72 MİLLETİN HARP UÇAK VE GEMİLERİ NİÇİN GELİYOR?

İsmail Hakkı CENGİZ - 09.12.2015

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


İngiltere’nin “IŞİD’i vuran” uçakları nereden kalkıyor? Kıbrıs’taki üslerinden. Yani İngiltere zaten bölgede sayılır. “Tezkere” çıkardı ve 57 dakikada bombardımana başladı.

Alman “Tornado” uçakları da İncirlik’e geldi, 550 askerî personelle birlikte… Asker sayısı 1.200’e çıkacakmış. Şu uçak markasına bakar mısınız: Tornado! Daha ismiyle bombardıman başlıyor! Lâkin Milliyet’in haberine göre (06/12), Almanya “doğrudan çatışma planlamıyor”muş! Demek o uçak ve askerler resmî geçit için bölgeye geldi!

Öte yandan, gemiler de geliyor…

Suriye sahillerinde “yabancı” savaş gemilerinden neredeyse deniz görünmez halde!

Rusya’nın zaten “üssü” var ve yüzlerce savaş ve ticaret gemisi gidip-geliyor, gidip-geliyor.

Bunların sayısı artar ve çeşitlenirken, NATO’ya üye ne kadar devlet varsa, hemen hepsi de birer ikişer savaş gemisi ve uçak filoları gönderdi…

Bu kadar yığınak niçin?

Amerika, neden Hollanda’dan, Danimarka’dan bile “harekâta” dâhil olmasını istedi?

Rusya karşısında Suriye’de “pasif” ve “zayıf” mı kaldı?

Öyle gözüküyor… Yine Milliyet’teki aynı haberin ayrıntısında, “Suriye'de en çok operasyon düzenleyen ABD ise havada Rus savaş uçaklarının engellemeleri sonrası bir süredir sessiz duruyordu.” Demek Rusya ABD uçaklarını engelliyordu. Anlaşılan, Amerika da dengeyi sağlamak, hatta üstünlüğü ele geçirmek için NATO’yu bölgeye yığmaya başladı.

Peki, bu “askerî yığınaklanma”ya karşı Rusya yalnız mı kaldı?

Pek değil!

Çin, en büyük uçak gemisiyle bölgeye doğru geliyor.

İran zaten sahada… Hem de kara kuvvetleriyle, üst düzey komutanlarıyla… Ayrıca, Humus’taki askerî üsse “iki düzine” uçak gönderiyor.

x   x   x

NE OLUYOR, NİÇİN OLUYOR?

Suriye çevresine bu kadar çok asker yığmak, savaş uçağı ve savaş gemisi yollamak ne için?

Karşılıklı bu yığınağın sonu nereye varacak?

Taraflar ne yapmak, ne elde etmek istiyor?

En yaygın görüş, “1 Ocak’ta yapılacak ateşkese kadar konumunu güçlendirmek”!

Yani şöyle bişey olacağı umuluyor:

1 Ocak 2016’da, BM “taraflar”a ateşkes çağrısı yapacak… Veee silahlar susacak!

Silahlar susunca, o anda kimin elinde ne varsa, onun üzerinden “pazarlığa”na oturulacak!

Şu yaman çelişkiye bakar mısınız?

20-25 gün sonra “ateşkes” olacak, “silahlar susacak” ama onun arifesinde bölge silah deposuna döndürülüyor! Yığılabilecek ne kadar harp gemisi, harp uçağı varsa yığılıyor!

Bu kadar silahı, uçağı, gemiyi karşılıklı yığarsan, silahların susacağı varsa bile hiç susar mı?

x   x   x

Hayır, mesele, uygulanması zaten çok şüpheli olan “ateşkes” meselesi değil!

Mesele, Rusya’nın ABD’yi engellemesi, Suriye’de ABD’ye üstünlük sağlaması…

“Altta kalan”ın, yani Amerika’nın, yani Batı’nın çıkarlarını koruyamama endişesi!

 

x   x   x

DARBECİ-LOBİCİLER

“Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli” derler. Peh!

Bunlara aldırmayın dostlar, bunlar Çarşamba lobicileri. Gayeleri Salı’yı bitirmek. Ey kepaze lobinin hınk deyicileri; bir kere Çarşamba daha portakalda mülteciyken Salı’nın çoluğu çocuğu vardı.

Bahadır Cüneyt Yalçın, Penguen, 26/11/2015

 

x   x   x

     GÜNÜN ÇİZGİSİ, Twitter’dan…

  

Tarih: 09.12.2015 Okunma: 711

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?