ANADOLU, ‘NASİHAT HEYETİ’Nİ HİÇ SALLAMAMIŞ

İsmail Hakkı CENGİZ - 07.04.2013

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.




O kadar “İnkılâp Tarihi” okuduk... Hatta didik didik ettik... Orada görmedik... Hocalarımızdan duymadık...

İstiklal Harbi’ne ait romanlar okuduk... Onlarda da görmedik, duymadık!

Neyi?

“Heyet-i Nasiha”yı!

Meğer öyle bir “heyet” varmış!

Peki, bugün çok önemsenen, söz konusu “heyet”i tarihler, romanlar niçin yazmıyor?

Anladığım kadarıyla, bir etkisi olmamış... İstanbul Hükûmeti çok önem vermişse de, Anadolu hiç sallamamış.

Zaten “heyet”le ilgili havadislerde de ne yaptığı, kimlerle görüştüğü, ne işlev yaptığı anlatılmıyor. Galiba bir “yel” gibi gelmiş geçmiş.

Şimdi, ona benzetilen “Âkıl insanlar” heyetinin de “Nasiha”dan farkı olacağını hiç sanmam!

Velâkin benzetme önemli!

Demek ki tarihte bu gibi heyetler iki kere kurulmuş. Birincisinde ülke “açık” işgal altındayken ve “Kurtuluş Savaşı” verilirken!

Heyetin görevi; “Vatandaşı Kurtuluş savaşı verenlerin değil de işgalcilerin yanına çekmek”!

Binaenaleyh; bugün, böyle bir ihtiyaç nereden çıktı diye sormaz mı insan?

Şimdi de mi işgal altındayız?

Ve “Âkıl insanlar”ın “işlevi”, “vazife”leri ne?

x   x   x

VAZİYET: 1919’LARA BENZİYOR MU?

Bugün halk, tehlikeli bir şekilde kutuplaşmış durumda...

“İnternet ve yerel gazete yazarları”nın, halkın görüşlerini bire-bir yansıttığına inanıyorum. Çünkü herhangi bir menfaat karşılığında yazmıyorlar. Büyük paralar karşılığı yazanları “patronun-iktidarın yönlendirdiği istikamatte yazıyor”, “halktan kopuk” diye düşünebiliriz. Fakat internet yazarlarında öyle bir şey söz konusu değil, içlerinden geldiği gibi yazıyor, toplumdaki görüşleri temsil ediyorlar.

Bu yazarlarda ne görüyoruz?

Yazarların hemen yarısı, Atatürk karşıtı...

Atatürk, tabii bir sembol... Bağımsızlığın, millî değerlerin, Türk Milliyetçiliğinin sembolü... Bu yazarlar “Türk” kavramına karşı gözüküyorlar.

Diğer yarı ise “Türk” kavramına sıkı sıkıya sarılıyor. “Türk” kalacak mı, silinecek mi kavgası veriliyor.

Kurtuluş Savaşı gibi!

2007’de, dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, “Türkiye, 1919’dakinden daha büyük bir saldırı altında. Fakat bugün o günden daha güçlü durumdayız” diye beyanat vermişti. O “tespit”in gereğini yaptı-yapmadı ayrı. Fakat  tespit “Kurtuluş Savaşı”na atıf yapması bakımından mühimdi.

Son tahlilde, demekki bugün, Kurtuluş Savaşı’na benzer şartlardayız.

Eh...

“Kurtuluş Savaşı” varsa;

Mustafa Kemal’in,

Mareşal Çakmak’ın,

Ve Mehmet Akif’lerin çıkması da kaçınılmazdır.

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, PENGUEN’den, 04 Nisan


NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin
Tarih: 07.04.2013 Okunma: 645

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?