DÜNYA’NIN OLUŞUMU VE İNSANLIK

Lütfiye Kader - 11.07.2021

      DÜNYA’NIN OLUŞUMU VE İNSANLIK

     Üzerinde yaşadığımız dünyanın yaşı 5 milyar yıl. Dünya’nın en erken yaşam formları 4 milyar yıl önce jeolojik zamanların prekambriyen (ilkel dönem) inde tek hücrelilerin oluşmasıyla başladı. Bu dönemde İlk kıta çekirdekleri oluştu.( Süper kıta Pangea oluştu.) Aradan geçen 4 jeolojik zaman sonrası pek çok canlı formları oluştu. Bu zamanları hatırlayacak olursak,

1.Paleozoik zaman (1.zaman=294 milyon yıl )

2.Mezozoik zaman (2.zaman= 186 milyon yıl)

3.Neozoik zaman (3.zaman=65 milyon yıl)

4.Kuaterner zaman (4.zaman= Günümüze kadar )

      İlk insanın ortaya çıkışını 4. Zaman dediğimiz kuaterner döneminde görüyoruz. Ne kadar ilginçtir ki; Dünyanın oluşum dönemlerinde Türkiye’nin bugünkü görünümünü alması, dağlarının denizlerinin göllerinin platolarının, yüzey şekillerinin bugünkü oluşumunu kazanması 4. zamanın tamamlanmasıyla oluşmuş. Buradan şu ortaya çıkıyor. Türkiye coğrafi yapı bakımından toprakları arazileri düzlükleri bakımından genç bir yarımadadır. Coğrafya bilgilerimi tazelemek için EBA ‘dan ve Üniversite sınavlarında çıkan sorulardan öğrendiğim bir soru çok ilgimi çekti. Sorular şöyle:

1.Türkiye’de maden çeşitliliği neden fazladır.

2. Neden miktarları azdır. ?    

      Taş kömürünün oluşumu 1. Zamanda (paleozoik zaman ) olmasına, linyit petrol, tuz yatakları ve turba oluşumu (az çok kömürleşmiş hafif süngerimsi taşıl kömür)  3. zamanda  (neozoik zaman) da oluşmasına rağmen, nasıl oluyor da Türkiye’de hem taş kömürü hem diğer mineraller görülüyor. Dünya oluşumunu tamamlarken Türkiye’nin oluşmadan önceki İç Anadolu ve Ege bölgesi sular ile kaplıydı. Yerkürenin kıvrılma ve yükselme hareketlerinden dolayı Türkiye yarımadası yükseldi. Öbür taraftan Ege Bölgesi çekildi. Akdeniz ‘in suları bugün Ege Denizi’ni Marmara Denizi’ni ve eskiden göl olan Karadeniz’le birleşerek, Karadeniz’i meydana getirdi.

      Atatürk’ün kurtuluş savaşında Afyon’dan Uşak’a doğru söylenmiş sözü ‘’ “ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR” derken Ege’nin bir Akdeniz olduğunu doğruluyor.

1. Sorunun yanıtı: Jeolojik çeşitlilik çoktur.

Biz eğer 1. Zaman ülkesi olsaydık sadece taş kömürü, 3.zaman ülkesi olsaydık sadece linyit petrol, tuz yatakları ve turba çıkarırdık. Ama biz her jeolojik devre ait araziye sahip olduğumuz için hepsini ülkemizde görüyoruz.

2.Sorunun yanıtı: Türkiye’nin 3. zamanda maruz kaldığı yerküre kıvrılma hareketlerinin, sıradağları oluşturması ve Türkiye’nin yükselme ve kıvrılma hareketinden dolayı arazide bulunan minerallerin ve madenlerin dağılmasına neden oluyor. Bu yüzden madenler çok çok derinlerde kalıyor çıkarılamıyor.   Bu kadar zenginliği çok olan, genç arazilere sahip olan ülkede yaşayan insanların da çeşitliliği ve renkliliği oluşturması bu topraklarda yaşayan insanların genlerine kadar işlemiş bir mozaiktir.

Biyolojide çeşitlilik ne kadar fazla ise, besin zinciri ve besin ağları da güçlü olur. Örneğin; sabah kahvaltısında peyniri, sütü, yumurtası, ekmeği, zeytini balı olan ya da ekmek, zeytin, peyniri olan, ya da sadece ekmeği olan bir kişinin, sağlıklı olma ve yaşama şansı en az olan kimdir diye sorsam elbette sadece ekmeği olan diye yanıtlarsınız. Besin çeşidi ne kadar çok ise besin zinciri ve besin ağı çeşitlenir ve canlıların yaşama şansları artar. Peki, insanoğlunun bu hırsı ve aç gözlülüğü ne yazık ki besin ağlarının hem yapılarını değiştiriyor, hem de gittikçe besinlerin doğallığını çeşitliğini azaltıyor. Önemli olan bu çeşitliğin nasıl korunması nasıl bir stratejik planlama yapılması ve dengelenmesidir.

Şimdi dünya yeniden değişim ve dönüşüm sürecine girmektedir. Bu değişimin tetikleyici unsuru, elbette dünyanın ayarlarıyla oynayan, planlamaları çıkarlarına göre yapan yöneticiler, taşeron ülkeler ve Dünya’yı tek elde yönetmek isteyen ve bir avuç ailenin ellerinde yeni bir dünya sistemi kurmak isteyenlerdir. Ben bunu başarabileceklerine inanmak istemiyorum.  Kendilerine göre dünyayı yeniden kurmaya kalksalar bile, doğanın da bunu kendi çıkarlarına göre hepimizin dengelerini bozacak yeni dönüşümler yaratacaktır.

Doğanın sevginin, yeşilin, besinin tükenmeyeceği dünyalar için, biz mozaik olmaya aramızdaki çimentoları kırmamaya devam etmek zorundayız.

                                                         Lütfiye Kader

                                                          05.06.2020

                                               Uzm. Fen Bilimleri Öğretmeni

 

 

Tarih: 11.07.2021 Okunma: 564

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Canan Oğuz

13.07.2021 - 13:46

Yine farkındalık yaratacak bir yazınız.İyi ki varsınız.

Lütfiye Kader

13.07.2021 - 23:28

Teşekkür ederim Canan hm. Çok da istediğim anlamlı yorumunuz için teşekkür ederim. Benim de bütün amacım farkındalık yaratmak. İnsanların bakış açılarını genişletmek. Siz de tanıdığım, en verimli çalışkan bir annesiniz. 👍🙏🙏

Nükhet

16.07.2021 - 09:22

Kaleminize sağlık hocam

Lütfiye Kader

16.07.2021 - 14:25

Nükhet hmcığım. Teşekkür ederim. Sağ olun🙏

İ. Hakkı Cengiz

18.07.2021 - 07:02

Tarihi perspektif içinde güncel bir değerlendirme. Çok faydalandım. Emeklerinize sağlık, kıymetli Hocam. Selamlar…

Lütfiye Kader

18.07.2021 - 10:28

İsmail bey yorumunuz ve görüşleriniz çok değerli. Teşekkür ederim. Toplumcu bir yazar olarak katkınız güç veriyor.