Rüzgar ve güneş 2022’de küresel elektriğin yüzde 12’sine ulaşarak rekor kırdı

YEŞİL GAZETE

facebook sharing button
twitter sharing button
whatsapp sharing button
linkedin sharing button
messenger sharing button
email sharing button
snapchat sharing button

Birleşik Krallık merkezli enerji düşünce kuruluşu Ember tarafından bu yıl dördüncüsü yayımlanan Küresel Elektrik İncelemesi raporu, enerji sektörünün karbondan arındırılma süreci devam ederken, rüzgar ve güneş enerjisindeki rekor büyüme ile küresel elektrik emisyon yoğunluğunun 2022’de tüm zamanların en düşük seviyesine ulaştığını gösteriyor.

Araştırmanın başyazarı Małgorzata Wiatros-Motyka, “İklim için belirleyici olan bu on yıl, fosil çağının sonunun başlangıcıdır. Temiz enerji çağına giriyoruz” dedi.

Elektrik sektörü hiç olmadığı kadar ‘temiz’

Bugün (12 Nisan) yayımlanan raporda yer alan verilere göre;

  • Güneş enerjisi, bir önceki yıla göre %24 oranında artarak ve Güney Afrika’nın tamamına yetecek kadar elektrik üreterek üst üste 18. kez en hızlı büyüyen elektrik kaynağı oldu.
  • Rüzgar enerjisi üretimi ise 2022’de %17 artarak neredeyse tüm Birleşik Krallık’a yetecek kadar elektrik üretti.
  • 2022’de rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki artış, küresel elektrik talebindeki artışın %80’ini karşıladı.
  • Küresel elektrik üretiminde en büyük düşüş nükleer enerjide yaşandı.
  • Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisi 2022 yılında 50,14TWh elektrik üretimi yaparak, toplam elektrik üretimin % 15,46’sını karşıladı.
  • Küresel elektrik üretiminin karbon yoğunluğu 2022’de 436 gCO2/kWh’ye düşerek şimdiye kadarki en temiz elektrik üretimi rekoru kırıldı. Bunun neden de rüzgar ve güneş enerjilerinin 2021’de yüzde 10 olan küresel elektrikteki payının yüzde 12’ye çıkmasını sağlayan rekor büyüme oldu. 

60’ı aşkın ülkenin elektriğinin yüzde 10’undan fazlası ‘temiz enerjiden!

Geçtiğimiz yıl küresel güneş enerjisi üretimindeki artış, Güney Afrika‘nın yıllık elektrik talebini karşılayabilecek kapasitedeydi. Rüzgar üretimindeki artış ise Birleşik Krallık’ın neredeyse tamamına güç sağlayabilirdi.

‣ Oxford raporu: Yenilenebilir enerji daha ucuz sermaye maliyeti sağlıyor

Günümüzde 60’ı aşkın ülke elektriğinin yüzde 10’undan fazlasını rüzgar ve güneşten üretiyor. Ancak, Avrupa Komisyonu‘nun “sürdürülebilir enerji kaynakları” arasında saydığı nükleer üretimdeki düşüş ve daha az yeni nükleer ve hidroelektrik santralinin devreye alınması nedeniyle diğer temiz elektrik kaynakları 2011’den beri ilk kez düşüş gösterdi.

‣ Rüzgar ve güneş 2021’de küresel elektrik üretiminin onda birini karşılayarak rekor kırdı

Doğalgaz aynı kalırken, kömürde sınırlı bir artış meydana geldi

Elektrik sektörü emisyonları 2022’de yüzde 1,3 artarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Elektrik üretimi yüzde olarak her zamankinden daha temiz olmasına rağmen, enerji ihtiyacıyla birlikte elektrik kullanımı da artış gösterdi. 

Kömür üretimi, son on yıldaki ortalama büyümeye paralel olarak yüzde 1,1 arttı. Birleşmiş Milletler’in 2021’deki iklim zirvesinde (COP26) kararlaştırılan “kömür gücünün aşamalı olarak azaltılması” 2022’de başlamış olsa da, enerji krizi korkulduğu gibi kömür kullanımında büyük bir artışa yol açmadı.

