3 general ve 12 Eylül Hukukunun üstünlüğü

İsmail Hakkı CENGİZ - 29.10.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


 Bilindiği gibi, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halkoylamasına kadar Yüksek Askerî Şûra’nın (YAŞ) kararları kesindi. Yani yargı denetimi dışındaydı.

 İktidar bu durumu “hukuk devleti” ilkelerine aykırı görüyordu. Yapılan Anayasa değişiklik paketine o da sokuldu. Halk da kabul etti. Sonuçta iktidarın talep ve düzenlemesi, halkın da onaylamasıyla değişiklik yürürlüğe girdi.

 Ne oldu?

 YAŞ kararları yargı denetimine açıldı.

 Dolayısıyla YAŞ kararları sonucu terfi edemeyen subay ve generallerin dava açma hakkı doğdu. Elbette böyle bir haktan herkes yararlanmak ister.

 İşte bu haktan yararlanan ve dava açan 2 general ve 1 amiralin talepleri Askerî Yüksek İdare Mahkemesi tarafından doğru bulunmuş. Yani yüksek mahkeme diyor ki adı geçenlerin bir üst rütbeye terfi etmeleri lâzım!

 Buna karşılık hükümet ne diyor?

 Hayır, bu kararı uygulamam!

 Bu nasıl iş?

 O generallere dava açma hakkını veren sensin…

 YAŞ kararlarını “üstünlerin hukuku” diye niteleyen sensin…

 “Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçiyoruz” diye yeri göğü inleten sensin…

 Eee, işte sana “hukukun üstünlüğü!”

 Uygulasana…

 Hukukun üstünlüğünün yerleşmesine yardımcı olsana!

 Direniyorsun!

 Sebep?

 Demek senin “hukukun üstünlüğü” dediğin nesne başka bir şey!

 Senin kararlarının üstünlüğü…

 Sen ne dersen o!

 Hukuk, senin taleplerine, siyasetine, keyfine paralel karar verirse “üstün” oluyor!

 Yoksa salla gitsin!

 x   x   x

 ŞAHSÎ GÖRÜŞÜM

 Bendeniz YAŞ’ın, TSK’nden personel çıkarmasıyla ilgili kararlarının yargı denetimine açılması taraftarıyım. Fakat terfilerle ilgili kararlarının yargı denetimi dışında olması gerektiği fikrindeyim. Çünkü terfilerle ilgili yetki bir ÜST ASKERÎ KURUM olan “Şûra”nındır. Ve bu yetki “kesin” olmalıdır.

 Şûra’nın terfi kararlarının isabetli olmadığı iddiasıyla mahkemeye gitmek ve sonra terfi etmek ne derece isabetli olabilir?

 Nitekim geçmişte bunun sakıncaları görüldüğü için 1982 Anayasıyla bu engellenmiştir. Tabii o engelleme hesabında personeli de TSK’nden atmak yoktu. YAŞ üyeleri, kararların yargı denetimine kapalı olmasından yararlanarak, personeli atmak hususunda bir bakıma fırsattan istifade etmişlerdi. İşin o tarafı elbette yargı denetimine açılmalıydı. Daha doğrusu YAŞ’ın böyle bir icraatı olmamalı.

 Personel ordudan uzaklaştırılacaksa mahkeme kararıyla uzaklaştırılmalı.

 Hukukun üstünlüğü budur.

 

   Önceki yazılar
Tarih: 29.10.2010 Okunma: 608

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?