?
Üstelik, İslam, “selâmı
yaygınlaştırın” diyor.
İster insanî açıdan
bakın ister İslamî açıdan, her halükarda selâmlaşmak doğrudur, güzeldir… Hem de
İslamî açıdan, gayet açık bir biçimde sevaptır, yahu!
Çünkü selâmı
yaygınlaştırıyorsunuz!
Selâm, selâmlaşma
kelimelerini yasaklayarak mı yaygınlaşır?
Siz nasıl
Müslümansınız?
x x x
FASULYE
KONUŞMAYALIM, GÜNAYDIN KONUŞALIM
Kadıköy’de, Marmara Üniversitesi’ne yakın, Kuyubaşı
Durağı’nda MOPAŞ alışveriş zincirinin bir şubesi var. Ön tarafı
sebze-meyve bölümü… 16 Eylül Perşembe akşamı yalnızca o bölüme baktım…
Fiyatlar alev almış, yanıyor. Sadece iki ürünün fiyatını yazacağım: Taze
fasulyenin kilosu 12 lira, ki beğenip de tencereye koymak istemezsiniz. Barbunyanın
kilosu 20 lira, ki en az yarısı ayıklanıp çöpe gidecek.
Haaaa…
Meseleyi anladınız!
Bunları konuşmayalım…
Geçimi, sıkıntıyı, tencereyi, ekonomiyi, hele okulu-eğitimi falan zinhar
konuşmayalım, tartışmayalım.
Ne yapalım?
Cambaza bakalım!
Şapkadan hangi tavşanı
çıkaracak?
Günaydııııınnnnn!
Günaydınnnn…. Merhabalaaaaarrrr!
x
x x
TAVSİYE
JAPONLAR, Ne kadar maskaralık
varsa kovulmuş kapıdan, Mehmet Akif Ersoy
https://www.youtube.com/watch?v=8C8ejusJRtg
YORUMLAR
özgür deniz
18.09.2021 - 09:49
Günaydınlar, Merhabalar saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey ve cümle insançocukları. Hayatım boyunca Tanrı''yla konuştum, savaştım ve O''nu sorguladım, O''na sorular sordum. Bazen ben kızdım, bazen O ama hep dinlemeye ve anlamaya çalıştık birbirimizi. Ama O''nu da öldürdüler gönderdiği dini de. İçi de öldürdüler dışı da. Din münhasıran bir afyondur artık dünyada, ayrım yok tüm dinler için geçerlidir bu. Zaten görünen köy kılavuz istemezmiş, inkâr edebilecekte çıkmaz zaten, çıksa da neyi inkâr edecek ki? Dindar görebilen var mı etrafında? Çiçekle, böcekle dindar olacağını zannedenler var. Bana tek bir dindar gösterin ki, inanıyorum dediği Yaratıcının gönderdiği dinin ayetini söyleyince kızmasın, hakaret etmesin, yaftalamasın. Hadi denemesi bedava, o ayetlerden iktibaslar yaparak hayatı yorumlayın bakalım başınıza neler geliyor. Evet dindar vardır belki ama bizler onu göremiyoruz hayatın içinde. Zaten atılmışlardır toptan hayatın dışına. Günaydın demek pislikse şayet, ya benim hakkımın başkalarına peşkeş çekilmesi nedir? Gerçekten merak ediyorum. Din nedir? Gerçekten nedir din? Din var mıdır? Ya da, din nerede, ne zaman nasıl görünür? Balık yasak ya sömürü? Din birleştirir mi yoksa ayrıştırır mı? Din başkalarına baskı yapmak için mi vardır yoksa insanları barıştırmak için mi? Din söylenerek mi anlatılır yoksa yaşanarak mı? Yaşamadığın dine kimi inandırabilirsin ki? Bilakis nefret ettirirsin. Zaten de artık insanlık o raddeye gelmiş bulunmaktadır. Şimdi bunları söylemek bile şerefsizlik olur. Olalım be şerefsiz olalım, yeterki namuslu yaşayalım da o yaşamı yaşarken şerefsizlik damgası yiyelim. Olmayan yapışır mı? Bırakın yapıştırsınlar. Bendeniz bu dünyada din anlatıcılarından tiksiniyorum. Ben dini yaşayanları görmek istiyorum, madem inandıklarını söylüyorlar, o vakit inanılan yaşanılır, yaşanmıyorsa o inançta sahtekârlık vardır yani inanılmıyordur ama inanılıyormuş gibi yapılıyordur. Şimdi içimizdekileri söyleyemiyoruz ama bir gün mutlaka içimiz öyle bir boşalacak ki dağı taşı yıkıp yok edip geçecek İnşaAllah. Şu an hayata egemen olanlar tam anlamıyla dini tecime aracı haline getiren tacirlerdir yani din tüccarlarıdırlar tüm dünyada. Milletin enfes almakta zorlandığı bir dünyada günaydın yasak mış? Zaten günaydın diyecek mecali yok ki insanların yasak olsa nolur olmasa nolur? İnsanlar önce bir nefes alsınlar ondan sonra derler mi demezler mi bilemem. Din bu kadar basit bir şey olmasa gerek. Dinin özü adalettir. Adaletten konuşun bayım! Korkuyor musunuz? Galiba bir âlim olacaktı, şöyle demişti, GERÇEK İMAN EDEN DÜNYAYA MEYDAN OKUYABİLİR. Neyse ilerisi sıkıntılı olacak gibi sanki, çünkü bu ülkede yaşarken korkuyorum her şeyden. Hakikati haykırmaktan korkuyorsam gerisini düşünün, ne kadar şey vardır korkacak.
özgür deniz
18.09.2021 - 09:50
Kalben sonsuz teşekkürler, yüreğinize, emeğinize, aklınıza sağlık saygıdeğer paşam, saygıdeğer ağabey. Derin saygılar selamlar inşaAllah.
İ. Hakkı Cengiz
18.09.2021 - 10:37
Bıraktığım boşlukları dolduran, sayfamı zenginleştiren derin ve sorgulayıcı düşüncelerin için çok teşekkür ederim. Var ol, sevgili kardeşim. Gönülden selâmlar...
Lütfiye Kader
19.09.2021 - 15:16
Bu kadar anlamlı suya sabuna dokunan güzel yazınız için kutluyorum İsmail bey. Ülkenin en büyük sosyal sorunlarından biri olan iletişimsizliğin, katmerleşmesini sağlayacak bu kafaların verdikleri zarar da yine İslam dinidir. Gelin tanış olalım. Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz dizelerinin sahibi Yunus Emre''leri, Mevlanaları, Pir Sultan Abdal''ların iletişimlerini örnek alalım. Sevginin, insanlığın önemini onlardan öğrenelim. Birleştirici bütünleştirici olumlu enerji veren selamlaşmalarımızı daha çok diyelim.Günaydın, merhaba, hayırlı ve bereketli güzel günler olsun diyelim. Demeyenler kendi içinde kararsın.
İ. Hakkı Cengiz
19.09.2021 - 20:23
İlginiz ve sorgulayıcı değerlendirmeniz için çok teşekkür ederim, değerli Lütfiye Hocam. Yorumunuz ve verdiğiniz örneklerle sayfamı zenginleştirdiniz. İltifatınız ve desteğiniz için şükranlarımı sunarım. En içten saygı ve selâmlarımla...