GENEL HABERLER
BAYAZAY İZMİR Şube Müdürü Salih ARIKAN'ın paylaşımıdır.
Psikolog Kıvanç Tığlı güzel bir tespitte bulunmuş:
“Evde çocuklar suçlu olduklarından değil, anne-baba öfkelendiği için dayak yer.”
Okulda öğrenci kabahat işlediği için değil, öğretmen öfkesine yenildiği için azar işitir, dayak yer.”
Öfke geldiği zaman mantık savuşur.
Öfke ile kalkan zarar ile oturur.
İnsana verilen en büyük nimet akıl.
Öfke aklı perdelediği zaman çocuklar azarlanıyor, dayak yiyor ve suçlanıyor.
Öfkeyi eğitim alanından kovmak gerekir.
Öfkelenen kişi, çocukların bulunduğu yeri terk etmelidir.
Eğitimde
dayağın, şiddetin, tehdidin ve şantajın yeri yoktur. Beyin ödül sistemi
ile çalışır. İnsan öğrendiği zaman beyin dopamin, endorfin, serotonin
denilen sıvıları salgılayarak öğrenmeyi ödüllendirir. Öğrenme ve başarı
yoksa beyin mutluluk veren bu sıvıları keser.
Mutluluk
verici sıvıların salgılanmaması bir çeşit cezadır. Bu durumda öğrenci
mutsuz olur, canı sıkılır. Can sıkıntısını unutmak için başka yollar
arar. Sınıf içi yaramazlıklar, arkadaşlarına çatmalar, ders dışı
şeylerle ilgilenmeler bu sebepten ortaya çıkar.
Eğitimciler,
böyle durumları yaramazlık olarak değerlendirmek yerine, nasıl bir yol
takip edersek bu tür davranışları önleriz diye düşünmelidirler. Çocuğun
kendini ifade edebileceği, başarabileceği bir alan, bir konu bulmak
lazım.
Öğrencilere okulda başarısızlığı değil, başarmayı öğretmeli.
Başarısızlığı
öğrenmek için okula gitmeye, üniversite diplomalı pedagog ve
eğitimcilere gerek yok. Okula gitmeden de başarısızlık öğrenilebilir.
Öğretmenler, çocuklara ne yaparlarsa başarılı olabileceklerini öğretmeli.
Öğrenme
duygusu doğaldır. Allah insan beynini öğrenme programlı yaratmış ve
okuyup öğrensin diye kitap göndermiş ve oku buyurmuş.
İnsan yaratılıştan meraklıdır, merak ilmin hocasıdır. Çocuk merak duygusu yok edilmediği, tahrik edildiği sürece öğrenir.
Öğrencinin merak, soru sorma, araştırma duyguları harekete geçirilirse motivasyon sağlanmış olur.
Öğrenci öğrendikçe desteklenmeli, takdir edilmeli, ödüllendirilmeli.
Öğrenemediği zaman bunun sebepleri araştırılmalı ve nasıl öğrenebileceği anlatılmalı.
Değerli
eğitimci Fetihtepe Ortaokul Müdürü Yılmaz Aykın Bey okuluna davet etti,
veliler ve öğrencilerle sohbet ettik. Konferanstan sonra çay içerken
oğlu Bahadır yanımıza geldi. Yılmaz Bey ile sohbete ara verdim.
Bahadır’a yöneldim:
-Sınıfında kaç öğrenci var?
-Otuz iki.
-Not itibariyle kaçıncısın?
-Ortalarda.
-Günlük ortalama kaç saat çalışıyorsun?
-Bir veya iki.
-Notların
idareye verilmesine üç hafta kaldı. Son yazılılar duruyor, birçok
dersten sözlü notu alacaksın. Sınıfta ilk üçe girmek ister misin?
-Elbette isterim.
-Ne yapmalısın?
-Çalışma saatimi artırmalıyım.
-Kaç saat çalışmalısın?
-Dörde çıkarmalıyım.
-Akşam beşten gece 11’e kadar altı saatin var. Bu saatlerin dördünü derslerine ver. Hazirana kadar dişini sık.
-Akşamı nasıl değerlendiriyorsun?
-Cep telefonu, televizyon, internet.
-Bunları bir ay yok say ve derslere yüklen. Hazirandan sonra tekrar keşfedebilirsin.
-Yapmalıyım.
Yılmaz Bey oğluna döndü. Şefkatli bir ses tonuyla:
-Sana bir iyilik yapayım. Telefonu bana ver. Haziranda alırsın.
Bahadır hiç tereddüt etmeden telefonu babasına uzattı.
Çocuklara
plan yapmayı, zamanı verimli kullanmayı, başarıya götüren metotları
anlatmalı, doğru bir yol haritası çizmeli, başarma zevkini tattırmalı.
Öfkelenmeye, bağırıp çağırmaya, ceza vermeye ihtiyaç kalmaz.
Tebrik
ve Teşekkür: Fetihtepe Ortaokulu’nda velilere Evde ve Okulda Başarılı
Eğitimin Sırları kitabım okutulmuş ve sınav yapılmış. Başarılı velilere
ödüller verdik. Konya’da Zeki Altındağ İlkokulu’nda Çocuğumu Daha Zeki
ve Ahlaklı Yetiştiriyorum adlı eserim okutuldu ve veliler sınav yapıldı
ve başarılı olanlara ödüller verildi. Öğrencilerimizin başarısını
artırmak için velileri eğitim konusunda bilinçlendirmek çok iyi bir
metot. Okul Müdürü Yılmaz Aykın ve eğitimci dostları tebrik ediyorum.
Davet:
12 ve 13 Mayısta Çorum, 14 Mayısta Kocaeli Belediyelerinin düzenlediği
kitap fuarlarına katılıp dostlarla sohbet edeceğim. Kitap dostlarını
davet ediyorum.
--