Halkı zorla aç ve susuz bırakarak büyük bir insani felakete yol açmakla suçlanan İsrail'in, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları, 234'üncü gününde devam ediyor. Bu arada İsrail saldırılarındaki can kayıpları 36 bini aştı.
Çadır kampları, Gazze sahili boyunca 16 kilometreden fazla bir alana yayılıyor, boş tarlalara ve kasaba sokaklarına kadar uzanıyor. Çaresizlik içindeki aileler tuvalet olarak kullanmak üzere çukurlar kazıyor. Babalar yiyecek bir şeyler ve içecek su bulma umuduyla arayışa çıkarken, çocuklar da annelerinin 'yemek' pişirebilmesi için çöplerden ve yıkık binalardan odun veya karton parçaları topluyor. Bu manzara, İsrail saldırıların ardından Gazze'de umutsuzluk ve çaresizliğin yürek burkan tablosunu gözler önüne seriyor.
Halkı zorla aç ve susuz bırakarak büyük bir insani felakete yol açmakla suçlanan İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 234'üncü gününde de devam ediyor.
İsrail'in son üç haftadaki Refah saldırıları yaklaşık bir milyon Filistinlinin Gazze Şeridi'nin güneyindeki bu küçük şehirden kaçmasına ve geniş bir alana dağılmasına neden oldu.
Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in, "Hamas'ı yok etmek amacıyla" olduğunu iddia ettiği ancak bölgeyi yerle bir eden ve Birleşmiş Milletler'in kıtlığın pençesinde olduğunu belirttiği duruma neden olan sekiz aylık Gazze savaşı Filistinlileri birçok kez yerinden etti.
BM ve diğer yardım kuruluşlarına gelen gıda, yakıt ve diğer malzemelerin miktarındaki olağanüstü düşüş, durumu daha da kötüleştiriyor.
"Bir çadırda 20 kişi kalıyoruz"
Filistinliler, yeniden yerleşrmek ve hayatta kalmak için gerekli temel malzemeleri bulmak konusunda neredeyse tamamen kendi başlarına kalmış durumdalar.
Eşi, altı çocuğu ve ailesinin diğer üyeleriyle birlikte bir çadırda yaşam mücadelesi veren öğretmen Muhammed ebu Radvan, "Durum çok vahim. Çadırda 20 kişiyiz. Temiz su yok, elektrik yok. Hiçbir şeyimiz yok. Sürekli yer değiştirerek yaşamanın ve bir yandan da sevdiklerimizi kaybetmenin nasıl bir his olduğunu anlatamam. Tüm bunlar bizi zihinsel olarak yok ediyor." diyor.
Ebu Radvan, 6 Mayıs'ta İsrail'in Refah'a saldırısının başlamasından çok kısa bir süre sonra Refah'tan kaçmış.
Kendisi ve diğer üç aile, yaklaşık 6 kilometre mesafedeki Han Yunus'un dış mahallelerine götürecek eşek arabaları için bin dolar ödemiş.
Burada derme çatma bir çadır kurmuşlar. Çadırın yanına bir tuvalet çukuru kazılmış ve mahremiyet için de etrafına battaniyeler ve eski giysiler asılmış.
İnsani yardım grubu Mercy Corps, ailelerin çadırları için odun ve muşamba satın almaları gerektiğini, bunun da malzemenin taşınma maliyeti hariç 500 dolara kadar çıkabileceğini belirtiyor.
Bazı yardım görevlileri, Gazze'ye tüm giriş noktalarını kontrol eden İsrail'in, özel ticari kamyonların girmesine izin verdiğini aktarıyor. Filistinliler de pazarlarda nispeten meyve ve sebze bulunduğunu ve bazılarının fiyatlarının daha önceye göre düştüğünü söylüyor.
Ancak Filistinlilerin birçoğu bunları alamıyor. Zira Gazze'deki birçok kişi aylardır maaş alamıyor ve birikimleri de tükenmiş durumda.
Bankada parası olanlar ise çoğu zaman çekemiyor çünkü bölgede çok az nakit var. Pek çok kişi, banka hesaplarından yapılan transferler için yüzde 20'ye varan oranlarda nakit para talep eden karaborsaya yöneliyor.
