‘İÇERİDEKİLER’İN KOMPLOSU

İsmail Hakkı CENGİZ - 28.04.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Gazeteciden, yazardan-çizerden, televizyoncudan yandaş olur da sendikacıdan olmaz mı?

Olur!

Hem de hepsini bastıracak biçimde olur!

Ortaya çıkan rezaletler dolayısıyla, artık, iktidar yanlısı yazar ve medyacılar bile ÖSYM başkan ve yöneticilerini sorumlu tutup, istifa etmelerini isterken; bir sendikacı çıkıp, ÖSYM başkanı Prof. Ali Demir’i savunabiliyor…

Kim bu sendikacı?

Eğitim Bir-Sen temsilcisi Ahmet Bey!

Bu zat-ı muhterem, 27 Nisan Çarşamba akşamı Habertürk ekranlarında, ÖSYM’nin yaptığı sınavlarda meydana gelen bütün “aksaklıkların” sebebini “komplo”lara bağladı. Meğer şifreler, hatalı kitapçıklar yönetimin kabahati değilmiş. Yönetimi zor durumda bırakmak isteyen “içerideki” güçlerin komplosuymuş. Bunlar Prof. Ali Demir’i istifaya zorlamak için bütün bu aksaklıkları meydana getiriyormuş.

Hal böyle olunca adama sormazlar mı;

1.             Madem bu olan biten komplodur ve arka arkaya sürmektedir; ÖSYM başkanı neden tedbir almamakta, bu hain komploculara engel olmamaktadır?

2.             Bizzat Ali Demir bile bir komplodan söz etemez, tam tersine, bir problem bulunmadığından, aksaklıkların önemsiz olduğundan bahsederken sen hangi komplodan bahsediyorsun?

3.             Hatta yine ÖSYM başkanı Demir, önce, “şifre”nin öğrencilere dağıtılan kitapçıklarda olmadığını; sonra varlığı anlaşılınca da “sehven” yapıldığını söylediği halde bu komplo iddialarını nasıl öne sürebiliyorsun?

4.             Nihayet, burada bir komplo varsa, daha önceki başkan Ünal Yarımağan’ın istifasına sebep olan, KPSS rezaleti de bir komplo muydu?

5.             Bu sorular karşısında da hâlâ “komplo var” diyorsan; bu komplocular eski ve yeni her iki yönetime birden mi karşılar? Bu nasıl olabiliyor?

Sen neyi savunduğunun farkında mısın? Yandaşlık bütün gözleri kör, kulakları sağır, hisleri, vicdanları, insafı yok mu ediyor?

x   x   x

AKRABALAR

Çarşamba günü bir gazetenin manşet haberiydi… “ÖSYM soru ve kitapçıklarını basan şirketin 350 çalışanından 158’i birbiriyle yakın akraba”ymış.

Habertürk’teki Karşıt Görüş programında, Ahmet Bey “komplo” iddialarını kuvvetlendirmek maksadıyla bu haberi hatırlattı.

Elbette bu şirkette bir kayırılma olduğu açık… Fakat bunun komployla ilgisi nedir?

Bu akrabalar tam tersini arzu etmezler mi?

Yani, şirket çalışanları birbirini kayırıyorlar ve akrabalarını işe alıyorlar. Akrabaların önemli bir bölümü de emekli… Yani çift maaş alıyorlar. Şirketi çiftliğe çeviriyorlar… Sorarım; siz hazır böyle bir ortamı bulmuş olsanız; işinizi aksatıp medyaya malzeme olarak, çarka çomak sokulmasını mı istersiniz yoksa hiçbir aksaklık olmadan, medyaya hiç çıkmadan, tıkır tıkır düzenin sürmesini mi?

Bize göre, ÖSYM’de rezalet çıkmasını en son isteyecek kişiler, işte o akrabalardır. Çünkü bir rezalet ortaya çıkınca kendi “çiftliklerinin” de ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu bilirler. Ve artık orada bu işi sürdürmeleri imkânsız hale gelir. Nitekim gelmiştir.

Tabii şöyle değerlendirmek daha mantıklıdır:

Sınav soru ve kitapçıklarını basan şirket, akraba çiftliği haline gelmiştir, burada liyakat aranmamaktadır. Böyle bir yapıdan da düzgün iş çıkması mümkün değildir.

Öyle değil mi?

Elbette bütün bu değerlendirmeler; “şifre”den kimlerin yararlandığı, sorusunu asla unutturmamalı!

