Umreye daha fazla gitmek lâzım

İsmail Hakkı CENGİZ - 30.03.2016

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Haddizatında, vatandaşlarımızın umreye gitmesi için benim tavsiyeme hiç ihtiyaçları yok. Çünkü zaten akın akın gidiyorlar. Genç-ihtiyar, kadın-erkek, çoluk-çocuk gidiyorlar.

Gidiyorlar ama dinî inançlarının gereği olarak gidiyorlar…

Şimdi, yeni bir ihtiyaç var: Suudi Arabistan iktisaden zor durumda…

Petrol fiyatlarının yerlerde sürünmesi Suudi bütçesini felç etti. Fiyatlar son haftalarda, biraz kıpırdasa da piyasa “tatsız”! Tatlanacağına dair de bir emare gözükmüyor.

Biyandan, yeni enerji kaynakları bulunuyor, güneşten, rüzgârdan, denizden “yenilenebilir” enerji üretiliyor, biyandan, dünyadaki ekonomik büyüme yavaşlıyor, dolayısıyla petrole ihtiyaç azalıyor.

Hayatı, ekonomisi, ikbali, istikbali petrole dayalı olan Arabistan krize giriyor. TV5’in, 27 Mart akşam haberlerine göre, 8-10 milyar dolar borç arıyormuş. Bu borcu bulur belki fakat nereye kadar? Sonra o borç nasıl ödenecek? Yeni borçlarla! Bu da Suudi Arabistan’ın borç sarmalına girmesi demek. Zaten şu anda bile 100 milyar dolara yakın borcu varmış.

Suudi dostumuzun bu sarmaldan kurtulabilmesi için elinde bir “araç” var: Hac ve Umre!

Hac konusunda fazla bir esneklik sağlanamıyor. Belli bir mevsimde yapılabildiğinden, dünyanın her yerindeki Müslümanların ihtiyacını karşılamak için, mecburen sınırlama getiriliyor. Böyleyken izdiham oluyor, “şeytan taşlama” esnasında falan binlerce “hacı adayı” hayatını kaybedebiliyor. Onun için Hac konusunu fazla zorlamamak lâzım.

Umre ibadetinde ise bir sınırlama yok. Yılın her mevsimi yapılabiliyor.

Bugünlerde, Suudilerle tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar yakınlaşmış vaziyetteyiz. Müttefikiz, ortak “İslam Ordusu” kurduk. Askerlerimiz, Suudi Bayrağı arkasında yürüdü, Kral’ı selâmladı.

Kral ve devletiyle böylesine yakınlaşmışız.

Bu kral ve ülkesi desteklenmeli değil mi?

Desteklenmeli… En azından umreye giderek, umreyi uzatarak, daha pahalı otelleri tercih ederek, tekrar tekrar umre yaparak bütçelerine katkıda bulunabiliriz. Suudi Arabistan’ı, Dünya Bankası, İMF gibi kâfir kuruluşların eline bırakmamalı, onlara muhtaç ve mahkûm etmemeli.

Umreye gitmeli!

Bugün biz onu destekleriz, yarın bir gün biz sıkışınca da o bizi destekler.

Din kardeşiyiz.

Dayanışmalıyız.

 

x   x   x

TECAVÜZ

Eğer daha önce görmediyseniz, “büyük insan iskeletleri” diye internete girerseniz, 7-8 metre boyundaki, bulunmuş insan iskeletlerini görebilirsiniz. Bu, ilim adamlarının deşmediği, deşemeyeceği bir konudur. Kuran’da söylenenlerin ortaya çıkmaması için örtülmesi gerekenlerdendir. Tıpkı İncil’de de, insanın topraktan yaratıldığı bildirildiği halde, maymundan geldiği iddiası gibi. Boş, gülünç, ilim dışı, teoriden öte gitmeyen bu görüşler, bazı ilim adamları(!) tarafından inatla devam ettiriliyor. Bu türlü ilim adamlarının soyları için akla gelebilecek bir teori.

İşte Yahudi’nin dünya düzenine etkisine çarpıcı bir örnek: İlmi gerçeklere tecavüz, insanlığa tecavüzdür. Dünya para gücünü ve denetimini elinde tutan, bir düzine kadar Yahudi’nin örgütü olan “İlluminati”nin üyesi olan “David Rockefeller”in internetteki itirafları, görüşümüzün bir komplo teorisi olmadığını kanıtlar.

Güncel haber olarak, bir akademisyenin tahsil hakkındaki sözleri dikkat çekti. Kendisinin şunu bilmesini isteriz: Siz ilim adamı sayılanların ferasetini “derin görüş” görmüyor musunuz? Peki, cahilde nasıl feraset ararsınız? Siz feraseti, “keramet”e yakın bir anlamda kullanıyorsanız, bilmeniz gerekir ki, keramet zırvalığı ve cehalet İslam dışıdır.

İnsana has olan akıl, hukuk, şeref ve haysiyeti, hiçe sayan kimse, insan olabilir mi? Günümüzdeki tecavüz olayından alacağımız ders; Bu hayvandan aşağı insanların özellikle, din ve hayır işlerinde, çok rahat yer tutabileceği ve barınabileceği olmasıdır.

Anıl ONAT

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, Twitter’dan…



Tarih: 30.03.2016 Okunma: 735

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?