Doğalgazdan enerji üretimi, 2022’de gaz fiyatlarının küresel olarak yükselmesinin ardından yüzde 0,2 ile son üç yılda ikinci kez önemli bir düşüş yaşadı. Gazdan kömüre geçiş 2022’de oldukça sınırlıydı zira gaz 2021’de zaten çoğunlukla kömürden daha pahalıydı. 2022’de yalnızca 31 GW’lık yeni doğalgaz santrali inşa edildi ve bu son 18 yılda kaydedilen en düşük seviye oldu.

Ancak 2022’de, temiz enerjiye geçiş hızlanırken bile ülkelerin yedek kapasiteyi korumaya çalışmaları nedeniyle, kapanan kömürlü termik santrallerin sayısı son yedi yıldaki en düşük sayıyı gördü.

‣ Rüzgar ve güneş enerjisi, kömür ve doğal gazdaki küresel artışı önledi: 40 milyar dolar tasarruf edildi

2022, fosil enerjideki büyümenin son yılı olabilir

Rüzgar ve güneş, enerji sektörü emisyonlarındaki artışı yavaşlatıyor. Rüzgar ve güneşten elde edilen elektriğin tamamı fosil yakıtlardan gelmiş olsaydı, elektrik sektörü emisyonları 2022’de yüzde 20 daha yüksek olacaktı.

Buna karşın raporu yazan uzmanlar,  geçen yılın elektrik emisyonlarının ‘zirvesi’ ve fosil enerji büyümesinin son yılı olabileceğini, temiz enerjinin bu yıl tüm talep artışını karşılayacağını tahmin ediyor. Sonuç olarak, 2023 yılında fosil üretimde küçük bir düşüş (-%0,3) yaşanacağı, rüzgar ve güneş enerjisinin yaygınlaşması hızlandıkça sonraki yıllarda daha büyük düşüşler olacağı belirtiliyor.

Uluslararası Enerji Ajansı‘nın (IEA) Net Sıfır Emisyon senaryosu da 2050’de ulaşılması amaçlanan net sıfır ekonomi sisteminin on yıl öncesine, yani 2040’a kadar enerji sektörünün net sıfıra ulaşması gerektiğini ifade ediyor.  Bu da 2022’de yüzde12 olan rüzgar ve güneş enerjisinin 2030’da küresel elektriğin %41’ine ulaşması anlamına geliyor. Bu nedenle, elektrikteki dönüşümün takibi, iklim gelişmeleri için kritik önem taşıyor.

‣ Uluslararası Enerji Ajansı’ndan yeni rapor: Güneş enerjisi beklenenden çok daha ucuz

Sadece rüzgar ve güneş üretimindeki saatte 557 Terawatt’lık (TWh) büyüme, 2022’de küresel elektrik talebindeki 694 TWh’lik artışın yüzde 80’ini karşıladı. 2023’te temiz enerjideki büyümenin elektrik talebindeki büyümeyi geçeceği belirtiliyor. Durgunluk dönemleri hariç tutulursa, bu bir ilk anlamına gelebilir.

‣ Rapor: Avrupa’nın kömür kullanımı düşüyor
‣ Dünya Nükleer Raporu: Nükleer, güneş ve rüzgara yeniliyor; küresel payı 40 yılın en düşük seviyesinde

‘Dönüm noktası olarak anılacak’

Ember’in raporuna göre, 2022 yılı dünyanın temiz enerjiye geçişinde bir dönüm noktası olarak hatırlanacak. Rusya‘nın Ukrayna‘yı işgali, fosil yakıt fiyatlarının artması ve fosil yakıt ithalatı bağımlılığı konusundaki güvenlik endişeleri nedeniyle birçok hükümetin planlarını gözden geçirmesine neden oldu.

Ukrayna’nın işgali sonucu 2022, daha fazla ısı pompası, daha fazla elektrikli araç, daha fazla elektrolizör ile elektrifikasyonun ivme kazandığı bir yıl oldu. Bu gelişmelerin diğer sektörler için emisyonlarda azalma sağlaması ve temiz enerjinin daha hızlı üretilmesi için daha fazla baskı oluşturması bekleniyor.

