Haber Analiz: İ. Hakkı Cengiz
“AA muhabirinin Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun (MKK) Ağustos verilerinden derlediği bilgilere göre, Ağustos'ta 76 bin 398 artan yerli gerçek yatırımcı sayısı 1 milyon 676 bin 196'ya ulaşarak rekor tazelerken, yılbaşından bu yana Borsa İstanbul'daki yerli yatırımcı sayısı 488 bin 138 yükseldi. Bu da yaklaşık yüzde 41'lik artışa işaret etti.” (BloombergHT, 14 Eylül 2020)
Haber çok sevindirici. Çünkü borsaya güven duymak demek, TÜRK EKONOMİSİ’ne, TÜRK ŞİRKETLERİ’ne güven duymak demektir.
Bu gelişmeyle birlikte, daha önce %90’lara ulaşan ve çok şikâyet edilen, “borsadaki yabancı payı” %50’lere geriledi.
BORSA OYUN ALANI DEĞİL, YATIRIM ALANIDIR!
Borsa için, “oyun alanı”, “modern kumar” gibi tabirlerin kullanıldığı oluyor. Eğer borsayı “oyun alanı” olarak görüyor veya hisse alıp-satmayı kumar gibi değerlendiriyorsanız, borsaya hiç girmemelisiniz! Çünkü daima kaybedeceksiniz, "ütüleceksiniz" demektir.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na (BİST), orada işlem gören şirketlere “ortak olmak” bilinciyle girmelisiniz. Ortak olmak ise, alınan hisseyi en az bir yıl elde tutmayı gerektirir. Şirketler, ortalama olarak yılda bir kez “kâr” açıklıyor veya temettü dağıtıyorlar. Onu beklemek lâzım.
Tabii iştirakte, “kâra ve zarara ortaklık” söz konusudur. Şirketler genellikle kâr ederler fakat beklenmedik durumlarda zarar da söz konusu olabilmektedir. Hisse alan ortak, zararı da göze almış olmalıdır.
Bu konudaki ayrıntılı görüşlerimi, “HİSSE SENEDİNDEN KÂR ETMENİN ALTIN KURALLARI” başlıklı yazıyla paylaştım. Yazının hattı: https://www.genelhaberler.com/kose/oku/6202
Bırakalım dövizi, altını… Yatırımımızı kendi ülkemizin sanayiine, kurum ve kuruluşlarına, hizmet sektörüne yapalım.
Ekonomimize güvenelim, şirketlerimizi güçlendirelim…
Güçlenelim!
