Avedis Cebeciyan’ın 'Bir Ermeni Subayın Çanakkale ve Doğu Cephesi Günlüğü 1914-1918' kitabı yeniden basıldı

YEŞİL GAZETE

Avedis Cebeciyan’ın “Bir Ermeni Subayın Çanakkale ve Doğu Cephesi Günlüğü 1914-1918 ” kitabı Aras Yayıncılık tarafından yeniden basıldı.

Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nda görev yapan Ermeni asker ve subaylar, son zamanların hararetli tartışma konularından biri. Antep doğumlu bir doktor olan Avedis Cebeciyan’ın, Çanakkale ve Doğu cephelerinde subay olarak yaşadıklarını günü gününe kaydettiği günlüğü, bu tartışmalara eşsiz bir katkı sunuyor. Çanakkale Savaşı’nın en şiddetli günlerinde cephede bir tabip subay olarak görev yapan ve gözlemlerini Ermeni harfleriyle Türkçe olarak ve sıcağı sıcağına kaleme alan Cebeciyan, kimi zaman büyük ölüm tehlikesi altında olmasına rağmen yüzlerce Osmanlı askerine şifa verdi. Yüzbaşı Cebeciyan, bir yandan da, 1915’te uygulamaya konan tehcir ve katliam politikaları çerçevesinde Antep’ten sürülen ailesinin akıbetini merak ediyor, onların hangi koşullar altında olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. Zaman geçtikçe, cephe gerisindeki sevdiklerinden son derece kaygı verici haberler almaya başlayan genç subay, bu ağır ruh hali içinde, yine de görevlerini aksatmamaya, vatanına hizmet etmeye çalışıyordu. Çanakkale Savaşı’nın Osmanlı Devleti adına zaferle sonuçlanmasının ardından bu kez de Doğu cephesine tayin edilen Avedis Cebeciyan, burada da, hem savaşa, hem Anadolu’nun harap haline, hem de dönemin siyasi gelişmelerine dair önemli bilgileri kaydederek, 100 yıl önce yaşananların günümüze ulaşmasına aracılık ediyordu. Tarihe büyük anlatıların ötesinde, insani çerçeveden bakmak isteyenler için bire bir.

***

Kitaptan bir bölüm: …3 Eylül 1915, Akbaş Öğleden sonra tekrar üzerimize bombardıman açıldı. Müthiş manzaralar gördüm. Yer altı deliğine girdik, öğle sonu yük ile dolu gelmiş olan vaporu görmüş idiler ve onu vurmak istiyorlar idi. Nihayet 14’üncü mermiyi tam vaporun kıçına düşürdüler. Vapor, olduğumuz yerden 60 metro uzak idi. Merminin biri bize daha yakın düşünce, olduğumuz yer altı mahalın içi toz toprak ile doldu. Baktım fena, ordan kaçıp ateş hattından ırakça dik bir dağda kayaların oyukları içine sığınıp, açıkta, atılan mermileri seyre başladım. Müthiş şey amma hoş ve cazip-i dikkat. Her patladığından sonra üzerimize taş ve şarapnel parçası yağmuru yağıyor idi. Allah koruyor… Vapora isabetinde, mermiden sonra derhal ince bir duman çıkmaya başladı, gittikçe arttı, lakin gidip biraz su ile söndürmeye kimse cesaret etmedi. İşte, alev çıkmaya başladı, amma her üç-beş dakikada bir mermi geliyor. Vapor, un ve peksimet ile dolu, canımız gidiyor amma ne çare! Nihayet bombardıman dindi, lakin vapor müthiş surette yanmaya başladı. Olduğum dik dağda yerimden kalkıp askerlere bir bağırdım: “Haydeyin aslanlarım, vatana hizmet edecek gün bugündür, haydeyin yangına!”

Avedis Cebeciyan

1876’da Antep’te doğdu. İlköğrenimini Antep’teki bir Protestan okulunda gördü. Sonrasında Antep Getronagan Koleji’nde okudu ve buradan 1896’da mezun oldu. 1898’de tıp eğitimi almak için Suriye Protestan Koleji’ne gitti. Bir süre Urfa’da doktorluk yaptıktan sonra, başhekimliğini Lorrin Shepard’ın yaptığı Antep Amerikan Hastanesi’nde görev yaptı. 1908’de Adana Amanos Hasanbeyli köyünden Yevnige Kundakcıyan ile evlendi. Birinci Dünya Savaşı patlak verdikten sonra askere çağrıldı. Tabip subay olarak 1914 ile 1916 arasında Çanakkale cephesinde, daha sonra da 1918’e dek Doğu cephesinde görev yaptı. Kendisi Osmanlı ordusunda subay olduğu için, ailesi, oğlu Robert’in deyişiyle “yumuşatılmış bir tehcir”e uğradı. Cebeciyan’ların Halep’e gitmelerine ve savaş müddetince orada kalmalarına müsaade edildi. Ancak, ailenin diğer kolları o kadar şanslı olmadı; Hama ve Der Zor taraflarına sürüldüler ve pek çoğundan daha sonra haber alınamadı. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından, aylar süren bir yolculuk sonunda Halep’e dönmeyi başaran Doktor Cebeciyan, akrabalık bağıyla bağlı olduğu, kendisi gibi Beyrut Amerikan Üniversitesi mezunu Doktor Filip Hovnanyan’ın muayenehanesini ortak olarak kullanmaya başladı. Daha sonra, yine Hovnanyan’la birlikte, Cebeciyan-Hovnanyan Hastanesi’ni kurdu. 1952’deki ölümünden bir yıl öncesine kadar fiilen doktorluk yapmayı sürdürdü. Halep Ermeni Mezarlığı’na gömüldü.

(Yeşil Gazete)

Tarih: 03-03-2019 Okunma: 956