EKONOMİK TAARRUZ DEVAM EDİYOR

İsmail Hakkı CENGİZ - 22.05.2015

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Siyasî hayatında, AKP iktidarı, herhalde hiç bu kadar bunalmamıştı!

İdeolojik mücadele ne kadar kolaydı… CHP, “laiklik” diyecek, “başörtüsüne karşıyım” diyecek… Eh, yüzde 99’luk Müslüman ülkede bunlarla mücadele etmekten kolay ne var! Üstelik “mağduriyet” edebiyatına müsait mevzular… Sonra, gelsin oylar!

Lâkin CHP bu seçimde o oyuna gelmedi.

Doğrudan doğruya ekonomiye daldı…

Doğrudan doğruya vatandaşın sofrasına, cebine, borçlarına hitap etti…

İlk ekonomik taarruzu kısa vadede gerçekleşecek “mikro” hedeflerdi…

Misâl, “emekliye bayram ikramiyesi”… Hemen, bir ay içinde gerçekleşecek bir hedef…

Aynı şekilde, “asgarî ücretin 1500 TL olması, faiz borçlarının yüzde 80’inin silinmesi” gibi hedefler de hemen gerçekleştirilebilecek hedefler…

Bu hedef ve vaatler dikkat çekici olmakla beraber, “uzun vadede ne yapılacak?”… “Bu uygulamaların kaynağı ve uzun vadede akıbetinin ne olacağı?”, “Kaynağının nereden bulunacağı ve nasıl sürdürüleceği?” sualleri kafalara takılıyordu!

CHP, dün bütün bu suallerin cevaplarını verdi:

20 yıllık bir “ekonomik paket” açıkladı… “Türkiye Ekonomik Yükseliş Projesi”…

Bu paketle, daha önce açıklanan ekonomik hedeflerin kaynağı ve sürdürülebilirliğinin çerçevesi çiziliyor… Böylece, ekonominin “makro” bölümü de tamamlanmış oluyor.

Paket, 20 yılda 200 milyar dolarlık yatırım öngörüyor…

Bu sayede, milyonlarca kişiye istihdam imkânı ortaya çıkıyor…

20 yılda, yıllık ortalama %6 büyüme hedefleniyor…

Türkiye’nin “ekonomik merkez” ülke olması planlanıyor.

İşsizliğin %5’in altına düşürülmesi öngörülüyor… Bu oran, gelişmiş ekonomilerin de makûl saydığı bir işsizlik oranı.

Tabii 200 milyar, devletin yatırımı… Bunlar daha çok “altyapı” yatırımları olacağı için, özel sektörün yatırımlarını da teşvik edecek… Uzun vadede yüz milyarlarca dolarlık yatırımın kapısını açmış olacak…

x   x   x

CHP bu hamleyle, seçim gündemi üstünlüğünü sürdürmüş oldu…

Maliye Bakanı’ndan Başbakan’a kadar, İktidar sözcüleri cevap verme zorunluluğu duydular… Dolayısıyla, seçim tartışmaları iktidarın değil, muhalefetin seçtiği mecraya çekilmiş oldu. İktidar gündem tespit inisiyatifini yitirdi. Sanırım, hiçbir seçimde bu kadar bunaldığını hissetmemiştir.

Ana muhalefet partisinin bu hamlesi, onun iktidara hazır olduğunu, ekonomiyi yönetmeye yetkin kadrolarının bulunduğunu da kanıtladı.

Zaten, devleti yönetmek demek, büyük ölçüde, ekonomiyi yönetmek demektir!

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ,  kerimusta.com'dan...



Tarih: 22.05.2015 Okunma: 652

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?