WİKİLEAKS BELGELERİNDE KOMUTANLAR VE ‘MUHTIRA’

İsmail Hakkı CENGİZ - 12.05.2012

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Amerika’nın Türkiye Büyükelçileri, ülkelerine kriptolar göndermişler.

Bunu sürekli, yaparlarmış... Mutlaka şimdi de yapıyorlardır.

Dönemin ABD Büyükelçisi, aşağıdaki kriptoyu da geçmiş vaktiyle... 2004’lerde gönderildiği anlaşılan ve “Çok doğru bir değerlendirme”ymiş gibi gazetelere giren, internette gezen belge(!)yi okuyalım:

“... Ancak (ABD olarak) Türk Ordusu'ndaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz. Amerikan çıkarlarına karşı çıkan orgeneraller Aytaç Yalman, Şener Eruygur, Çetin Doğan, Hurşit Tolon, Fevzi Türkeri, Tuncer Kılıç ve Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi, her an muhtıra verebilirler."

Gerek geçmişten bugüne bakınca, gerek bugün yaşadıklarımız ve gerekse bugünden geçmişe bakdığımızda bilgilerin kendi içinde çeliştiği ve mantık hataları taşıdığı görülüyor.

Adı geçen komutanların, “Genelkurmay Başkanı’nın emir ve talimatlarına uymadığı” iddiası akıl dışı... Böyle bir şey imkânsız!

Neden?

  1. Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, Mars’tan Venüs’ten inmiş değil; asteğmen rütbesiyle başlayıp emir komuta zinciri içinde o makama gelmiş-getirilmiştir. Kendisinin önceki komutanlardan, öyle çok büyük farklılıkları olamaz. Nitekim yakın çalışma arkadaşları olan, yukarıda adı geçen diğer komutanların da Org. Özkök’ten önemli farklılıkları yoktur. Org. Özkök, diğer komutanlardan farklı bir dünya görüşüne sahip olsaydı, o makamlara gelmesi mümkün olamazdı. Dolayısyla, astları konumundaki komutanların emirlerine uymamaları iddiası saçmadır.
  2. Diyelim ki, iddia edildiği gibi bir “itaatsizlik” söz konusu oldu. Genelkurmay Başkanı, astı olan komutanı sadece 1 saat içerisinde emekliye sevk edebilecek yetki ve otoriteye sahiptir. Hele, hükümetle “mükemmel bir uyum” içinde çalışıyorsanız, işiniz daha da kolay demektir. O dönemde hiç böyle bişey yaşadık mı?

Hayır?

Komuta katından gelen haberler hep “ahenk” içinde çalışıldığına dairdi. Nitekim adı geçen komutanların hepsi, görev sürelerini tamamlayarak, vaktinde emekli olmuşlardır.

  1. Yukarıdaki iddiaları çürüten en önemli kanıt, Org. Büyükanıt’ın o dönemde 2 defa terfi ettirilip; önce Kara Kuvvetleri Komutanlığına, ardından da Genelkurmay Başkanlığına atanmasıdır. Bir genelkurmay Başkanı, kendisine itaat etmeyen birini hem de 2 defa terfi ettirir mi? Üstelik Kuvvet Komutanıyken Büyükanıt, bir gaf yapmış, Şemdinli’de bir bombalama olayına karışan iki astsubay için “tanırım, iyi çocuklardır” demişti. Bu gaf bile bahane edilip önü kesilebilirdi.

Bunlar yapılmamış, Genelkurmay Başkanlığına getirilmiştir.

x   x   x

KOMUTANLAR ARASINDAKİ GÖRÜŞ FARKI

Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığına atanmadan birkaç gün önce gazeteciler, Org. Özkök’e bazı sualler yöneltiyorlar. Özkök, şunları söylüyor: “Yaşar Paşa en iyi arkadaşımdır... Gerçekten büyük bir anıttır.”

Bir gazeteci, “Aranızda hiç mi görüş ayrılığı yok?” diye soruyor:

Özkök yanıtlıyor:

“Var, diyor, evet, çok önemli bir konuda farklı düşünüyoruz.”

Herkes heyecanlanıyor...

“Hangi konuda?”

El cevap:

“Ben Beşiktaşlıyım, Büyükanıt Fenerbahçeli!”

Budur, azizim...

Arka arkaya gelen Genelkurmay Başkanları arasındaki fark ancak bu kadar “büyük” olabilir.

x   x   x

ÖZKÖK VE ÖZEL “İYİ” DEĞİL Mİ?

Binaenaleyh, iktidar muhalifi kesimdeki, Org. Özkök ve Org. Özel’in “iyi Genelkurmay Başkanı değiller” algısının haksız olduğu kanaatindeyim.

Bendeniz, son 40-45 yılın Genelkurmay Başkanlarının icraat, söylem ve talimatlarını, yaşayarak izliyorum. Aralarında zihniyet bakımından hiçbir fark göremiyorum.

Ha, cezaevlerine doldurulan, “haksızlığa uğrayan ordu mensupları”ndan illa birisi sorumlu tutulacaksa; ışıldakların Büyükanıt üzerine, bilhassa Dolmabahçe sonrasının Büyükanıt’ı üzerine çevrilmesini öneririm.

x   x   x

AMERİKA’YA KARŞI MIYDILAR?

Yükarıdaki kriptoda, adı geçen komutanların, Amerikan menfaatleri karşısındaymış izlenimi veriliyor. Buna bütün kalbimle inanmak isterim ama ne yazık ki bu hiç inandırıcı gelmiyor.

Amerikan menfaatlerine engel hangi icraata imza atmışlar?

Hatta Amerikan karşıtı hangi söylemleri olmuş?

Sakın, içlerinden bir tanesinin, E. Org. Tuncer Kılıç’ın “NATO’ya hayır” dediğini öne sürmeyin. Öyle bir şey doğrudan doğruya söylenmiş değil. Bir yerde, vatandaşlara verdiği bir konferans esnasında, “Türkiye, Doğu’da da işbirliği arayışları içinde olmalı” sözleri var... Ki, o dahi emeklilikten sonradır. Yani artık hiçbir yetki, etki ve kudret kalmadıktan sonra...

x   x   x

MUHTIRA MI? 

Kriptoda, bir de “her an muhtıra verebilirler” “endişesi” var ki, kime verileceği anlaşılamadığı gibi, yine mantık dışı bir iddia!

Genelkurmay Başkanı’na veya o dururken, onu aşıp hükümete “muhtıra” vermek kimin aklından geçebilir?

Kimin haddine?

Nitekim o dönemde öyle birşey de olmamıştır.

Ne zaman olmuştur?

Adı geçenlerden biri, Org. Büyükanıt Genelkurmay Başkanı olduktan sonra, onun tarafından.

Lâkin o “muhtıra” bile muhtıradan sayılmamaktadır.

x   x   x

PENGUEN'DEN

NOT: Resim gözükmüyorsa, Firefox'tan açmayı deneyin.

Tarih: 12.05.2012 Okunma: 681

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?