SABIR Ne Demek? SABRIN Kıymetini Bilmek!

İsmail Hakkı CENGİZ - 23.12.2023

Bebekliğimizde kulağımıza fısıldanan, bize ilk öğretilen kavramlardan biri, ailemizin, öğretmenlerimizin, din kitaplarının sürekli tavsiye ettiği “sabır” erdemi ne kadar biliniyor? Hele uygulanması, içselleştirilmesi, alışkanlık haline getirilmesi ne kadar?

Hemen hemen hiç!

30 yıl kadar önce, Kur’an’da, “cömertik”ten sonra en fazla tavsiye edilen faziletin “sabır” olduğunu tespit etmiştim. Hayretle, büyük hikmetine inandığım, hakkında makaleler kaleme aldığım halde bu terimin gerçek anlamını kavrayamamışım.  

Ta ki Irvin Yalom’un “Bağışlanan Terapi” adlı kitabında, Rilke’nin, “çözümlenmemiş her şeye karşı sabırlı ol” sözlerini gördüğüm düne kadar!

Şu kısacık, basit cümle bana çok çarpıcı geldi. Âdeta zihnimde bir ışık yaktı. Hemen kelimenin anlamlarını araştırdım. Sözlükler şu açıklamaları yapıyor:

Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek.

Öfke doğuracak bir şey karşısında bile öfkelenmeme durumu.

Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi…

Büyük ihtimalle, hepimiz bu tanımları biliyoruz fakat hangimiz, her zaman bunlara göre davranıyoruz?

Sabırlı olmak için elbette bu “erdem”i tanımak ve sabrın kıymetini iyi bilmek lâzım!

“Sabrın”nin özünde iman var… Güvence var: Sen sabırlı olmayı bil. Çözülmemiş her şey senin hayrına sonuçlanacak!

Sabır; durağan, miskin, kayıtsız bir bekleme eylemsizliği değil, tam tersine, sonucun iyi olacağından tamamen emin, şuurlu bir ruh ve zihin eylemidir.

Sabrın, definelerden daha kıymetli bir hazine, bir “değer” olduğunu bilseydik ve ona sahip çıkıp “sabretseydik” hayatımız mutlaka bambaşka bir şekil alırdı. Gerçekten hazinelere sahip olurduk.

Kur’an’ın en fazla övdüğü ikinci güzel huyu, “sabır” erdemini alışkanlık haline getirseydik, “huy” edinseydik, muhakkak bambaşka “insanlar” olurduk. Ruhen, zihnen, bedenen çok daha sağlıklı olur, “bunalım” nedir bilmezdik. Sinir krizlerine girmezdik. Uykularımız çok daha rahat olur. Endişe, takıntı ve kuruntulardan kurtulurduk. Kendimizi ve herkesi çok daha fazla severdik. Şüphesiz, çok daha huzurlu bir kişiliğe, huzurlu bir aileye ve huzurlu bir topluma sahip olurduk.

Sabrı anlamak, onun kıymetini bilmek, onu alışkanlık haline getirmek kesinlikle kolay değil. Üzerinde düşünmek, çalışmak, onun için emek vermek lâzım.

Sabrı benimsemek, özümsemek için, “derin nefes uygulamaları”nın faydalı ve etkili olabileceğini düşünüyorum. Çünkü derin nefes uygulamaları ancak sabırla yapılabilir. Onları alışkanlık haline getirdiğimizde sabretmemiz çok daha kolaylaşacaktır. Derin nefes uygulamalarıyla ilgili makalenin bağlantısını aşağıda bulabilirsiniz.

Sabır; bunda çok büyük bir sır, çok büyük bir ecir var!

Sabredeceğim!

Sabrı tavsiye edeceğim!

x   x   x

İLGİLİ YAZILAR

Ben CÖMERTLİĞİN Meftunuyum, Hayranıyım

DERİN NEFES Uygulaması Her Derde DEVA mı?

 

[email protected]

Tarih: 23.12.2023 Okunma: 261

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Suat Zobu

25.12.2023 - 11:51

"........ Sabır; durağan, miskin, kayıtsız bir bekleme eylemsizliği değil, tam tersine, sonucun iyi olacağından tamamen emin, şuurlu bir ruh ve zihin eylemidir. ......." Sevgili dostum bu sabır konusu benim de uzun süredir kafama takılıyor. Sınırı nedir? Nereye kadar? Sizden alıntıladığım kısımda olduğu gibi ''miskin, kayıtsız bekleme!'' mi başka bir şey mi? Kapsamı o kadar geniş ki... Bana göre tam da öyle. İnsanları pasifize etme olayı. Benim hep kafama takılan, hocaların hacıların tavsiye ettiği sabır nereye kadar? Bunu diyenler sabrediyor mu? Sonucu kaderciliğe çıkıyorsa, nasıl olsa sabredilerek murada eriliyorsa o zaman evden bile çıkmana gerek kalmaz. Nasıl olsa her şey kendiliğinden olur! Nasıl olsa her şey ayağına gelir! Sen burada sabret, öbür tarafta cennete 500 yıl önce gireceksin. Sen de sabret de beraber girelim. Daha neler neler yaz ya bitmez. Bir de yardım olayı. Sürekli yardım et diyorlar. Ben hep camide ayağa kalkıp "Hoca hep yardım et diyorsun da sen Allah rızası için bu güne kadar birine 1 lira yardım ettin mi? demeyi çok istemişimdir. Çok güzel ve faydalı bir yazı. Tebrik ederim. Selam ve saygılar.

İ.Hakkı Cengiz

27.12.2023 - 17:04

Can dostum, Suat Kardeşim, tabii ki uyuşturucu etkisi yapan, afyonlamak için kullanılan sabır istismarından bahsetmiyorum. Başta nn yakınlarımız , bütün insanlarla ilişkilerimizde daha düşünceli, daha hoşgörülü olmayı sağlayan, bizi olgunlaştıran, huzur veren sabır erdeminden bahsediyorum. Yazdıklarınla tamamen hemfikiriz. Konunun açılmasını sağladığın için çok teşekkür ederim. Gönülden selâmlar...