YEŞİL GAZETE – Bülent Şık
Konuk Yazar 03/04/2018Bu yazı bianet.org/ dan alınmıştır
Küfler tarafından belirli çevre koşullarında gıdalarda üretilen toksik etkili kimyasal maddelere mikotoksin adı verilir.
Küfler
doğada her ortamda yaşayabilen çok hücreli, oksijeni seven, 22-32
santigrat derecede ve nemli ortamlarda iyi gelişen canlılardır.
Küflerin gıdaların yüzeyinde gelişmesi ağaçların toprakta filizlenip kök salmasına benzer.
Küf
sporları bir sap vasıtasıyla gıdaların yüzeyine tutunur ve gıdaların
yüzeyinde gelişen küfler gıdanın içine doğru ince, ipliksi köklerle
yayılır.
Küfe rengini yüzeydeki küf sporları verir ve bu sporlar
hava akımı ile bir yerden diğerine kolayca taşınır. Bazı küfler
Camembert ya da Brie gibi peynirlerde de görülebileceği gibi gıdalara
lezzet katmak amacıyla yapılan olgunlaştırma işlemlerinde kullanılır.
Küflerin
çoğu zararsızdır; ancak havada taşınan sporları solunduğunda alerjik
reaksiyonlara ve astım krizlerine yol açabilir. Ancak yol açtıkları
sağlık zararları burada bitmez. Bazı küf çeşitleri bilinen en zehirli
maddelerden biri olan mikotoksinleri oluşturur. Mikotoksinlerin
gıdalardaki varlığı ise ciddi bir halk sağlığı sorunudur.
Mikotoksinler
Doğada
100’ün üzerinde küf türü tarafından üretilen 400 civarında mikotoksin
bulunmakta. Mikotoksinler genellikle gıdaların içine kök salan ipliksi
köklerin içinde ve etrafında bulunur.
Halk sağlığı açısından
aflatoksinler, okratoksin A, trikotesenler, fumonisin B1, zearalenon ve
patulin en önemli mikotoksinlerdir.
Bu yazıda zehirli etkilerinin yüksekliği ve yaygınlıkları nedeniyle aflatoksinlere odaklanılmıştır.
Aflatoksinler
Aflatoksinler, Aspergillus adı verilen küfler tarafından üretilen mikotoksinlerdir.
Aflatoksin kelimesi onu üreten küf çeşitinin adının baş harfleri (Aspergillus flavus) ile zehir anlamına gelen “toksin” kelimesinin birleşiminden türetilmiştir.
20’den
fazla aflatoksin çeşidi olsa da en önemlileri Aflatoksin B1, B2, G1 ve
G2’dir. Gıdalarda en çok bulunan ve en toksik olan aflatoksin B1’dir.
Aflatoksinler
kanserojen (kanser yapıcı), mutajen (genetik zincirde mutasyona neden
olan) ve teratojen (embriyo gelişimini olumsuz etkileyen) etkili
kimyasal maddelerdir. Yol açtıkları en önemli sağlık zararı karaciğer
kanseridir.
Aflatoksinlerin yol açacağı sağlık sorunları
gıdalardaki aflatoksin miktarı, aflatoksin içeren gıdaları yeme sıklığı,
yaş ve karaciğer bozuklukları gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak
değişmektedir.
Aflatoksinler gıdalara uygulanan ısıtma ya da
pişirme gibi işlemlerle yok edilemez. Genel bir kural olarak üzerinde
küf gelişmiş gıda maddeleri tüketilmemelidir.
Ülkemizde yer fıstığı, fındık, kuru incir ve mısır aflatoksin içermesi en muhtemel gıda ürünlerinin başında gelir.
Aflatoksin hayvansal gıdalarda da bulunabilmektedir; ancak bu konuyu önümüzdeki hafta ele alacağım.
Ülkemizdeki aflatoksin içermesi muhtemel gıda ürünlerindeki durum?

Ülkemizdeki
gıdalarda bulunabilecek aflatoksin miktarlarının maksimum ne kadar
olabileceği 29.12.2011 tarih ve 28157 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
“Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği” ile belirlenmiştir.
Gıdalardaki
aflatoksinler ile ilgili kontrol, izleme ve analiz çalışmalarını
yapmakla sorumlu kurum Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’dır.
Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ülke genelinde üretilen ve ithal edilen
ürünlerde yapmış olduğu aflatoksin analizi çalışmalarına dair sonuçları
kamuya açıklamıyor. Dolayısıyla gerçek durumun ne olduğu hakkında
bilgimiz yok.
Bu yazıda 2013 yılından günümüze uzanan süreçte
ülkemizden Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen çeşitli gıda
ürünlerinde tespit edilen aflatoksin miktarlarının ne olduğuna bakarak
bu önemli hak s
İhraç gıda ürünlerinde aflatoksin kontrolü
Ülkemizden
Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen gıda ürünleri ithalatçı ülkenin
gümrük kapısında analiz ediliyor. Analiz sonucu uygun çıkarsa gıda
maddesinin o ülkeye girişine izin veriliyor; aksi durumda ürünler
ihracatçı ülkeye geri gönderiliyor. Ürünler üzerinde yapılan analiz
çalışmaları sonucunda bir uygunsuzluk belirlendiğinde elde edilen
sonuçlar “Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi (RASFF)” olarak da bilinen bir
internet portalında ilan ediliyor.
