Müslüman’a Müslüman(!) Eziyeti

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.06.2008

            Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

     

 

            Devlet görevlileri ne içindir?

            Her ne kadar bizdeki yaygın anlayış saltanat sürmek içinse de, devlet görevlileri halka hizmet içindir.

            Eğer bu görev Dışişlerindeyse, öncelikle dışarıda ülkenin, milletin menfaatlerini korumak ve eğer ülkene, milletine, değerlerine, menfaatlerine saldırı varsa, ona karşı koymaktır.

 

            Sınırdaki askerin görevi nedir? Sınırlardan içeriye silahlı bir tecavüz olursa, millet adına, millet için o saldırıya karşı silahını kullanmak, ülkeye taarruzu her hal ve şartta püskürtmektir.

            Saldıran düşmana karşı askerin, “Arkadaş benim ülkeme karşı kullandığın silahın menzili pek kısa, al ben sana daha uzun menzilli silah vereyim de daha içerideki hedefleri de vur!” diye cevap vermesini aklınız alır mı?

            Almaz, değil mi?

            Asker böyle bir şey yaparsa, yaptığı eylemin adı ne olur?

            Tek kelimeyle ihanet… İki kelimeyle vatana ihanet olur, öyle değil mi?

 

            Ama verdiğimiz örnekten bin beterini bir Dışişleri Bakanı yaparsa hiçbir şey olmaz. Çünkü öylelerinin doğuştan getirdiklerini zannettiğimiz zırhları, dokunulmazlıkları vardır. Onlara kimse dokunamaz.

            Bu dokunulmazlara ancak kalemimizle dokunabiliyoruz. Ve diyoruz ki; Avrupalıların “Türkiye’deki azınlığın dinî özgürlükleri yetersizdir” sözüne karşılık, Babacan’ın “Türkiye’de sadece azınlıkların değil, yüzde 99’u Müslüman olan halkın da dinî özgürlüğü kısıtlıdır.” cevabı, ihanet tanımının içine girmiyorsa Müslüman(!) diliyle Müslüman’a eziyettir.

            Neden eziyettir?

            Kendisine de “dindar” sıfatını yakıştıran Babacan, 6 yıldır bu ülkede bakandır. Çarşamba’dan Çankaya’ya, Edirne’den Şemdinli’ye kadar ne kadar yetkili ve etkili kadro varsa “dindar(!)larla” doldurulmuştur.

            İşte bu şartlar altında ülkemin dışişleri bakanının Avrupa’nın kısa menzilli silahına karşı, düşmanın elline uzun menzilli bir silah vermesi, Müslünman(!)!ın Müslüman’a zulmü değil de nedir?

            Öyle bir ortamda Türkiye Cumhuriyeti’nin dışişleri bakanından beklenen, düşmanın ekmeğine yağ sürmek değil; Türkiye’deki azınlığın tam bir serbestlikle inanç ve ibadetlerini yaşadıklarını anlattıktan sonra, meselâ, AB üyesi Yunanistan’daki Müslümanların dinî haklarından söz etmek olmalıydı. Oradaki Müslümanlara yapılan zulümleri dile getirmek olmalıydı. Batı Trakya’daki Müslümanların yıllardır müftülerini seçemediklerini, herhangi bir Türkçe dersi ve dinî eğitim alamadıklarını, yıkılan evlerinden geçtim, yıkılan camilerini bile tamir ettiremediklerini dile getirmek olmalıydı.

            Fakat bunları dile getirebilmek için millî ve dinî şuura sahip olmak gerek, değil mi?

            ODTÜ’den 4 ortalamayla mezun olmak, iktidar partisinin prensi olmak, yıllardır bakan, hatta dışişleri bakanı olmak şuurlu olmaya, millî ve dinî şuur ve tarih bilinci kazanmaya yetmiyor, demek ki!

            Sayın Babacan, sizden her iki cihanda şikâyetçiyim.

            *                      *                      *

 

            Dadaşlar Diyarından

 

            Dünya Ters mi Dönüyor?

