Sigortalar Atarsa

İsmail Hakkı CENGİZ - 03.05.2008

            Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

      

 

Kaç gündür televizyon ekranlarında ve çevrenizde görmüşsünüzdür.

            Sigortalı olmak, sigorta yaptırmak için insanlar saatlerce kuyruklarda beklediler. Neticede, 40 yıl sonra uygulanacak olan yeni “Sosyal Sigortalar Kanunu”na yakalanmamak, 65 yerine 60 yaşında emekli olabilmek için kundaktaki bebeklerimize kadar bütün vatandaşlarımız sigortalı oldu.

            Hemen hemen sigortalı olmayan kimse kalmadı.

            Böylece, “sosyal devlet” ilkesinin en önemli hedeflerinden birisi gerçekleşti.

            Hükümeti kutluyorum.

            Kutluyorum, çünkü bu kanun sayesinde bebeklere kadar bütün vatandaşların hiçbir zorlama olmadan sigortalı olmaları mümkün oldu.

            Kutluyorum, çünkü bütün millet sigorta olurken devlet hiçbir harcama yapmadı. Tam tersine vatandaş, sigortalı olabilmek için üste ücret (Prim) ödedi.

            Bu vaziyette, işsiz sayısında da bir azalma olmuştur, herhalde!

            Dünyada halkını bu kadar geniş bir katılımla, bu kadar kısa bir sürede sigortalı hale getirebilen başka bir ülke olduğunu sanmıyorum. Böyle bir uygulama, dünyada tek olduğu için de hem hükümeti, hem de halkı kutluyorum. Bu güzel tablonun gerçekleşmesinde İMF’nin de önemli payı olduğunu biliyor ve İMF’yi de kutluyorum.

 

            Sigorta ne demek?

 

            Doğabilecek her türlü zarara karşı korunmak… Kendinizi, çevrenizi, mal ve canınızı garantiye almak demek.

            Doğabilecek zararlardan biri de ihtiyarlamak, çalışamayacak duruma düşmek değil mi?

            Elbette.

            Zaten “Sosyal Sigorta” özellikle ve öncelikle ihtiyarlık için gerekli.

            Biz şimdi, bugün yaşayanlar olarak bütün milleti, aile fertlerimizi sigortaladık, geleceğimizi garantiye aldık.

            Harikulade!

            Fakat…

            Mükemmel değil! Mutluluğumuzu gölgeleyen bir engel var.

            1 Mayıs ve ondan sonra doğacak çocuklarımız!

            Onları yeni “Sosyal Sigorta Kanunu” kapsamından kurtaramıyoruz.

 

            Acaba onları da kurtarmanın bir yolu, bir formülü yok mudur?

            Çünkü bu çocuklar biraz büyüyüp ağabey ve ablalarının sigortalı, kendilerinin sigortasız olduklarını fark ettiklerinde sigortaları atmaz mı?

Tarih: 03.05.2008 Okunma: 610

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Gökhan

04.04.2008 - 21:40

Böyle Yazı mı olur? Bütünlükten yoksun. Amerika ve İsrail'i ne karıştırıyorsun?

Gökhan

04.04.2008 - 21:40

Böyle Yazı mı olur? Bütünlükten yoksun. Amerika ve İsrail'i ne karıştırıyorsun?