AP Türkiye Raportörü: ‘İmamoğlu dosyası tamamen uydurmadır’

EURONEWS

Ekrem İmamoğlu’nu Silivri Cezaevi’nde ziyaret eden AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, AK Parti hükümetinin ‘yargı yoluyla rakiplerini ortadan kaldırmaya çalışmasının Türkiye’nin AB üyelik sürecindeki en büyük engellerden biri’ olduğunu belirtti.

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sanchez Amor, Cuma günü ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı ve görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu tutuklu bulunduğu Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde ziyaret etti.

Cezaevi ziyareti ardından gazetecilere değerlendirmelerde bulunan AP Türkiye Raportörü Amor, İmamoğlu hakkında devam eden ‘yolsuzluk’ soruşturmasıyla ilgili dosyanın ’tamamen uydurma’ olduğunu belirtti. 

İmamoğlu, diplomasının iptal edilmesinden bir gün sonra gözaltına alınmış, 23 Mart'ta 'yolsuzluk' soruşturmasından tutuklanmıştı. 

2019 ve 2024 yerel seçimlerinde AK Parti adayları Binali Yıldırım ve Murat Kurum’un Ekrem İmamoğlu’na karşı yenildiğini hatırlatan AP Türkiye Raportörü Amor, ‘(Yıldırım ve Kurum'un) yapamadığını şimdi AK Parti başka yollardan yapmaya çalışıyor. Siyasi görev verilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla bunu yapmaya çalışıyorlar,” dedi.

Amor tarafından hazırlanan ve Mayıs 2025'te yayımlanan son Türkiye raporunda da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın siyasal süreçlerde “araçsal bir rol üstlendiği” ve muhalefeti etkisizleştirme amaçlı kullanıldığı eleştirisi yer alıyor.

‘İstanbullular sokaklara dökülerek demokrasiyi korudu’

Amor, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan geniş çaplı protestolara değindi. “Protestocular net bir siyasi hedef doğrultusunda hareket ettiler” diyen Amor, protestocuların İBB'ye kayyum atanmasını engellediğini söyledi.

“İstanbullular sokaklara dökülerek demokrasiyi savundu. Gezi protestoları zamanında, (15 Temmuz) darbe girişimi zamanında demokrasinin yanında oldular. Şimdi de İmamoğlu için destek veriyorlar,” dedi.

AP Türkiye raportörü Euronews Türkçe’ye verdiği röportajda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınma şeklini "gerçek bir demokraside asla kabul edilemeyecek bir uygulama" olarak tanımladı.

Eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill tarafından söylenen bir söze atıfta bulunarak demokrasi vurgusu yapan Amor, "'Demokrasi, gecenin üçünde kapı çalındığında muhtemelen sütçünün gelmesi anlamına geliyor.' Bu, Türkiye’deki demokratik gerilemeyi anlatmaya yeter. Demokrasi ile Türkiye arasındaki fark budur,” ifadelerine yer verdi.

‘Türkiye’nin AB’deki geleceği Silivri’de başlıyor’

İmamoğlu'nun yerel seçimlerde AK Parti’yi birçok kez yendiğini belirten Amor, AK Parti hükümetinin ‘yargı yoluyla rakiplerini ortadan kaldırmaya çalışmasının Türkiye’nin AB üyelik sürecindeki en büyük engellerden biri’ olduğunu belirtti.

Türkiye'nin 26 yıldır istikrarsız şekilde süren AB'ye katılım sürecine ilişkin olarak, “(AB’ye üyelik sürecinde) Türkiye için umut ve bir gelecek var. Ancak Türkiye'nin geleceği burada, Silivri Cezaevi'nde başlıyor,” dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen tutuklulukları devam eden eski Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala'nın eşleri Başak Demirtaş ve Ayşe Buğra ile Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'na desteğini vurgulayan Amor, "bu zor dönemi atlatmak zorunda kalan birçok aileyi temsil ettiklerini" belirtti.

Amor, Türkiye'nin mevcut uygulamalarla AB üyelik hedefinden uzaklaştığına sıklıkla değiniyor. 

Son yıllarda sıkça dile getirilen “Askeri gücümüz üyelik yolunu açar” yönündeki söylemleri sert biçimde eleştirerek, bu yaklaşımın hem Avrupa değerleriyle hem de üyelik kriterleriyle bağdaşmadığını net şekilde ifade etmişti.

Türkiye’deki mevcut sistemi ‘Rus modeline’ benzeten Amor, "Muhalif figürler yargılanıyor. Şimdi İmamoğlu, ama öncesinde DEM ve CHP’den pek çok belediye başkanı, gazeteciler, avukatlar, barolar, tabip odaları, öğrenciler... Bu modelin olgun bir demokrasiyle bağdaşmadığı gerçekten hissedilmiyor mu? Eğer olgun bir demokrasi değilseniz, Avrupa Birliği üyesi olamazsınız. Gerçek bu,” ifadesini kullanmıştı.

Türkiye'nin AB'ye katılım süreci

Türkiye'nin AB'ye katılım süreci 2018'den bu yana tıkanmış durumda.

AB-Türkiye ilişkilerindeki dönüm noktaları arasında 1963 Ankara Ortaklık Anlaşması, 1995 Gümrük Birliği ve 1999 AB katılım başvurusu yer alıyor.

Katılım müzakereleri 2005 yılında başladı, ancak 35 fasıldan sadece 16'sı müzakereye açıldı ve sadece "Bilim ve Araştırma" faslı geçici olarak kapatıldı. AB-Türkiye ilişkilerinde üst düzey diyaloglar yoluyla kaydedilen ilerlemeye rağmen, AB Konseyi Haziran 2018'de yeni fasılların açılmasını reddederek, katılım müzakerelerini dondurdu.

Tarih: 01.06.2025 Okunma: 23