RÜŞVET DİYE BİR ŞEY Mİ VAR?

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.11.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Feriköy, Mezarlık başındaki camide bu haftaki hutbenin mevzuu “rüşvet”ti.

İmam Efendi, rüşvetin nasıl bir illet olduğunu, toplum yapısını bozduğunu, milleti huzursuz ettiğini… Rüşvetin haklıyı haksız, haksızı haklı hale getirdiğini anlattı.

İslâm’ın rüşveti kesin bir şekilde reddettiğini, “Rüşvet alan da veren de cehennemdedir”, “rüşvet alan da, veren de, ona aracılık eden de lanetlenmiştir” hadislerini hatırlattı.

Kur’an’ı Kerim’deki “Bir de aranızda mallarınızı batıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için, o malları hâkimlere rüşvet olarak vermeyin.” Ayet’ine (BAKARA: 188) vurgu yaptı.

4-5 dakikalık kısa hutbede en az 3 kere hâkimlere rüşvet vermenin sakıncalarından bahsetti.

Elbette en mahzurlusu mahkemelerde adaletin rüşvetle dağıtılmasıdır. Nitekim insan düşününce, rüşvetin dönmediği, sağlam bir hukuk düzeninde rüşvetin yaşamasının, yaygınlaşmasının imkânı yok. Çünkü sağlam, adil, dürüst yargıçlar rüşvetin cezasını tereddütsüz ve gecikmeksizin, en ağır şekilde verirler.

İmam Efendi, rüşvetin daha pek çok zararından söz etti. Rüşvetin yayıldığı bir cemiyette vazife, mevki ve mamamların ehliyetli kimselere verilemediğini, yetkili makamların rüşvetle alınıp satılır hale geldiğine işaret etti. İşlerin ehil olmayan kişilere kalacağını, bunun da hem huzuru bozacağını, hem de gelişmeyi engelleyeceğini anlattı.

Çok faydalı ve verimli bir Cuma oldu. Umarım ülkenin bütün camilerinde aynı hutbe okunmuştur.

x   x   x

Akşam evde:

25 yaşındaki oğlum Gökhan’la sohbet ederken aklıma hutbede İmam Efendi’nin söyledikleri geldi. Anlattım ona… İmamın çok güzel bir hutbe verdiğini, rüşvetten bahsettiğini söyledim.

Gökhan “Hala rüşvet diye bir şey kaldı mı?” diye söze başlayıp, aslında toplumda rüşvetin yaygın olmadığından bahsetti.

“Ben şimdiye kadar ne devlet dairelerinde, ne de özel sektörde rüşvete rastladım. Kimse benden rüşvet istemedi. İsteseler de vermem. Hakkıma razı olurum. Beklemek gerekirse beklerim” diye devam etti.

Bir gençten bunları duymak, istikbal açısından ne kadar ümit verici, ne kadar sevindirici… Temiz bir toplum olduğumuza inanmak ne harikulade bir şey!

Doğrusu, Gökhan’ın haklı olabileceğini düşündüm. Burası, nüfusunun %99’u Müslüman olan bir ülke…

Eh, İslamiyet de ta baştan, yani 14 asır evvel bu rüşvet illetini yasakladığına göre;  bu memlekette rüşvet diye bir şey olmaması lâzım.

Ne dersiniz?

Var mı öyle bir şey? Siz hiç rüşvete rastladınız mı?

x   x   x

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

Önümüzde kallavi bir bayram tatili var.

Arada bir gerekiyor… Çalışan bünyelerin, makine gibi 24 saat işleyen büyük şehirlerin dinlenmeye, nefes almaya ihtiyacı var. Boşalan enerjilerin yeniden toparlanması lâzım... Böyle uzun tatiller de hem bir vesile, hem de bir fırsat!

Kurban kesene de, kesmeyene de…

Bayramları tatil olarak görene de, görmeyene de…

Evinde oturup misafir bekleyen ve ağırlayana da, evinde durmayana da…

Ziyarete gidene de, gitmeyen veya gidemeyene de hayırlı bayramlar…

Nice bayramları sağlık, esenlik ve mutlulukla karşılamanız dileklerimle…

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN!

 

Önceki yazılar

Tarih: 13.11.2010 Okunma: 600

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?