Yardım konvoyları son sekiz ayın en düşük seviyesinde
Bu arada, Birleşmiş Milletler ve diğer yardım gruplarının ücretsiz dağıtım için malzeme taşıyan insani yardım konvoyları, BM'ye göre son sekiz aylık savaş sürecindeki en düşük seviyelerine geriledi.
Önceleri günde birkaç yüz kamyon giriyordu. BM insani yardım ofisi OCHA'nın cuma günü açıkladığı son rakamlara göre bu oran 6 Mayıs'tan bu yana günde ortalama 53 kamyona geriledi.
Amerikan yardım kuruluşu USAID'e göre, Gazze halkının "açlıktan ölmemek" için günde yaklaşık 600 kamyonun girmesi gerekiyor.
Son üç hafta içinde giren yardımların çoğu İsrail'den Gazze'nin kuzeyine açılan iki kapıdan ve ABD tarafından inşa edilen yüzer iskeleden giriş yaptı.
Güneydeki iki ana geçiş noktası olan Mısır üzerinden Refah ve İsrail'den Kerem ebu Salim (Kerem Şalom) kapıları faal değil ya da saldırılar nedeniyle BM için büyük ölçüde erişilemez durumda.
İsrail, Kerem Şalom Kapısı'ndan yüzlerce kamyonun geçmesine izin verdiğini iddia ediyor. Ancak BM ekipleri kapıya ulaşamadığı için son üç hafta içinde Gazze tarafında sadece 170 kamyon girebildi.
Yakıt girişi üçte bir oranında azaldı
OCHA'ya göre yakıt girişi Refah saldırısı öncesinin yaklaşık üçte birine düştü.
Azalan bu miktarın hastane, fırın, su pompaları ve yardım kamyonlarını faal durumda tutmak için taksim edilmesi gerekiyor.
ABD merkezli insani yardım grubu Anera Sözcüsü Steve Fake, "Kamyonlar için çok az yakıt olduğu için getirebildiklerimizi ihtiyacı olan insanlara dağıtmakta zorluk çekiyoruz." sözleri ile yaşadıkları yakıt sıkıntısını dile getiriyor.
Siviller, Refah'tan çıkıp Mevasi'ye kaçtı
Refah'tan kaçanların çoğu, İsrail tarafından 'güvenli bölge' ilan edilen ve büyük ölçüde çorak bir kıyı şeridi olan Mevasi'de bulunan 'insani yardım bölgesi'ne akın etti.
Bölge kuzeye ve batıya doğru genişletilerek Han Yunus'un kenarlarına ve Deyr el Belah'ın merkezine kadar ulaştı.
Mevasi'de personeli bulunan Norveç Mülteci Konseyi Gazze Operasyonları Direktörü Suze van Meegen, "Gördüğümüz gibi bu bölgelerde insani hiçbir şey yok" diye tepkisini aktarıyor.
Mercy Corps'un açıklamasına göre, 'insani yardım' bölgesinin büyük bir kısmında yardım mutfağı ya da gıda pazarı yok, faaliyet gösteren hastane yok, sadece birkaç sahra hastanesi ve acil durumlarla başa çıkamayan, sadece (varsa) ağrı kesici ve antibiyotik dağıtan daha küçük tıbbi çadır var.
Grup, "İnsanların gıda güvensizliğinden çok ağır zarar görmeye başlaması an meselesi" uyarısında bulunuyor.
"İnsanlar sarılık ya da hepatitten sararmış durumda"
Refah'tan kaçan bir yardım görevlisi şanslı olduğunu ve Deyr el Belah'ta bir ev kiralayabildiğini söyledi. İsminin gizli kalması koşuluyla konuşan bu kişi, kurulan çadırlardan "yürüyemezsiniz" dedi.
Sokakta gördüğü çok sayıda insanın "sarılık" ya da "hepatitten" sararmış durumda olduğunu ifade eden yardım görevlisi, "kanalizasyon ve çöp yığınlarından iğrenç bir koku geliyor." diye Mevasi'deki durumu aktardı.
İsrail, Refah'a düzenlediği saldırının "Hamas'ı Gazze'de yok etme" hedefi açısından hayati önem taşıdığını iddia ediyor. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 234 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.