Rüzgâr ve güneş enerjisinin daha yüksek oranlara ulaşsalar bile bu on yılda yüksek büyüme oranlarını sürdürmesi gerekiyor. Diğer tüm temiz elektrik kaynaklarından daha fazla büyümeye ihtiyaç duyulurken, elektrik talebindeki kontrolsüz büyümeyi önlemek için enerji verimliliğine daha fazla dikkat çekilmesi gerekiyor.

‣ ‘Sekiz yıl içinde elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 70’e yükselebilir’

Rüzgar ve güneş enerjisinin şebekeye entegre edilmesini sağlamak için planlama izinleri, şebeke bağlantıları, şebeke esnekliği ve piyasa tasarımı gibi alanlarla acil çalışmalara ihtiyaç duyuluyor.

Düşen fosil yakıttan enerji üretimi, kömürlü termik santrallerin aşamalı olarak durdurulmasının yanı sıra, ilk kez gazlı termik santrallerin aşamalı olarak durdurulmasının da yakın olduğu anlamına geliyor. Ancak elektrik sektörü emisyonlarının ne kadar hızlı düşeceği henüz netleşmiş değil.

enerji

Uzmanlar ne düşünüyor?

Ember’ın Kıdemli Elektrik Analisti Małgorzata Wiatros-Motyka: “İklim için belirleyici olan bu on yılda, fosil çağının sonunun başlangıcına tanık oluyoruz. Temiz enerji çağına giriyoruz. Sahne, hızlı bir yükseliş gösterecek olan rüzgar ve güneş enerjisinin. Temiz elektrik, ulaşımdan endüstriye ve ötesine kadar küresel ekonomiyi yeniden şekillendirecek. Fosil yakıt emisyonlarının yeni düşüş çağı, kömürlü termik santralin kademeli olarak azaltımının gerçekleşeceği ve doğalgazlı termik santrallerdeki büyümenin yakında sona ereceği anlamına geliyor. Değişim hızla geliyor. Öte yandan tüm bunlar, dünyayı 2040’a kadar temiz enerjiye yönlendirmek için hükümetlerin, işletmelerin ve vatandaşların şimdi attığı adımlara bağlı.”

BM Genel Sekreteri Guterres’in Herkes için Sürdürülebilir Enerji Özel Temsilcisi ve BM-Enerji Eş Başkanı Damilola Ogunbiyi: “Küresel ilerleme cesaret verici olmakla birlikte, yenilenebilir enerjinin benimsenmesinde gelişmiş ülkeler ve Asya‘daki gelişmekte olan ekonomiler lehine orantısız bir şekilde artan eşitsizliği ortaya koymuyor; gelişmekte olan ülkelerin geride kalmamasını ve yüksek karbonlu geleceklere kilitlenmemesini sağlamak için çok daha fazlasının yapılması gerekiyor. Ayrıca, kömür enerjisi 2022 yılında küresel elektriğin yüzde 36’sını üreterek dünya çapında tek en büyük elektrik kaynağı olmaya devam etti; bu da enerji sektörünün yüzyılın ortasına kadar küresel olarak net sıfır hedeflerine ulaşma yolunda ilerlemediği anlamına geliyor; rüzgar ve güneş enerjisinin yaygınlaştırılmasının büyük ölçüde ve acilen hızlandırılması gerekiyor.”

Uluslararası Güneş Birliği Genel Müdürü Dr. Ajay Mathur: “Kümülatif küresel güneş PV kapasitesi son on yılda yaklaşık 942 Gigawatt’a (GW) ulaşırken, küresel rüzgar kapasitesi yaklaşık 853 GW’a ulaştı. Çin, ABD, Hindistan ve Japonya gibi ülkeler küresel güneş enerjisi kapasitesine en büyük katkıyı yapan ülkeler oldu. Son on yılda, güneş ve rüzgâr enerjisi maliyetleri büyük ölçüde düştü (sırasıyla yüzde 82 ve yüzde 34), ancak kömür yakıtlı enerji maliyetleri aynı kalırken nükleer yakıtlı enerji maliyetleri yüzde 61 oranında arttı. Küresel yenilenebilir enerji payı artarken, 2030 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için yenilenebilir enerji üretiminin toplam üretimin en az yüzde 60’ını yenilenebilir kaynaklardan karşılaması gerekiyor.