 

Önceki yazılar

Tarih: 28.04.2011 Okunma: 592

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Seyfeddin Karahocagil

25.02.2011 - 23:56

Değerli dostum ve aziz kardeşim. Yine sizin bu sayfanıza girmekte bir haylı zorlandım Belki de benim beceriksizliğimdir. Her yazınızı okumak isterim.Bunu başaramıyorum Özür dilerim. Her kurumun Hatalı yanları vardır. Her şahsın hatalı yönlerı olduğu gibi.. Ben peyganber ocağı diyip kutsal saydığım Ordum hakkında Hoş olmayan şeyler söylemek istemem Ama şu kadarını söyleyeyim Emekli Albayın söylediği türden kimseler de orduda olabilir. Ama inanıyorum ki sizin söylediğiniz tipte Kumandanlar daha çoğunluktadır. İl genel meclis üyesiyken Amasya'ya Yeni bir tugay komutanı gelmişti. İlk iş olarak yıllar önce bir tugay komutanının yaptırdığı mescidin Minaresini yıkmıştı.Biz bir gurup Amasyalı hoş geldin ziyaretine gittik. Çok iyi karşıladı ve gerçekten de sevimli bir paşaydı. Hoş beşten sonra ben: - Paşam size birşey sorabilirmiyim dedim. - Buyrun dedi Ben: - Bu tugaydaki mescidi ve minaresini Yıllar önce sizin gibi bir paşa yaptırmıştı. Siz de yıktırdınız. O paşa mı doğru yapmıştı yoksa siz mi, Böyle bir soru beklemiyordu. Biraz tedirgin Durakladı ve. - Yanlış anlamayın. O minare ve mescid Tugayımıza uygun değil ben daha iyisini yapmak için yıktım dedi Ben: - Kusura bakmayın bana pek inandırıcı gelmedi. Yıkmasına yıkarsınız da yapamazsınız. Sonra sizi irticadan emekli etmesinler dedim ve gülüştük. Sonra: - E biliyorsunuz durumu .. emir komuta meselesi dedi samimi olarak. Diğer kurumlar da bu tip şeyler genele yansımıyor. Ama orduda Başta kim ve hangi zihniyet var sa tüm orduya yansıyor. Hani diyorsunuzya Otoriter baba. İşte o baba evlatları istese de istemese de Dediğini yaptırıyor.. Selam, sevgi ve saygılarımla ................................Seyfeddin Karahocagil

Seyfeddin Karahocagil

25.02.2011 - 23:56

Değerli dostum ve aziz kardeşim. Yine sizin bu sayfanıza girmekte bir haylı zorlandım Belki de benim beceriksizliğimdir. Her yazınızı okumak isterim.Bunu başaramıyorum Özür dilerim. Her kurumun Hatalı yanları vardır. Her şahsın hatalı yönlerı olduğu gibi.. Ben peyganber ocağı diyip kutsal saydığım Ordum hakkında Hoş olmayan şeyler söylemek istemem Ama şu kadarını söyleyeyim Emekli Albayın söylediği türden kimseler de orduda olabilir. Ama inanıyorum ki sizin söylediğiniz tipte Kumandanlar daha çoğunluktadır. İl genel meclis üyesiyken Amasya'ya Yeni bir tugay komutanı gelmişti. İlk iş olarak yıllar önce bir tugay komutanının yaptırdığı mescidin Minaresini yıkmıştı.Biz bir gurup Amasyalı hoş geldin ziyaretine gittik. Çok iyi karşıladı ve gerçekten de sevimli bir paşaydı. Hoş beşten sonra ben: - Paşam size birşey sorabilirmiyim dedim. - Buyrun dedi Ben: - Bu tugaydaki mescidi ve minaresini Yıllar önce sizin gibi bir paşa yaptırmıştı. Siz de yıktırdınız. O paşa mı doğru yapmıştı yoksa siz mi, Böyle bir soru beklemiyordu. Biraz tedirgin Durakladı ve. - Yanlış anlamayın. O minare ve mescid Tugayımıza uygun değil ben daha iyisini yapmak için yıktım dedi Ben: - Kusura bakmayın bana pek inandırıcı gelmedi. Yıkmasına yıkarsınız da yapamazsınız. Sonra sizi irticadan emekli etmesinler dedim ve gülüştük. Sonra: - E biliyorsunuz durumu .. emir komuta meselesi dedi samimi olarak. Diğer kurumlar da bu tip şeyler genele yansımıyor. Ama orduda Başta kim ve hangi zihniyet var sa tüm orduya yansıyor. Hani diyorsunuzya Otoriter baba. İşte o baba evlatları istese de istemese de Dediğini yaptırıyor.. Selam, sevgi ve saygılarımla ................................Seyfeddin Karahocagil