Hem ‘müjde, hem ‘tehlike’: 3 milyon yeni mülteci

İsmail Hakkı CENGİZ - 28.03.2017

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


“Türkiye’ye 3 milyon mülteci daha gelebilir” haberinin kaynağı, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak… İlk önce, sosyal medyada gördüğüm haberin ayrıntılarını El-Cezire’den aldım. (26 Mart 2017)

Söz konusu 3 milyon mülteci, şu anda İran’da bulunan Afgan göçmenler… Kaynak’ın verdiği bilgiye göre, bunlar “izinsiz mülteci”! Bu izinsiz mülteciler Türkiye’ye doğru hareket halindeler.

Peki, “müjde” bu haberin neresinde, “tehlike” neresinde?

Her ikisi de bizzat Başbakan Yardımcısı Kaynak’ın verdiği bilgilerde:

El-Cezire’de yayımlanan mülakatında Kaynak, “Anadolu aslında bir ana kucağı, insanların sığınma ihtiyacında olduğunda emin bir şekilde kendisini oraya attığı yer.” diyor.

Dolayısıyla, bu bilgi, hem Anadolu’muza vaktiyle göç eden, şimdi yerleşik olan bizler için müjde, çünkü yeni göçmen kardeşlerimize kavuşacağız; hem de İran’dan gelecek 3 milyon yeni göçmen için müjde, çünkü onlar da ana kucağına kavuşacaklar!

Fakat bu 3 milyon kişi, aynı zamanda, büyük bir tehlike… Bunun tehlike olduğunu da yine bizzat Kaynak’tan öğreniyoruz. Kaynak aynı mülakatında, “Şöyle bir endişemiz de var: Sanki Türkiye’ye karşı göçlerine İran devleti de yardımcı oluyor demeyeyim de göz yumuyor gibi. Sadece 2016 yılında Iğdır ve Ağrı illerimizden izinsiz geçiş yapmak isteyen tam 30 bin mülteci girdi. Sınır güvenliğimiz önemli, onun için sınıra duvar inşa ediyoruz.”


x   x   x

NEYSE Kİ TEHLİKE O KADAR DA BÜYÜK DEĞİL!

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, 2017’de İran üzerinden gelen mülteci sayısının 3 bin olduğunu söyledi.

3 ayda 3 bin, yani ayda bin civarında… Yılda eder 12 bin!

Bu rakam, 2016’da gelen 30 bin mültecinin yarısından az… Belli ki duvarın faydası olmuş. Mülteci girişi yavaşlamış.

Hatta İran’daki Afganlılar, 2017’deki aylık bin ortalamayla gelseler bile 3 milyon mültecinin Anadolu’muza girebilmesi için 3 bin ay gerekli… Ki bu da 250 uzuuuun yıl demek!

x   x   x

ŞU ANDAKİ MÜLTECİ SAYIMIZ 3 BUÇUK MİLYON

Bu rakamı da aynı mülakat içinde Veysi kaynak veriyor. Bunun 3 milyonunun Suriyeli, 500 bininin ise Afgan, Iraklı, Filistinli, Libyalı, Mısırlı, Gürcistanlı, Ermenistanlı olduğunu bildiriyor.

Başbakan yardımcısı, “Türkiye’nin göçmen meselesini gayet güzel idare ettiğini” de bilhassa vurguluyor.

x   x   x

AVRUPA’YA GERİ-KABUL ANLAŞMASININ GEREĞİNİ NİYE YAPMIYORSUNUZ?

Geri-kabul anlaşmasının özünde şu vardı: Türkiye, doğusundan ve güneyinden gelen mültecileri zapt edecek, AB de bize, bir, para gönderecek, iki, vizeleri kaldıracaktı!

Türkiye, 2016 başından beri taahhütlerine uydu. Sahillerini ve kara sınırlarını çok sıkı tutuyor. Bir tek mültecinin bile Batı’ya geçmesine izin vermiyor, göz yummuyor. Daha dün (26 Mart 2017), Kuşadası’dan Yunanistan’a geçmek isteyen 67 mülteci yakalandı.

AB ise, en geç Ekim 2016da vizeyi kaldıracaktı. Bu gerçekleşmedi. Üstelik aradan da 6 ay geçti… Hükümetimiz, AB’nin bu taahhüdünü tutmamasını şimdiye kadar problem etmedi. Ta ki Almanya-Avusturya-Hollanda gerilimi ortaya çıkana kadar!

“Vize meselesi”ni şimdi dile getiriyor fakat gayet cılız ifadelerle…

“Anlaşma”, iki tarafı bağlayan bir metin olduğuna göre, bir taraf taahhütlerini tutmazsa diğer tarafın da anlaşmayı rafa kaldırma hakkı doğmaz mı?

O vakit, niye gereğini yapmıyorsunuz?

Bu “geri-kabul” meselesinde gözlerden kaçmayan bir husus var: AB’nin vermeyi taahhüt ettiği para!

İktidar kaynaklarından bu konuda hiç şikâyet yok… Belli ki AB bu taahhüdünü yerine getiriyor.

Bizce bu yeterli değil… Hükümet “vize serbestsisi”ni AB’den koparmalı veya anlaşmayı feshetmeli!

 

x   x   x

Günün çizgisi, Twitter’dan…

"Paylaşacak dostlarınız yoksa,

İyi şeylere sahip olmanı bir anlamı da yoktur."



Tarih: 28.03.2017 Okunma: 743

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?