Her ne olursa, milletin kararı başımızın üstündedir.
Artık
hiçbir AKP kodamanına rahat yok… Koruma ordularıyla gezdikleri halde sorulara
muhatap olmaktan, vatandaşın protestosundan kurtulamıyorlar.
Her
gün, her an, hepsi vatandaşın öfkesinden payını alıyor. Sadece 26 Ağustos 2010
Perşembe günü, 3 “Bakan”a karşı “eylem” haberi geldi…
İzmit’te, “evet” kampanyası yapan Osman Pepe’ye,
65 yaşındaki emekli Nezih Baba "Adını duydum. Eski Çevre ve Orman
Bakanısın. Emekli perişan" dedi.
Pepe,
Nezih Baba'yı "Biraz da başkaları
konuşsun" diyerek susturmak istedi. Bunun üzerine Nezih Baba, "Ben 65 yaşında insanım. Emekli, işçi,
köylü, memur hepsi perişan… Şurada yüz kişiye sorun 99'u yok diyorsa ben çırıl
çıplak soyunurum.” diyerek, “Bakan”ın
verdiği “evet” paketini iade etti.
Bu
arada, Osman Pepe'nin
çevresini saran emekliler, aldıkları maaşla geçinemediklerini söyledi.
* * *
İstanbul’da, Devlet “Bakan”ı
Egemen Bağış, AKP Sarıyer İlçe
Başkanlığı’nın verdiği İftarda yeni Anayasa paketinin vatandaşlara
getireceği “özgürlükler”den bahsederken,
iki kişinin protestosuyla karşılaştı.
Protestoculardan
biri, Bağış’a iftar yemeği için “teşekkür”
ettikten sonra “İftar yemeğinde
propaganda yapıyorsunuz. Burada propaganda yapmayın.” dedi
Görüyorsunuz,
protestocu ne kadar “kibar”?
Sözlerine “teşekkür”le başlıyor.
Lâkin Sayın “Bakan” vatandaş kadar
kibar ve hoşgörülü değil… Bağış protestoculara, “Sizler provokatörsünüz.” diyerek karşılık verdi.
Bakana
cevap vermeye çalışan üç kişi, sivil
polislerce yaka paça gözaltına alındı.
Ne
alâ demokrasi!
“Özgürlükler”den bahseden “Bakan”ın
huzurunda, kendisine sadece sözlü olarak karşı çıkan 3 kişinin “özgürlükleri” yaka paça kısıtlanıyor.
* * *
Muş’ta bulunan Devlet “Bakan”ı Bakan
Zafer Çağlayan’a, belediye binasında, işsiz Kamil Karslı, “8 senelik AK
Partinin Muş’a hiçbir yatırımı yok. Çimento fabrikası zaten siz gelmeden önce de
vardı. Ne yaptınız, bugüne kadar? Bir vatandaş olarak soruyorum” dedi.
Karslı’ya
Bakan Çağlayan “Sen Muş’ta mı
yaşıyorsun?” diye sordu.
“Evet Muş’ta yaşıyorum” yanıtını veren Kamil Karslı’ya Bakan Çağlayan bu kez
“Uzayda yaşamıyorsun değil mi?”
dedi.
“Ben Muş’ta yaşıyorum” diyen Karslı’nın sözünü keserek ayağa kalkan “Bakan” Çağlayan, işaret parmağını
öfkeli öfkeli sallayarak, “bana cevap
verme”, “cevap yetiştirmeye çalışma” diyerek vatandaşı azarladı.
Derdini
anlatmaya çalışan Kamil Karslı, hakarete ve tartaklanmaya maruz kaldı… Sonra,
korumalar tarafından belediye binasından çıkarıldı.
* * *
Görüldüğü
gibi vatandaş “Nezih”, “kibar” ve
“Kâmil”…
Fakat
“Bakan”lar tahammülsüz.
Son
olayı “Birgün” gazetesi “Azarla ve Kov Partisi” manşeti
altında vermiş.
Haksız
mı?
Muş’taki
vakada, bizim dikkatimizi en ziyade çeken husus, “Bakan”ın, işsiz vatandaşa “uzayda
mı yaşıyorsun?” şeklindeki alaycı-aşağılayıcı hitabı oldu.
O
işsiz vatandaş elbette uzayda falan değil, doğma büyüme Muş’ta yaşıyordu. O
vatandaşın tavır ve duruşunda, işsizlikten bunalmış, hayatı canına tak etmiş
bir ruh hali vardı… Gözlerinde “ne
olacaksa olsun, kimseden korkum yok” bakışlarını okuduk.
O
toplulukta “uzayda yaşadığı”
izlenimi veren birisi varsa; o da, vatandaşa milyonlarca kilometre uzak bir
tepeden “bakan”, o kadar yüksekten “baktığı” için insanları sinek zanneden,
memleketin ve milletin dert ve meselelerinden bihaber, vatandaşı hor ve hakir
gören Sayın “bakan”dı.
Önceki
yazılar