YEDİĞİMİZ POSA, ZİHİNLER KABA!

İsmail Hakkı CENGİZ - 08.07.2015

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


5 Temmuz Pazar günü bir konferansa katıldım. Sunumun biyerinde, “Muzdaki vitamin 40 yıl öncesine göre yüzde 95 azaldı.” uyarısı geçti.

Tabii “muz” sadece çarpıcı bir örmekti… Bütün meyve ve sebzelerde aynı durum söz konusu denilmek isteniyordu.

“Allah Allah” dedim, yarım asrı aşkın bir süredir bunları yiyip-içiyoruz… Boyutları biraz büyüdüyse de lezzetleri-tatları aynı… Nasıl olur da gıda ve vitamin değerlerinin %95’i kaybolur. Eğer bu doğruysa, biz tamamen “posa” yiyoruz, demektir.

Eve gelince, internetten bi araştırayım dedim:

Karşıma muz çıkmadı, “elma” ve “portakal” çıktı… Sabah’ın 15 Ocak 2015 tarihli haberine göre; “Sun’i tarım koşulları 60 yıl önceye kıyasla sebze ve meyvelerin içeriğindeki vitaminleri neredeyse yok etti. 1950'deki bir elmanın vitamin değeri 2015'teki bir elmanınkinden 100 kat fazla...”

Duyuyor musunuz?

Elmanın vitamin değeri yüz kat azalmış.

Haberin devamında “portakal”ın vitamin değerini de vermiş: “Eskinin 1 portakalı, bugünün 21 portakalına eşdeğer”.

Arkadaş, bu vaziyette, biz ne yiyoruz?

Posa!

x   x   x

SADECE POSA YEMEKLE KALSAK İYİYDİ!

Bu yediğimiz posa zararsız-zehirsiz olsaydı, ona razıydık…

Lâkin daha dün, Cumhuriyet’e atfen, t24’te yayımlanan bir haber, yediklerimizin bir de “zehirli” olduğunu bildiriyordu.

Haberin özeti şöyle: “Domates, yeşil biber, salatalık, patlıcan gibi sofralardaki temel ürünler zehir deposu. Ürünlerde limit değerlerin çok üzerinde pestisit tespit edildi.”

Ayrıntıyı, verdiğim resim-tabloda görebilirsiniz…

Felaketin büyüklüğünü görüyor musunuz?

Besin değeri, neredeyse sıfır olan posa, üstelik zehirli…

Ekmek-et-süt-yumurtada durum farklı mıdır? Farklı olması için bir sebep var mı?

Böyle, “posa”, hem de zehirli posa tüketip dururken sağlıklı bir vücuda sahip olmamıza imkân var mı?

Vücut sağlıklı olmayınca, o vücut üzerinde “sağlam kafa” bulunabilir mi?

Bulunamaz!

Ecnebiler, “insan ne yerse odur” derler…

Yediğimiz ortada… Ne olduğumuz ve ne olacağımız da belli değil mi?

Yediğimiz posa olursa, elbette zihinlerimiz de kaçınılmaz olarak “kaba” olacaktır.

Bunun böyle olduğu, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal hayatımızdaki hadise ve etkinliklerde kendini göstermiyor mu?

Çocukluğumda, ara sıra, kızdığı birilerine, “kaba zihin” diyen babamın kulakları çınlasın!

 

x   x   x

    GÜNÜN ÇİZGİSİ, t24.com.tr’den…



Tarih: 08.07.2015 Okunma: 647

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?