ESAD O KADAR YETENEKLİ Mİ?

İsmail Hakkı CENGİZ - 15.05.2013

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Reyhanlı’daki terör eyleminden Suriye sorumlu tutuluyor...

Daha doğrusu, topraklarının dörtte üçünü kontrol edemediği söylenen Esad!

İktidara ve onun ağzıyla yazan, konuşan allâmelere bakarsak; “istihbarat uyarmış”:

Bombalar,

23 Nisan’da, Suriye’nin ortalarından biyerden araçlara yükleniyor,

15-16 gün biyerlerde geziyor-gizleniyor,

Patlamadan 1-2 gün önce, Suriye tarafında “Muhalifler”in kontroündeki sınırdan Türkiye sınırına geliyor,

Hassasiyeti dolayısıyla son derece sıkı korunan Türkiye sınırından elini kolunu sallayarak geçiyor,

Sonra Reyhanlı’nın merkezine kadar rahatça ulaşıyor,

Nihayet, ilçenin göbeğinde, halkın en kalabalık olduğu saatlerde ikisi birden patlatılabiliyor!

Şimdi durup bi düşünmek lâzım!

Gitti-gidecek, düştü-düşecek denilen “Başkan” Esad bu kadar yetenekli mi?

Bu yetenek onda varsa, diğer haberler;

Yani ülkesinin büyük bir bölümünü kontrol edemediği,

“Muhalifler”in, Suriye’de çok etkin olduğu haberleri hep uydurma mı?

Aslında vaziyete ve hatta sınırlara bütünüyle Esad mı hâkim?

Kim, kimi kandırıyor?

Bunlar ne yaman çelişkiler?

x   x   x

Öte yandan; Suriye’deki durumdan tamamen bağımsız olarak sormak lâzım:

Eylem yapılacağını, 15-20 gün evvelinden haber alan Türkiye’nin, bomba yükkü araçların ülkeye girmesini ve patlatılmasını önleyememesi, onun gücünü tartışma konusu yapmaz mı?

Haftalar öncesinden haber aldığı halde patlamaları önleyemeyen bir devlete güçlü bir devlet denilebilir mi?

Biz devletin kudretine inanıyoruz.

Devlet bizim inandığımız gibi güçlüyse;

O vakit, ya devlet içinde, o gücü zaafiyete uğratmaya çalışan “ajanlar” var ve onlar doğru istihbaratın değerlendirilmesini ve araçların yakalanmasını önlüyorlar,

Veya ortada büyük yalanlar var!

İstihbaratın alındığı, aracın Suriye’den girdiği haberleri palavra!

x   x   x

DENİZ FENERİ VE REYHANLI FELÂKETİ!

Sen Reyhanlı’daki katliamı “süreçle” ilgilendirirsen birileri de çıkar, “Deniz Feneri Davası” ile ilgilendiriverir.
Çünkü her iki olayda da “yayın yasağı” söz konusu. Deniz Feneri’ndeki yayın yasağının “sürecin”  hükümet ve adamlarına dokunduğu için olduğu vicdanlarda çoktan kabul gördü. Demek ki, Reyhanlı’daki faciada da ucu hükümete dokunan, yönler mevcut.

Hasan DEMİR, Yeniçağ, 13 Mayıs
Tarih: 15.05.2013 Okunma: 627

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?