Bir Medyacının İfşaatları

İsmail Hakkı CENGİZ - 18.08.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür

 

        

Pazar gün elime bir roman geçti. İçinde, yaşadığımız kimi olaylara ışık tutan ilginç paragraflar vardı.

Süreli yayıncılıkta 1 numara olan, bünyesinde, çeşitli sektörlerden pek çok şirket barındıran holdingin 2 numarası genç gazeteciyle konuşuyor:

“Başbakan laf olsun diye değil, bizzat hükümet politikalarını öne çıkaracak, ayrıca seçim zamanı destekleyecek yandaş bir medya istiyor. Düşündük, taşındık radyo, TV ve gazete kurmaya karar verdik. Bunların patronu da sen olacaksın. Ne dersin?” (Mezat, S.112, Arif Nihat Dursun, Diskus Yayınları, Şubat 2008)

Teklifi alan medyacı genç, günlerce düşünüyor ve sonunda “evet” diyor.

*                 *                 *

Önce, gazete yazarlarını nasıl oluşturduklarını anlatıyor:

“Yazar kadrosunda eski altmış sekiz kuşağından, Marksist olup daha sonra liberal olmuş birkaç kişi başköşedeydi. Biliyorduk ki bunlardan en ufak bir arıza yaşamazdık. İktidarla asla polemiğe girmezlerdi. Ayrıca oturduğu kucağın menfaatini en iyi savunan tiplerdi. Bizim amacımız da bu değil miydi? Modern dünyanın her tür nimetlerinden faydalanırlar, iyi eğitim almışlardır, konuşmalarında mutlaka Batılı bir düşünür, şehir veya markaya atıfta bulunurlar. Etiler-Ulus-Kuruçeşme eksenindeki naif restoranlarda buluşurlar, yazın hafta sonlarını Bodrum’da geçirirler, Göçek’te yatları vardır, Boğaz’ın sırtlarında evleri, çocukları yurt dışında okur, Nişantaşı onlara Avrupai hava katar. Ramazan ayında iftar davetlerinde başköşededirler, nüfuz sahibi şeyhlerle özel dostlukları olur, laik güçlere karşı kalkan olurlar, icap ettiğinde aracı rolünü kimseye kaptırmazlar. Yabancı misyonla araları iyidir. Kısacası ‘her devrin adamı’ olup, her yerde bulunurlar.

Son yıllarda hızla artan özel üniversitelerde çalışan, ama alışageldiğimiz hoca taifesinden çok medyatik, hatta artistik tipte olan birkaç hocayı da ekonomi, iç ve dış politika benzeri konularda yazmaları için listeye aldık. Bunlar da her uzatılan mikrofona bilsin veya bilmesin mutlaka bir şeyler söylüyorlardı. Konuşmaları çoğu zaman destekten yoksun olsa da halkımızın alışmış olduğu Nemrut suratlı hoca tiplemesinden uzak oldukları için, her nasılsa sürekli olarak medyada kendilerine yer bulmaktaydılar. Biz de bunlardan faydalanabilirdik.

Muhafazakâr kesime de hitap etmek gerekiyordu. Bu da zor değildi. Eskiden radikal İslamcı olup, daha sonra hayal kırıklığı yaşamış pek çok kişi vardı ortalıkta. Bir kişi yeterdi bunlardan” (S. 233-234)

Sizinle, “Mezat”tan bana ilginç gelen 3 paragrafı paylaştım. Bunlardan daha ilginç bölümler var. Fakat benim yerim bitti. Onları da önümüzdeki günlerde paylaşmayı düşünüyorum, kısmetse!

*                 *                 *

 

Önceki Anketimizin Sonuçları

Bir gazete veya haber sitesinde, ilk sayfadan başka nereleri okursunuz

 

1.     Ekonomi Haberlerini:23

2.      Magazin Haberlerini: 32

3.      Spor Haberlerini:25

4.      Köşe Yazılarını:21

5.      Hepsini:44

 

Anketimize katıldığınız ve yoğun ilginiz için çok teşekkür ederiz.

Yan taraftaki yeni anketimize katılır mısınız?

Tarih: 18.08.2008 Okunma: 623

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

09.07.2008 - 12:18

makyavel kesinlikle derinlemesine idrak edilerek okunmalıdır ve bizim siyasetimiz bu minvalde yeniden tahlil edilmelidir. mesela kumarda yumruk yiyen adam, risaleleri gerektiğinde masanın altından çıkaran şapkalı adam, sahte kahramanlık türküsüyle milli çizgide olanların oylarını aparmaya çalışan sarı kız, partinin tek sahipliğini yapan kadının kocası vs gibiler bu minvalde değerlendirilebilir...özellikle bunlar....diğerleri siyasetlerini biraz daha söylemlerine denk getirdikleri için saymadım..yanılıyorsam insanoğluyum...saygı muhabbet umut dua selam ile

İsmail SÖNMEZ

09.07.2008 - 13:11

'' Efendim, bunlar dinimize göre günahtır, kul hakkıdır, derseniz, cevap hazırdır: Din kurallarını devlette ve toplumda hâkim kılabilmek için seçimi kazanmak lâzım, dolayısıyla her yol meşrudur!'' Eğer düşünce bu ise; VAH!!! BENİM %99'U MÜSLÜMAN OLAN TÜRKİYEM, VAH!!! VAH Kİ, NE VAH!!!

elebk

13.07.2008 - 04:15

makyavelistliğin isim babası Türkiyedir kesin. Çok gizli kalmış bir bilgidir. Selamlarla.

özgür deniz

09.07.2008 - 12:18

makyavel kesinlikle derinlemesine idrak edilerek okunmalıdır ve bizim siyasetimiz bu minvalde yeniden tahlil edilmelidir. mesela kumarda yumruk yiyen adam, risaleleri gerektiğinde masanın altından çıkaran şapkalı adam, sahte kahramanlık türküsüyle milli çizgide olanların oylarını aparmaya çalışan sarı kız, partinin tek sahipliğini yapan kadının kocası vs gibiler bu minvalde değerlendirilebilir...özellikle bunlar....diğerleri siyasetlerini biraz daha söylemlerine denk getirdikleri için saymadım..yanılıyorsam insanoğluyum...saygı muhabbet umut dua selam ile

İsmail SÖNMEZ

09.07.2008 - 13:11

'' Efendim, bunlar dinimize göre günahtır, kul hakkıdır, derseniz, cevap hazırdır: Din kurallarını devlette ve toplumda hâkim kılabilmek için seçimi kazanmak lâzım, dolayısıyla her yol meşrudur!'' Eğer düşünce bu ise; VAH!!! BENİM %99'U MÜSLÜMAN OLAN TÜRKİYEM, VAH!!! VAH Kİ, NE VAH!!!

elebk

13.07.2008 - 04:15

makyavelistliğin isim babası Türkiyedir kesin. Çok gizli kalmış bir bilgidir. Selamlarla.