DENİZLERİMİZDEKİ BÜYÜK SERVET: BALIK ve BALIKÇILIK

GENEL HABERLER


Haber Analiz: İ. Hakkı Cengiz

Türkiye’nin yıllık balık ihracatının bir milyar dolar olduğunu biliyor muydunuz?

Rakam şaşırtıcı!

İki açıdan şaşırtıcı: Böyle bir ihracat kalemimiz olduğu pek bilinmediğinden şaşırtıcı… Öte yandan, “üç tarafı denizlerle çevrili”, 90 milyon nüfuslu, 780 bin kilometrekarelik büyük bir ülkeden çok daha fazlası beklendiğinden şaşırtıcı!

100 MİLYAR DOLARA KADAR YOLU VAR

Türkiye, su ürünlerinin zenginliği açısından, sadece üç tarafı denizlerle çevrili olmakla kalan bir ülke değil…

Marmara gibi büyük bir iç denizi,

Uzun uzun ve geniş geniş ırmakları,

Sayısız gölleri,

Gittikçe önem kazanan “kültür balıkçılığı” var.

Böyle bir deniz memleketinin elbette çok devasa bir balık ve balıkçılık gizilgücü olsa gerek!

Denizlerimizden ve sularımızdan inanılmaz çeşitlilikte ve miktarda balık elde edebiliriz. On milyar dolarları bulan hatta yüz milyar dolara ulaşabilecek bir ürün elde edebiliriz. İşte o zaman, “cari fazla”dan söz edebiliriz.

Tabii bunun için balık ve balık konusunda bilgilenmemiz, “bilinçlenmemiz” lâzım!

Şu anda bu bilinç var mı?

Hayır, yok! Ne yazık ki yok!

Devasa balıkçılık gizilgücümüzü ortaya çıkarabilmemiz için en evvel ve her şeyden evvel denizlerimizin, göllerimizin ve akarsularımızın temiz tutulması gerekir.

BİZ NE YAPIYORUZ?

Denizlerimizi ve sularımızı başta plastik olmak üzere çöplerle dolduruyor, kirletiyoruz. Bu kirliliğin üstüne bir de bilinçsiz avlanma eklenince, denizlerimizde çeşit ve miktar azalıyor. Balıklar tükeniyor.

21 Ağustos’ta bu sayfalarda paylaştığımız habere göre, Karadeniz’de 17 balık türünün tamamen yok edildiği, 17’sinin ise ticari olarak tükendiği ortaya çıktı. Marmara Denizi’nde ise 19 balık türü tamamen, 22 balık türü ise ticari olarak tükendi.”

Demek potansiyelimizi kendi ellerimizle yok olma noktasına getirmişiz!

Derhal tedbir alınmalı! Kirliliğe ve bilinçsiz avlanmaya karşı sert ve katı yaptırımlar getirilmeli. Balıkçılığın, “stratejik” bir sektör olduğu kabul edilerek, buna ayrıcalıklı ve olağanüstü teşvik ve destekler sağlanmalı.

NEDEN STRATEJİKTİR?

Petrolsüz, doğalgazsız yaşanabilir ama gıdasız yaşanamaz!

Nüfusun çoğaldığı, gıda kaynaklarının ise azaldığı yerküremizde en hayatî besin kaynaklarından biri olan balığın ve balıkçılığın önemi gittikçe artacaktır.

Elimizdeki bu büyük imkân, bu büyük potansiyel azamî ölçüde değerlendirilmeli.

Balıkçılık eğitimi,

Balık üretimi,

Taze ve dondurulmuş balık ihracatı,

Balık konserveciliği gibi alanlara devasa yatırımlar planlamalı ve bunlar süratle gerçekleştirilmelidir.

Ekonomik kalkınmamızın en önemli itici gücü, elimizin altında… Sularımızda!

Tarih: 24.08.2020 Okunma: 620