İsrail ordusu, aylar süren bombardımanlarının ardından geride ağır bir yıkım bırakarak Gazze'nin Han Yunus semtinden çekildi.
Yerle bir edilen evlerinin enkazından geride kalan eşyalarını toplamak ve evlerinin son halini görmek için mahallelerine dönen Filistinliler, bir zamanlar yaşadıkları bölgeleri tanınmaz halde buldu.
Binlerce bina ya yıkılmış ya da hasar görmüş durumda.
Eşek arabalarına, bisikletlere ve tek tük kamyonetlere binen çocuk, kadın ve erkekler, şimdiye kadar sığındıkları Refah'tan ayrılıp Han Yunus'un yolunu tuttu.
Kimileri ise yaya yürümeyi tercih etti.
Aileler, İsrail buldozerleriyle yerle bir edilmiş sokaklarda evlerini bulmaya çalışırken, bir zamanlar yüksek katlı binalar ve iş yerlerinin bulunduğu blokların yerini şimdilerde moloz ve enkaz yığınları almış.
Bazı binalar hala ayakta dursa da harabeye dönmüş durumda.
Binaların yanmış ve savaşın izlerini taşıyan büyük mermi delikleriyle dolu, kısmen parçalanmış üst katları ise sarkan parçalarla tehlike arzediyor.
Kentteki yıkımı izlemek için uydu görüntülerini kullanan New York Şehir Üniversitesi'nden Corey Scher ve Oregon Eyalet Üniversitesi'nden Jamon Van Den Hoek isimli iki harita uzmanına göre, Han Yunus'taki binaların tahmini yüzde 55'i, yani yaklaşık 45 bin bina yıkıldı ya da hasar gördü.
Keza haftalarca devam eden İsrail bombardımanının kentteki binaları moloz ve kül yığınına çevirdiği, yolların, İsrail'in hem hava saldırıları hem de buldozerlerle tahrip etmesi sonucu altüst olduğu görüldü.
Han Yunus'ta karşılaşılan manzara, İsrail'in, dünyadaki son on yılların en yıkıcı ve ölümcül askeri saldırılarından birine imza attığını resmediyor.
Öte yandan İsrail'in işgal planlarına devam etmesi halinde, Gazze'nin yerlerinden edilmiş nüfusunun yarısının yaşadığı Refah semtinde olacakların da habercisi gibi.
"Burası ölüm kokuyor"
Dört çocuk annesi Maha Sair, yaşadığı bölgenin harap olmuş sokaklarına adım attığında, yüreğinde derin bir hüzün hissettiğini ifade ediyor.
Harap olmuş evine dönerken "Burada ölüm kokuyor," diyerek yaşadığı dehşeti aktaran Sair, sokaklardaki yıkıntıların ve insanların kazarak cesetleri çıkarmasının verdiği acıyı dile getiriyor ve ekliyor:
"Ölüm kokuyor. Artık bir şehrimiz yok, sadece enkaz var. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Sokakta yürürken gözyaşlarımı tutamadım. Tüm sokaklar buldozerle yıkılmış. Ve koku... İnsanların kazarak cesetleri çıkardığını gördüm."
7 Ekim öncesi Han Yunus'ta yaklaşık 400 bin kişi yaşıyordu. Aylar süren İsrail bombardımanı ve ağır çatışmaların ardından bölgenin büyük bölümü harabeye döndü.
Yoğun hava saldırıları bölgeye yıkıcı bir etki bıraktı ve binlerce aileyi yerinden etti.
Bölge halkına göre bir zamanlar canlı bir topluluk olan bölge, şimdilerde yok olmuş binaların ve umutsuzluğun hüküm sürdüğü ürkütücü bir manzarayı andırıyor.
Han Yunus'ta ikamet eden Mecdi ebu Sahrur, evinin yıkılmış halini görünce derin bir şok yaşıyor.
Enkazın önünde durup, "Yıkıntılar yüzünden evimi bulamadım" diye komşularına seslenen Sahrour, "Benim yerim neresi, benim evim nerede?" sorusunu yöneltiyor ve evinin yerini bulmaya çalışıyordu.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 500’ü çocuk, 9 bin 560'ı kadın olmak üzere 33 bin 207 Filistinli öldürüldü, 75 bin 933 kişi yaralandı. Ancak enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
Kısık sesle konuşan bir başka Hanan isimli kadın, evinin enkazının üzerinde durarak, "İçimdeki acıyı tarif etmek için kelimeler yetmiyor. Hatıralarımız, hayallerimiz, çocukluk yıllarımız, ailemiz... Hepsi yok oldu." sözleriyle içinde bulunduğu durumu anlattı.