 

            Cadde, sokak sağlı sollu gâvurcayla dolmuşlar,

            Şimdilerde koyunalar mı kovalıyor koçları?

            Cenazeler, alkışlarla uğurlanır olmuşlar,

            Papazları aratmıyor Müslüman’ın haçları.

 

            Bilinmeyen gizli bir güç, ters mi çevirmiş çarkı?

            Sanki her yan mezbahane, olmuş gösteri parkı,

            Eşitlik bu mu acep, kalmamış cinsiyet farkı,

            Kadınları çoktan geçmiş erkeklerin saçları.

 

            Ters dönüşü anlamadık, Allah’ım bu ne işti?

            Biz mi göç eyledik, yoksa gezegen mi değişti?

            Kıyamet mi koptu birden, hangi afet erişti?

            Sihirli bir el mi bilmem, karıştırmış burçları.

 

            Alaturka elbiseye tutmaz Avrupa yama,

            Çağdaşlığa uyamadım diye beni kınama,

            Birbiriyle karşılaşan iki takım var ama,

            Yine de bak, ponpon kızlar kazanıyor maçları.

 

                                    8 Şubat 2007 Seyfeddin Karahocagil

 

 

            Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın

Tarih: 13.06.2008 Okunma: 561

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman Yıldız

24.03.2008 - 19:18

İsmail bey Nefesimi zaman zaman tutarak sorularınızı okudum. Sorularınızı cevaplandıracak olanlar, sorularınıza baktıkları pencereden cevap vereceklerdir. Yani objektif cevap alma ihtimaliniz bence yok gibi. Bu mücadelede var olan önyargılarımız değişmedikçe, ne sorular değişir. Nede cevaplayanların pencereleri. Bugün haberlere düşen Bilkentli kızın Prof. anneyi öldürmesi haberi bence sorularınızın ana cevabı. Eğitim fakültesi mezunu birini canlı bomba haline getiren eğitim ne ise, eğitimli kızın eğitimli anneyi öldürmeside odur. Sorularınızı bu kıstasa göre bir daha değerlendirir misiniz? Saygılarımla

İsmail SÖNMEZ

24.03.2008 - 20:59

Sorularıma objektif olmasada bir cevap bulabilsem, yani arkadaş bu böyle değil o konuda yanlış düşünüyorsun diyen biri çıkasa, İnanın Çok Mutlu Olacağım.

misafir

25.03.2008 - 09:17

iyi günler İsmail bey.Sorularınız çok güzel.Doğru söze ne denir. Güzel noktalara parmak basmışsınız. Hayır bu böyle değil dyecek bir kişi bile çıkamaz.Bize balık vermesinler balık tutmayı öğretsinler.Hoşçakalın.

Osman Yıldız

24.03.2008 - 19:18

İsmail bey Nefesimi zaman zaman tutarak sorularınızı okudum. Sorularınızı cevaplandıracak olanlar, sorularınıza baktıkları pencereden cevap vereceklerdir. Yani objektif cevap alma ihtimaliniz bence yok gibi. Bu mücadelede var olan önyargılarımız değişmedikçe, ne sorular değişir. Nede cevaplayanların pencereleri. Bugün haberlere düşen Bilkentli kızın Prof. anneyi öldürmesi haberi bence sorularınızın ana cevabı. Eğitim fakültesi mezunu birini canlı bomba haline getiren eğitim ne ise, eğitimli kızın eğitimli anneyi öldürmeside odur. Sorularınızı bu kıstasa göre bir daha değerlendirir misiniz? Saygılarımla

İsmail SÖNMEZ

24.03.2008 - 20:59

Sorularıma objektif olmasada bir cevap bulabilsem, yani arkadaş bu böyle değil o konuda yanlış düşünüyorsun diyen biri çıkasa, İnanın Çok Mutlu Olacağım.

misafir

25.03.2008 - 09:17

iyi günler İsmail bey.Sorularınız çok güzel.Doğru söze ne denir. Güzel noktalara parmak basmışsınız. Hayır bu böyle değil dyecek bir kişi bile çıkamaz.Bize balık vermesinler balık tutmayı öğretsinler.Hoşçakalın.