Buna göre, İsrail ordusunun 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 36 bin 50'ye, yaralı sayısının 81 bin 26'ya yükseldiği kaydedildi.
Yardım grupları aylardır Refah'a yönelik bir saldırının Gazze'deki insani felaketi daha da kötüleştireceği uyarısında bulunuyor.
Netanyahu: Refah saldırısı trajik bir hataydı
İsrail'in operasyonları planladığı topyekûn işgalin gerisinde kalsa da saldırılar son üç hafta içinde Refah'ın doğu bölgelerinden şehrin merkezi bölgelerine doğru genişledi.
Pazar günü Refah'ın batı kesimindeki bir çadır kampına düzenlenen saldırıda büyük bir yangın çıktı ve sağlık yetkililerine göre aralarında çocukların da bulunduğu en az 45 Filistinli hayatını kaybetti.
Gelen uluslararası tepkilerin ardından açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, saldırıyı, "trajik bir hata" olarak tanımladı.
Çekilen uydu fotoğraflarında, İsrail saldırılarının yol açtığı zorunlu göç nedeniyle Refah'ın hemen kuzeyinden Deyr el Belah'ın dışına kadar kıyı boyunca uzanan yoğun yeni çadır kampları görülüyor.
Derme çatma çadırlar ve barınaklar, oluklu metal ve plastik levhalar, battaniyeler ve tahta çubukların üzerine örtülmüş yatak örtülerinden oluşan labirentlerde halk, yoğun bir şekilde sıkışmış durumda.
"Dört yaşındaki çocuğumu odun toplamaya gönderiyorum"
Tamer Said Ebulhayr, su bulmak için her sabah saat 6'da dışarı çıktığını ve ancak öğlen saatlerinde yaşadığı çadıra döndüğünü söylüyor.
Yaşları 4 ila 10 arasında değişen üç çocuğunu, hasta olmalarına rağmen odun toplamak için dışarı göndermek zorunda olduğunu belirtiyor.
Ancak enkaz halindeki evlerde patlamamış bombalarla karşılaşacaklarından endişe ettiğini de sözlerine ekliyor.
İleri yaşlı olan babasının hareket etmekte zorlandığı için tuvalet yerine bir kova kullanmak zorunda olduğunu ve böbrek diyalizi için düzenli olarak hastaneye götürmesi ve sürekli olarak ödeme yapmak zorunda kaldığını anlatıyor.
Hıçkırıklara boğulan eşi Lina ebu'l Hayr da, "Odun parayla, su parayla, her şey parayla. Bir gün uyandığımda çocuklarımı, annemi, kocamı ve ailemi kaybetmiş olmaktan korkuyorum." sözleriyle korkularını dile getiriyor.
Mevasi Bölgesi
İsrail'in kara saldırısı yaptığı Refah'taki 1,4 milyon yerinden edilmiş Filistinliyi göçe zorladığı Mevasi bölgesinin, küçük yüzölçümü ve herhangi bir altyapı bulunmaması nedeniyle bu büyüklükte bir nüfusu barındıramayacağı belirtiliyor.
Akdeniz kıyısında, Gazze Şeridi'nin yaklaşık 28 kilometre güneybatısında yer alan Mevasi, Gazze Vadisi'nin güneydoğusunda, kuzeydeki Deyr el Belah'tan başlayıp Han Yunus'tan geçerek Refah'a kadar uzanan 12 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık bir kilometre genişliğinde bir alan. Tarım arazileri ve kum tepeciklerinden oluşan Mevasi'de, herhangi bir altyapı bulunmamasına rağmen halihazırda binlerce yerinden edilmiş Filistinli çadırlarda kalıyor. Yaklaşık 12 bin kilometrekarelik yüz ölçümüyle Gazze Şeridi'nin yüzde 3'üne tekabül eden Mevasi'de yüz binlerce kişinin barınması imkansız görülüyor. Biri Han Yunus diğeri Refah'a bağlı olmak üzere coğrafi olarak birbirine bağlı iki bölgeye ayrılan Mevasi, çoğunlukla tarım arazileri ve çorak kum tepeciklerinden oluşuyor. Geçmişten bugüne daha çok tarımla uğraşan ailelerin yaşadığı Mevasi'nin nüfusu 9 bin olarak tahmin ediliyor.