İlgili kayıtlar incelendiğine
ülkemizden ihraç edilen gıda ürünlerinde tespit edilen uygunsuzluk
sorunlarının neredeyse yarısının mikotoksinlerle ilgili olduğu
görülecektir.
En çok kayıt da aflatoksinler hakkında.
Uygunsuzluk
kaydı yapılan mikotoksinlerin %85-90’ı aflatoksin. Aşağıdaki tablo
2013-2018 yılları arasında ülkemizden ihraç edilen ürünlere yapılan
analizlerde toplam kaç adet uygunsuz ürün tespiti yapıldığını ve bu
yapılan tespitlerin kaç tanesinin aflatoksinlerle ilgili olduğunu
gösteriyor.
Tablo’da sadece 2013 ile 2018 yılları arasındaki
verilere yer verdim ama 2013 yılı öncesindeki aflatoksin kayıtları için
de önemli bir değişiklik olmadığını söyleyebilirim.
RASSF kayıtları incelendiğinde uygunsuz örneklerin ortalama %40’ının aflatoksin içerdiği için uygunsuz çıktığı görülecektir.
Ülkemizdeki durum ne?
RASSF
kayıtları Türkiye içinde tüketilen ürünlerdeki aflatoksin sorunu
hakkında ne söyler? Bu sorunun yanıtı kolay değil. Ama ihraç ürünlerin
genellikle seçmece ürünler olduğunu, geri çevrilme riskine karşı daha
dikkatle hazırlandıklarını düşünmek makul.
İhraç ürünlerle ilgili
verilerdeki aflatoksin kayıtlarının çokluğu ve ülkemizdeki gıda tüketim
alışkanlıkları içinde tahılların, kuruyemişlerin, baharatların ve kuru
meyvelerin epeyce yer tuttuğu düşünülürse aflatoksin maruziyeti
açısından bir halk sağlığı sorunu olması kuvvetle muhtemeldir.
Ama bu düşüncemizi doğrulamak için analitik verilere ihtiyaç var.
Ülke
genelinde yapılacak bir çalışma ile aflatoksin içermesi muhtemel
ürünlerdeki aflatoksin kalıntı düzeylerinin saptanması ve o bilgiden
hareketle değişik yaş gruplarının yedikleri gıdalarla bünyelerine ne
miktarda aflatoksin aldıklarının mutlaka belirlenmesi gerekiyor.
Bu çalışma hiç şüphe yok sadece aflatoksinler için değil mikotoksinlerin tamamı için yapılmalı.
Ama
yanıtlanması gereken başka sorular da var ve onların neler olduğuna
değinmek meselenin önemini ve aksayan noktaların nerelerde olduğunu daha
görünür kılacak.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sorular
RASSF
kayıtlarında ürünlerde tespit edilen aflatoksin miktarları çok yüksek.
Örneğin 2017 yılında ihraç edilen fındık, kuru incir, yer fıstığı gibi
ürünlerde tespit edilen aflatoksin miktarları ülkemiz mevzuatının izin
verdiği miktarların çok üzerinde. Dolayısıyla iade edilen bu ürünlerin
iç piyasaya sunulmaması veya kesinlikle tüketilmemesi gerekiyordu.
Şu sorulara yanıt aramak gerekiyor. Sorunun muhatabı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’dır.
1) Aflatoksin
kalıntısı içerdiği için 2017 yılında ülkemize iade edilen 145 parti ve
2018 yılı Ocak-Nisan ayları arasında iade edilen 45 parti gıda ürününe
ne oldu? Muhtemelen binlerce ton olan bu ürünlerin mutlaka imha edilmesi
gerekiyordu. İmha işlemi nerede ve ne zaman yapıldı?
2) 2017
yılında ülkemizdeki gıda ürünlerinde yapılan aflatoksin kalıntısı
analizi sayısı kaçtır. Örneğin kaç adet fındık, fıstık, tahıl ürünleri,
kuru incir örneğinde analiz yapılmıştır. Tespit edilen uygunsuzluk oranı
nedir? Uygunsuzluk tespiti sonrasında hangi önlemler alınmaktadır?
3) Ülkemize ithal edilen gıda ürünlerinde aflatoksin kalıntısı analizi yapılmakta mıdır?
4) Son
5 yıl içinde ithal edilen gıda ürünleri içinde mevzuatın belirlediği
miktardan daha fazla aflatoksin kalıntısı içerdiği için iç piyasaya
sokulmayan ve iade edilen ürün sayısı kaçtır?
5) Aflatoksin maruziyeti konusunda ne gibi çalışmalar yapılmaktadır.
İlgili
kamu kurumları bu sorulara yanıt üretecek tarzda çalışmalar yapmamışsa,
bunun nedenlerinin neler olduğunu sormak da hakkımız öyle değil mi?
Hâlâ haktan, hukuktan, işleyen bir kamu bürokrasisinden söz edilebilirse
elbette. (BŞ/HK)
Not: Gıdalardaki
mikotoksin kalıntıları konusunda hayvan refahı, iklim krizi ve gıda
güvencesi bağlamında söylenecek başka şeyler de var ve o konuları da
önümüzdeki haftalarda ele almaya çalışacağım.
Bu yazı bianet.org/ dan alınmıştır

Bülent Şık