İFTİRA KAMPANYASI MI, AYAKLARINA MI DOLANIYOR?

İsmail Hakkı CENGİZ - 04.04.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


İktidara muhalif bir yazarım… Fakat muhalefet ederken, hiçbir şekilde yalan-yanlış haber ve bilgilerle iktidarı yıpratmaya, onu kötü, başarısız göstermeye çalışmıyorum. İcraatlarından olumsuz, ülke ve millet menfaatine aykırı gördüklerimi yazıyorum.

Şimdi, önümüzde devasa bir sorun, dehşet verici bir iddia var: YGS’de şifreli soru kitapçığı iddiası…

Bu iddia ilk ortaya atıldığında, doğrusu hiçbir şey anlamadım ve YGS’de bir hile olabileceğine ihtimal vermedim. Halen, söz konusu iddiaların asılsız çıkmasını, YGS’nin temiz bir sınav olduğunun anlaşılmasını yürekten temenni ediyorum. Çünkü söz konusu sınava girenlerin ve onların velilerinin yerinde olsaydım, bu sınavların iptal edilmemesini isterdim. Bunun için de bütün iddiaların ve şaibelerin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması gerekir. Konu öyle bir izah edilmeli ki; iddia sahipleri de, en kötü biçimde önyargılı olanlar da verilen izahattan “tatmin” olmalı.

Bu konu, hayatî önemde bir konu… Hadise, her yönüyle incelenmeli… Nitekim mutlaka incelenecek, didik didik edilecektir. Bu “vaka” hiçbir biçimde savsaklanamaz, üstü örtülemez… Çünkü YGS, bugün 1 milyon 700 bin öğrenci ve ailesinin; önümüzdeki yılları hesap ettiğinizde ise 10 milyonlarca vatandaşın ana gündem maddesidir. Yani, YGS bütün milletin meselesidir. Dolayısıyla konuya tam bir ciddiyet ve titizlikle yaklaşılmalıdır. Mesele her yönü masaya yatırılmalıdır. Biz de öyle yapmaya çalışacağız.

x   x   x

İFTİRA KAMPANYASI MI?

Bu kadar büyük bir kitleyi ilgilendiren bir meselede ortaya bir iddia atılıyorsa; bu ya “sabit”, hiç kimsenin yalanlayamayacağı kadar açık bir gerçektir… Veya büyük bir organizasyonun “iftira kampanyası”dır.

Ne iftirası? Kime karşı kampanya?

2 ay sonra seçime gidiyoruz… Ülkede korkunç bir kutuplaşma var… Seçimin tarafları; 12 Haziran seçimlerinin ülke için hayat-memat meselesi olduğunu söylüyorlar. Eğer hükümet; neredeyse bütün milleti ilgilendiren bir konuda yıpratılabilirse, 2 ay sonra akıl almaz bir hezimete uğrayabilir.

Çocuklarının eğitimi ve istikbali kadar hiçbir şey bütün milleti etkileyemez.

Her ne kadar YÖK, ÖSYM  “özerk” kurumlar gibi gözüküyorsa da, onların her türlü icraatları hükümetin icraatı gibi algılanıyor. Çünkü o kurumlardaki yeni yönetimler hükümetin etkisiyle oluşturuldu. Dolayısıyla YGS’deki bir rezalet doğrudan doğruya AKP iktidarına fatura edilecektir.

Amma velâkin…

Hadise 4 gündür konuşulduğu halde, iktidardan olsun, ÖSYM cenahından olsun; bir Allah’ın kulu “iddialar yalandır, iftiradır… Bu iddiayı ortaya atanları mahkemeye vereceğiz” demedi.

Takip ettiğim kadarıyla, iddiaların “iftira” olma ihtimalini ilk defa ben dile getiriyorum.

İktidar hayranı medyaya da bakıyorum… Ya görmezden geliyorlar veya ÖSYM başkanının açıklamalarını vermekle işi geçiştiriyorlar. Bu yalandır, iftiradır diyen yok!

x   x   x

AYAKLARINA MI DOLANIYOR?

Hal böyle olunca; iddiaların “gerçek” olma ihtimali ağırlık kazanıyor. Eğer öyleyse, bu, korkunç “şifreleme”nin çözülmesi ve “adalet”sizliklerin en büyüğünün Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ayağına dolanması demektir.  Çok kısa sürede bu ortaya çıkacaktır.

Bu konuda daha başka şeyler yazabilirim. Fakat şimdilik, sadece, iktidar hayranı StarGazete’nin başyazarı Mehmet Altan’ın bu konudaki, 04 Nisan 2011 tarihli yazısını okumanızı öneriyorum.

Yazının hattı: http://www.stargazete.com/politika/yazar/mehmet-altan/kim-kim-ile-sifrelesiyor-haber-341586.htm

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 04.04.2011 Okunma: 645

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?