İlerlemenin yolu yenilenebilir enerjiyi hızlandırmaktan ve yenilenebilir enerji teknolojisini küresel bir kamu malı haline getirmekten geçiyor. Finansmanın kolaylaştırılması, bileşenlere ve hammaddelere küresel erişimin iyileştirilmesi ve tedarik zincirinin coğrafi olarak çeşitlendirilmesine yönelik sağlam politikalar bazı zorlukların üstesinden gelecek. Buna ek olarak, sürekli kapasite geliştirme, enerji sübvansiyonlarının fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye kaydırılması ve güneş enerjili mini şebekeler evrensel enerji erişimine doğru daha hızlı hareket edilmesini sağlayacak.”

Rocky Mountain Institute (RMI) Enerji Stratejisti Kingsmill Bond: “Ember’in analizi küresel elektrik sisteminde önemli bir dönüm noktasını yakalıyor. Çin’in öncülüğünde güneş ve rüzgâr enerjisindeki hızlı büyüme, fosil yakıt talebinin zirveye ulaştığı ve gelecekteki tüm büyümenin yenilenebilir enerji kaynaklarından geleceği anlamına geliyor. Yatırımcıların sermaye dağılımlarını bu yeni ortama göre ayarlamalarının zamanı geldi.”

Landscape Endonezya‘nın İcra Kurulu Başkanı Agus Sari:”Fosil elektrik sistemi şu anda muazzam büyüklükte atıl varlık riski barındırıyor. Temiz enerji daha ucuz ve çok daha az değişken. İklim krizinin yaşandığı günümüzde enerji dönüşümü kaçınılmaz. Bu sürece dahil olmayanlar geride kalacaktır.”

Greenpeace Doğu Asya Kıdemli Politika Danışmanı Li Shuo: “Çin, küresel enerji sektörü söz konusu olduğunda 800 kiloluk bir gorildir. Bunun nedeni sadece Çin’in büyüklüğü değil, aynı zamanda elektrik sektörünün gelişimindeki endişe verici eğilim. Çin hiç şüphesiz küresel yenilenebilir enerji genişlemesine öncülük ediyor. Ancak ülke aynı zamanda kömür projelerinin onaylanmasını da hızlandırıyor. Dünyanın başka yerlerinde görülen yenilenebilir enerji ve fosil yakıt arasındaki dengeleme dinamiği, Çin’de karşılıklı olarak birbirini güçlendiren bir ilişki haline geliyor. Bu durum ülkeyi gerçek anlamda karbonsuzlaştırmaya yetmeyecek. Ülkeyi kendisi için belirlediği karbon nötr vizyonuna geri döndürmek için hızlı enerji sektörü reformlarına ihtiyaç var.”

Raporun önsözünün yazarı, Şili Enerji Bakanı Diego Pardow: “Şili son yıllarda dönüşüm sürecinde önemli ilerlemeler kaydetti. Elde edilen son başarılar, Şili’yi yenilenebilir enerjilere yatırım yapmak için en iyi gelişmekte olan ülke konumuna getirdi, sistemimizdeki temiz enerjilerin yüksek penetrasyonuna ek olarak, geçen yılki dönüm noktası, elektrik üretiminde güneş ve rüzgarın ilk kez kömürü geçmesi oldu. Bu açıdan 2023 yılı, özellikle de elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonların bu yıldan itibaren azalmaya başlayabileceğini gösteren bu raporun öngörüsü sayesinde, küresel düzeyde umut verici görünmektedir. Ancak önümüzde hâlâ kat etmemiz gereken uzun bir yol, birçok zorluk ve net bir hedef var: her zaman insanı merkeze koyarak hızlı hareket etmeliyiz. Artık mazeret yok.”

Tarih: 17.04.2023 Okunma: 288