[2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü]: Farkındalıktan fazlası gerek

YEŞİL GAZETE

facebook sharing button
whatsapp sharing button
twitter sharing button
linkedin sharing button
email sharing button
print sharing button

Uzmanların aktardığına göre, otizm görülme sıklığı günümüzde daha da artıyor. Dünyada her 20 dakikada bir çocuk otizm tanısı alıyor. Her yıl nisan ayında da otizmde farkındalık yaratmak için erken tanı, tedavi, eğitime erişim gibi önemli konulara değiniliyor.

Biz de Yeşil Gazete olarak, hem Dünya Otizm Farkındalık Günü‘nü hem de Türkiye’de otizm teşhisi konan insanların neler yaşadıklarını, sorunlarını, neler yapılması gerektiğini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Uzman Doktor Hülya Bingöl Çağlayan, Avukat Cansu Korkmaz, otizmli bir çocuk annesi ve Uzman Hemşire Semine Aydoğan ve İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği Başkanı Mustafa Öztürk ile konuştuk.

‘Otizmli çocukların takip edilmesi gerekiyor’

Yayında otizmli çocukların kendi dünyalarında yaşadıklarına dikkat çeken Hülya Bingöl Çağlayan, ruhsal olarak da iletişime ihtiyaç duymadıklarını kaydetti.

Dışarıyla iletişimlerinin olmadığını ve ‘ben’ varlıklarının sadece kendilerine yönelik olduğunu vurgulayan Çağlayan, “Bütün yapılan eğitimler, uygulamalar hepsi çocuğu ‘ben’ dünyasından çıkarıp ‘biz’ dünyasına geçirmek için” dedi.

Devletin, otizmli insanlara sağladığı imkanların 17-18 yaşa kadar olduğunu kaydeden Çağlayan, 18 yaş sonrası çocuklara ne olduğunun bilinmediğini söyledi. Uzman Doktor Hülya Bingöl Çağlayan, “Takip edilmeleri gerekiyor, hayatlarının desteklenmesi gerekiyor. Anne-babaları yaşlanıyor. Bu da ayrıca düşünülmesi ve öneminin vurgulanması gereken bir nokta” dedi.

Otizm davalarının çoğu eğitim hakkı için

Otizm Eylem Planı‘nın uygulanması gereken çok güzel olduğunu bir plan olduğunu kaydeden Avukat Cansu Korkmaz, ancak bu planın devamının gelmediğini hatırlattı. Korkmaz, konuyla ilgili “Bu planın uygulanmamasına ilişkin yapılabilecek herhangi bir denetim mekanizması plana koyulmadı. Şu anda Otizm Eylem Planı uygulanmıyor. Hem hukukçular hem aileler olarak bu planın uygulanması için sürekli kampanyalar düzenliyoruz. Ama sonuç olarak yine uygulanmadı” dedi.

Otizm davalarına ilişkin de konuşan Korkmaz, davaların çoğunun eğitim hakkı üzerinden açıldığını söyledi ve otizmli bireylerin eğitim alırken sıkıntılar yaşadıklarını, okula alınmadıklarını, alınsalar bile nitelikli eğitim göremediklerini anlattı: “Bunları yargıya taşıdığımız zaman zaten karışık olan özel eğitim mevzuatını biz bile zor anlarken, hakimin kafası karışıyor. Bu konuyu da bilirkişi olarak çalışan çok hukukçu yok. Böyle olunca da çok değişik kararlar çıkıyor” dedi.

‘Otizmi kabul etmek çok önemli’

Kızı Asya’ya otizm tanısı konulmasını anlatan Semine Aydoğan, otizmi kabullenmenin çok önemli olduğunu belirterek, “Erken bir dönemde bunu kabul edip, bir takım girişimlerde bulunmak çocuk için kesinlikle paha biçilemez değerde önemli” dedi.

Koronavirüs sürecinde kızıyla yaşadıklarını da anlatan Aydoğan, özel eğitim kurumlarının kapalı olmasından dolayı kızının bir süredir evde olduğunu ve evde kalma süresinin çocuğu için kayıp olduğunu dile getirdi.

Otizmli çocuklara riskli gruplar içinde değerlendirip koronavirüs aşısında öncelik verilmesi gerektiğini kaydeden Aydoğan, “Koronavirüs hem çok yayıldı hem de mutant varyantları çıktı. Böyle olduğu durumda bu çocukları riske atmak bence gerçekten ciddi bir sorun” ifadelerini kullandı.

‘Farkındalığın çok üstüne geçilmesi gerek’

İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği Başkanı Mustafa Öztürk, otizm konusunda farkındalığın çok üstüne geçilmesi gerektiğini kaydetti. Kendi oğluna tanı konulalı 22 yıl olduğunu söyleyen Öztürk, 18 yıl önce okul aşamasına geldiklerinde yaşadıkları sıkıntıların başka ailenin çocuklarının da yaşadığını duyunca söylemlerin eylem planlarında kaldığını belirtti.

Bazen otizmli çocukların öfke nöbeti yaşadıklarını dile getiren Mustafa Öztürk, “Öfke nöbeti yaşayan otizmli çocukların davranış problemi gösterdiği anlarda o çocuğun hastaneye gidip orada alabileceği destek sadece bir iğne olmamalı. Uyuşturup eve tekrar geri gönderilmemeli. Otizmli çocukları psikolojik sıkıntı yaşayan kişilerle karıştırmamak gerekiyor” dedi.

Tarih: 02.04.2021 Okunma: 532